Asker kaybı. Asker kalbi. Amerikan İç Savaşı' nda askerlerde savaş esnasında görülen birtakım semptomlar (fiziksel ve psikolojik tükenmişlik hali) askeri otoriteleri endişelendirmiş (askeri gücün kaybı hususunda) ve psikoloji bilimine ihtiyaç duyulmuştur. Bunu daha sonra Birinci ve İkinci Dünya Savaşları takip etmiştir. Günümüzdeki adı ile Travma Sonrası Stres Bozukluğu' nun tarihi arka planı işte bu savaşların çıktıları ile oluşmuştur. Savaş, insanın sadece fiziki yaralanma veya ölümüne sebep değil aynı zamanda psikolojik olarak da zarar gördüğünün en temel göstergesi olmuştur.

      Psikoloji bilimi: ''Başından beri oradaydım''. İnsanı ve onun duygu, düşünce ve davranışlarını ele alan bir bilim dalıdır psikoloji. Özellikle neden sorusunun ağırlıklı olarak sorulduğu bu bilim dalı, insanların birbirleri ile savaşıyor oluşundan beri buradaydı. Dolayısıyla savaşların ''neden'' var olduğu sorusunu yine sorunun özünü oluşturan insanın doğasında ve o doğanın devamlılığını sağlayan insan yavrusunda, yani çocuk psikopatolojisi ile olan ilişkisi üzerinden incelemek önemlidir çünkü savaşların neden bitmediğinin cevaplarını da yine o insan yavrusundan alabilmek mümkündür.

Bir Düşmana İhtiyacım Var – Savaş Psikolojisi

        Dünyaya gelen bebeğin karşılaştığı ilk nesne annesidir. Fakat daha ilk aylarda annenin onun bir parçası olmadığını bilmemektedir. Yaklaşık iki yaş civarı bunu kavrama aşamasına gelmektedir. Bebek bu aşamada anne ile kendi bedeni arasına sınır koyar ve aynada karşılaştığı kendini artık tanımaya başlar. Bu ayrışma döneminde aynı zamanda ilkel savunma mekanizmalarından biri olan bölme (splitting) mekanizması da aktive olmaktadır. Yani iyi ve kötü olanda da ayrışma sağlanmaktadır. Fakat iyi olanı içselleştirme, kötü olanı ise dışarıya atma yani öznenin dışında kalan nesnelere atfetme şeklinde kendini göstermektedir. Vamık Volkan (2008)' a göre bir çocuğun bütün duygularını bir nesneye (ebeveynlere yönelik olumsuz duygular gibi) bütünleştiremediği zaman, kendisinin ‘bütünleşmemiş yönlerini kendi kendine özümseyip diğerlerini uygun hedeflere yansıtacağını ileri sürmektedir ve bu duruma ‘’dışsallaştırma’’ adını vermiştir (Aktaran Çelik, 2021: 139-140).

     Kötülüğü dışarıda bırakmak için bir düşmana ihtiyaç duymak. İnsan yavrusunun iyi ve kötü olanın aynı yerde olamayacağına yönelik geliştirdiği tavrını, düşman her zaman kapının dışındadır alt metni ile insanın etkileşim halinde olduğu kritik olaylarda görmek mümkündür. Savaş meydanları bunlardan biridir. Seçilen bir topluluğun içerisinde aynı özelliklere sahip olmak aslında ''iyi'' tarafta olmanın da bir işaretidir. Kötülük ve kötü olan ise şeytana aittir. Öztan (2014) bunu savaş meydanlarında düşmanı şeytanlaştırma tanımı ile ifade etmektedir. Bu tanım, savaş esnasında ya da öncesinde emir alan askerlerin düşmanı yok etmek için karşı tarafın farklı ve tehdit edici olarak ifade edildiği ve otorite tarafından kullanılan bir ikna aracı haline geldiği yönündedir. Böylece düşmanı öldürmek daha kolay hale gelmektedir (Aktaran Çelik, 2021: 144). Savaş alanında taktik olarak çalıştırılan ben – öteki ilişkisi çatışma alanının dışında olanlara, özellikle de ben – öteki ilişkisini hayatlarına yeni entegre etmeye başlamış olan çocuklara nasıl etki etmektedir?

