Dünyaya gözlerimizi açmadan bile sesini en derinimizde hissettiğimiz, kokusu ile uyandığımız, her düştüğümüzde ayağa kalkmamızda yardımcı olan, koşulsuz, sorgusuz sualsiz güvendiğimiz, omuzumuzda her zaman bir elini hissettiğimiz, uzaklarda yalnızken bile sığındığımız limanımız, dişini tırnağına takmış, sıcacık ekmek gibi elleri ile annelerimiz.. 

Ebeveynlik ister anne olun ister baba olun ister çocuğunuz olsun ya da olmasın, kutsal ve emek isteyen bir yolculuktur. Zaman zaman yorgunluktan uyuyamadığınız geceler, yemek yesin diye çocuğunuzun peşinden koştuğunuz zamanlar, ne kadar severseniz sevin sevginizin ona yetemeyecek olma korkusu, aman bir yerine bir şey olursa diye yüreğinizin ağzınıza geldiği anlar, iyi mevkilere gelsin diye çabaladığınız onca vakitler, paylaştığınız kahkahalar üzüntüler ve daha nicesi. Bazı koşullarda anne ve baba olarak bu duyguları birlikte paylaşıyor olanlar olsa da çocuklarını yalnız büyütmek zorunda kalmış veya kendi isteği ile büyüten anne veya babalarımız da var. Bu yazımda çocuklarını doğurduktan hemen sonra veya hayatlarının bir bölümünden sonra eşlerinin kayıplarından, boşanmalardan vb. durumlardan ötürü çocuklarını, tek başına büyütmek durumunda kalmış annelerimize değineceğim.

Ebeveyn olmak, hayatın zorlu ama bir yandan da en tatlı geçişlerinden biri olarak ele alınabilir. Bir kişinin hayatta kalması ve başkalarına bağımlı olan bir canlının büyümesi için tam sorumluluk üstlenmesini gerektiren bir geçiştir. Bu durum, annelerin bazı durumlarda kendilerini çok fazla baskı altında ve hayatlarında önemli yaşam değişiklikleri yapmasına yol açabiliyor. Özellikle anneliğe geçiş, hem biyolojik açıdan zorluklar, hem de hayat standartları ile doludur. Kadınlar bebeği taşımanın, doğurmanın ve önemli hormonsal durumlarla baş ederken fiziksel yorgunluk ve zihinsel stres yaşayabilirler (Kavas & Gündüz-Hoşgör, 2013).  Eğer anne doğumdan sonra emziriyorsa sütünün çocuğuna yetip yetmeyeceği konusunda da büyük bir endişeye kapılabilir ve tedirgin olabilir. Bunlara ek, yalnız veya solo (single mothers) olarak adlandırılan anneler, çocuğuma yetebilecek miyim? Babasının eksikliğini hissediyor mu? düşünceleri ile de kendilerini stres altında hissediyor olabilirler. Bilhassa kadınların üzerinde hissettiği toplumsal baskılar da durumu daha da içinden çıkılmaz hallere sokabiliyor. Türkiye’de yapılan bir çalışmada yalnız annelerin yaşadığı streslerin kaynakları saptanmıştır. Bu stres kaynakları başlıca, maddi sorunlar, rollerin aşırı yüklenmesi, babanın görevlerine katılmamasının eksikliğinden kaynaklanan sorunlar, kültürel ve dulluğa yönelik tutumlar ve son olarak etkili ebeveynlik tarzına ilişkin endişelerin en sık karşılaşılan stres kaynakları olduğunu ortaya koymuştur (Çakır, 2010).

