Oldukça stresli olaylar ya da büyük yaşam olayları (ciddi hastalık, trafik kazası, bir yakının ya da sevilen birinin ölümü, işsizlik, boşanma vb.) yıkıcı durumlara ve çeşitli davranışsal, psikolojik ve duygusal olumsuz sonuçlara yol açabilir. Tehdite karşı verilen duygusal tepki, bir dengesizlik duygusu ve kontrol kaybını beraberinde getirebilir. Ancak travmatik bir olayla karşı karşıya kalmanın her zaman bu doğrultuda sonuçlar vermediği de görülmektedir. Travmatik bir olayın kişiyi önceki durumundan daha güçlü hale getirmesi de mümkün olabilmektedir.
Travma sonrası büyüme kavramını; “büyük bir yaşam krizi ile mücadeleden kaynaklanan önemli olumlu değişim deneyimi” olarak tanımlayabiliriz.
Travma sonrası büyüme; çevresel (travma stres düzeyi, sosyal destek, sosyokültürel etkiler) ve bireysel özellikler (kişilik özellikleri, stres yönetimi, baş etme mekanizmaları, duygusal kendini açma) gibi çeşitli faktörlerden etkilenmektedir.
Sosyal destek, başa çıkma sürecini ve travmatik deneyimlere başarılı şekilde uyum sağlamayı etkilemekte, bu durum sonrasında travma sonrası büyüme için bir belirleyici olabilmektedir.
Bireysel özelliklere bakıldığında; yapılan araştırmalarda dışadönüklük (extraversion), deneyimlere açıklık (openness to experience), uzlaşıcılık (agreeableness) ve dürüstlük (conscientiousness) kişilik özelliklerinin travma sonrası büyüme ile pozitif ilişkili olduğu ortaya konmuştur.
Kaynak: Duman N. (2019). Travma sonrası büyüme ve gelişim. IJAR. 4(7),178-184