 

Savaş Psikolojisi ve Çocuk Psikopatolojisine Etkileri

        Savaş ve terörizm, bireylerin psikolojik sağlamlığını ve ruhsal entegrasyonlarını önemli ölçüde sekteye uğrattığı için, gündelik hayatın sorunları da birey tarafından yönetilemez hale gelebilmektedir. Gündelik hayatın işlevselliğinin bozulmasına karşı bir tampon görevi gören dissosiyatif savunmalarla bireyler, bu ruhsal sıkıntıya katlanabilmek adına toplumsal şiddet olaylarını hiç olmamış gibi unutabilmekte ya da yok sayabilmektedir (Aktaran Derin ve Öztürk, 2020: 20). Travmatik olay ve durumlara karşı yetişkin tarafından çalıştırılan savunma mekanizmalarından biri de yok saymadır. En basit hali ile ben' in dengeyi korumak için kullandığı bir araçtır. Fakat yaş ve gelişim dönemlerine göre kullanılan bu denge araçları farklılık göstermektedir.

    2-7 yaş arası bilişsel gelişim açısından bakıldığında işlem öncesi dönem olarak tanımlanmaktadır. Bu dönemdeki çocuklarda görülen en belirgin bilişsel özellik benmerkezci düşünme yapısıdır. Egosantrik dönem olarak da adlandırılan bu dönemde çocuk bilişsel açıdan sadece kendi üzerine yoğunlaştığı için başkalarının görüşlerini kavrayamamaktadır (Yavuzer, 2019). Tam da bu noktada savaşın içinde kalmış veyahut savaş görüntülerine mazur kalmış çocuklar düşünüldüğünde aslında çözümlenmesi gereken ciddi bir sorun ortaya çıkmaktadır: Hepsi benim suçum! Eroğlu (2020)' a göre ...Kendini suçlu hissetmekte çocuklarda savaşın neden olduğu travma sonrası görülecek bir durumdur. Küçük çocuklar başlarına gelen olaylara yada kayıplarına kendilerinin sebep olduklarını düşünebilirler. Yaş ilerledikçe bu düşünce yerini “bu olanları önlemek için bir şey yapmalıydım” şeklindeki düşüncelere bırakır. Bununla birlikte yakınlarının öldüğü bir ortamdan kurtulan çocuk veya ergenler kurtulamayan yakınlarına karşı suçluluk hissedebilirler ve vicdan azabı çekebilirler (s.99). 

      Ben ve öteki ilişkisi hem çocuğun hem de savaş psikolojisinin temelini oluşturmaktadır. O halde, bu travmaya sahip bir çocuk düşünüldüğünde, içinde yer eden suçluluk duygusunu susturmak için yine bu ilişkiyi savaş meydanına (iyi taraf - kötü taraf olarak) taşıma arzusu olası değil midir? Savaşlar neden bitmiyor bir daha düşünmek için çocuklardaki etkisine bakalım.

 

Kaynak:

Çelik, A. R. (2021). Günahlarımız için başkalarını suçlamanın dayanılmaz hafifliği (günah keçisi). Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , 0 (12) , 135-154 .

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1227584

Derin, G. ve Öztürk, E. (2020). Savaş ve terörizm: psikotravmatolojik temelli teorik bir yaklaşım. Aydın İnsan ve Toplum Dergisi , 6 (1) , 11-36.

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1189370

Eroğlu, M. (2020). Etnik kimlik, savaş ve göç olgularının çocuklar ve ergenler üzerindeki psikolojik etkileri. Uluslararası Sosyal Bilgilerde Yeni Yaklaşımlar Dergisi , 4 (1) , 94-105.

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1170240

Yavuzer, H. (2019). Çocuk Psikolojisi (43.baskı). İstanbul : Remzi Kitabevi.