 

Tüm bunlarla birlikte, eminim hepimizin çevresinde özgüvenli, çocuğunu büyük bir emek ile büyütmüş yalnız anneler var. Hatta, yaşadıkları durumlardan anneliğin pekâlâ tek başına da yapılabileceğinin bir kanıtı olarak gösterebileceğimiz birçok insan. Araştırmalara göre, cinsiyet rolleri ile dünyadaki tek başına ebeveynlik oranlarının arttığı gözlemlenmiştir. Böylece, solo annelik de normal karşılanıyor duruma gelmiştir. Ayrıca, araştırmalara göre 10 milyon evlenmemiş anne olduğu ve annelerin yaklaşık %60'ının geleneksel evliliğin dışında çocuk yetiştirdiği de bilgiler arasında (Glombok ve ark, 2016). Bir başka çalışmada ise, yalnız çocuk yetiştiren annelerin çocuğuyla iyi ve güçlü bir iletişim halinde olmasının büyük bir önem taşıdığı söyleniyor. Çocuğunuzla iletişimde net olmanız ve bu iletişimi konuşarak ve onun için duyduğunuz sevgiyi ve endişeyi paylaşmanız da iletişiminizi güçlendirecek etmenler arasında (Effective papers, 2011).

Peki yalnız annelerimiz ne gibi zorluklarla başa çıkıyor?

Yalnız anneler çoğu zaman, çocuklarının sorumluluklarını üzerlerine almışlardır. Kendilerine bir şey olma korkusu ile sağlıklarına özen gösterir ve rahatsızlanmak istemezler. Kendileri için yaptığı, ayırdığı zamanı lüks olarak görür çocukları ile hemen ilgilenmek isterler. Bir avantaj olarak da kriz problemlerine hızlı bir şekilde çözüm üretme kabiliyetine de sahiptirler. Eğer yalnız anne olmak kişinin kendi seçimi ise durumu kabullenme olaylara uyum sağlama daha çok hızlanabilir ama ani eş kaybı yaşamış veya boşanmayı henüz kabullenememiş annelerde, kabullenme zamanla olur. Başlarda kendilerini her ne kadar kaygılı ve yalnız hissetseler de yaşanan acı zamanla kendini özgüvenli olmaya güçlü durmaya doğru çeker. Gün geçtikçe ayakta durabildiklerini fark ederler. Hayata karşı, çocuklarım için ayakta kalmalıyım anlayışı ile yaşamlarına devam ederler.

Unutmayalım, annelik sadece çocuk doğurmak ile sınırlı değildir. Kimimiz anneliği işinde gücünde, yalnızlığında, müziğinde, kitaplarında, kimimiz ise kocaman bitki dolu bir bahçede tadarken, kimimiz hayatımıza eşlik eden koşulsuz sevgisi ile hayvan dostunda veya tanımadığımız bir çocuğun ufak gülümsemesinde bulabiliriz. Dünyamızı neşe ve sevgisi ile güneş gibi aydınlatan, çocuklarını bir şekilde yalnız büyütmek zorunda kalan güçlü tüm kadınlarımızın anneler günü kutlarım. 

Benim de bu günlere kadar gelmemi sağlayan her düştüğümde elimden tutup kaldıran, çocuklarından sevgisini ve desteğini bir gün bile esirgemeyen, nerede olursam olayım sırtımda hep elini hissettiğim ve yalnız anne olmaktan bir gün bile yakınmamış annem Mehpare Eraşık’ a ben olmamı sağladığı için teşekkür eder bu yazımı ona ithaf etmek isterim. Mutlu, sağlıklı ve güçlü yarınlarınız olsun.

 

Referanslar

Cakir, G., (2010). A pilot study on stress and support sorces of single mothers in Turkey. Procedia - Social and Behavioral Sciences. 5. 1079-1083. 10.1016/j.sbspro.2010.07.239.

Effective Papers (2011). Research Paper on Single Mothers. Thursday. April 7. Effective Papers: Research Paper on Single Mothers

Golombok, S., Zadeh, S., Imrie, S., Smith, V., & Freeman, T. (2016). Single mothers by choice: Mother-child relationships and children’s psychological adjustment. Journal of Family Psychology, 30(4), 409-418. doi:10.1037/fam0000188

Kavas, S., & Gunduz-Hosgor, A., (2013). The parenting practice of single mothers in Turkey: Challenges and strategies. Womens Studies International Forum , vol.40, 56-67.