Dünya, tarih boyunca büyük salgın dönemlerine tanıklık etmiştir. Özellikle adı en ölümcül salgın olarak anılan Kara Veba' da yaklaşık 200 milyon insanın hayatını kaybettiği söylenmektedir. Tarihler 2019' un Aralık ayını gösterdiğinde ise tüm insanlık yeni bir salgın ile karşı karşıya kalmıştır: Koronavirüs. Kara Veba' da yaşanan insan kaybı kadar bir kaybın ön görülmediği söylenmekle birlikte hızla tüm dünyayı etkisi altına aldığı aşikardır. Koronavirüs 11 Mart 2020 ile de ülkemize ve sonrasında hayatlarımıza giriş yapmıştır. Tüm salgın hastalıklar
insanların beden sağlığına etki ettiği kadar sosyal hayatlarına da kaçınılmaz bir şekilde etki etmektedir. İçinde bulunduğumuz salgın sürecinde de sosyal hayatta değişikliklere gidilmiş, yeni normlar oluşturulmuştur : sosyal mesafe (2 metre kuralı), hijyen ve maske.
Salgın Süreci Ergen Bireyleri Nasıl Etkiledi?
Sosyal hayatın belli ölçülerde sınırlandırılması, alışılagelmemiş yeni kuralların uygulanması ve iş hayatının/eğitimin online' a taşınması uyum sağlaması zaman alabilecek süreçlerdir. Her yaştan insanın yaşamakta olduğu bu adaptasyon süreci özellikle bağımsızlığın ve sosyal olarak üretkenliğin yaşandığı ergenlik dönemi için zorlayıcı olmaktadır. Mart ayında yüz yüze eğitime ara verilmesi ile birlikte eğitimlerini online olarak sürdüren ergen bireyler okullarından ayrı kalmışlardır. Anormal zamanlarda verilecek tepkilerin normal karşılanması gerekliliği ile ergen bireylerin de içinde bulundukları bu sürece psikolojik olarak tepki vermeleri olağandır.
Pandemi sürecinin öğrencilere etkisini ve deneyimledikleri birçok durumun değerlendirilmesi için yapılan bir araştırmaya göre öğrencilerin duygu ve düşüncelerinin bulundukları sınıf kademelerine göre bile farklılık gösterdiği ifade edilmiştir. 9. sınıf öğrencilerinin bu süreçte uyku bozukluğu, iştahsızlık, hiçbir şeyden keyif alamama, aşırı stres, korku, endişe, sebepsiz ağlama, çabuk sinirlenme gibi durumları 12.sınıflara göre anlamlı olarak daha fazla gösterdikleri; 12. sınıfların ise diğer sınıf kademelerine göre daha fazla sınav kaygısı ve motivasyon sorunları yaşadığı tespit edilmiştir (Kara, 2020: 173).
Salgın Sürecinde Ergenin Psikolojik Sağlığının Korunması – Öneriler
Her yaş döneminin gelişim özellikleri farklılık göstermektedir. Bu yoldan hareketle:
- Doğru kaynaklardan bilgi edinilmeli : Salgın her zaman yaşadığımız bir durum değildir. Bu sebeple güvenirliliği teyit edilmiş kaynaklardan salgın süreci ve yapılması gerekenlerle ilgili bilgi alınmalıdır. Özellikle doğru bilgiye ulaşmak ''güvende olma'' duygusunu arttıracaktır. Kaygı ise belirsizliğin olduğu durumlarda karşımıza çıkar. O halde bilmek/öğrenmek kaygıyı da azaltmayı sağlayacaktır.
-Yeni normlar neden-sonuç ilişkisi kurulacak şekilde izah edilmeli: Ergenlik dönemi özgürlük duygusunun hakim olduğu, otoriteye başkaldırının yaşandığı bir dönemdir. Aynı zamanda Kişisel Efsane kavramı olarak bilinen kendini herkesten farklı görme, bana bir şey olmaz tutumu ve düşüncesi hakimdir. Bu sebeple yeni kurallara uymak ve kabullenmeyi sağlamak zorlaşır. Bu dönem aynı zamanda soyut işlemler dönemidir de. Yani ergen akıl yürütme ve neden-sonuç ilişkisi kurabilmektedir. Örneğin; neden maske takıldığı ya da sosyal mesafenin neden sağlanması gerektiği ve sonuçlarının neler olabileceği gibi bir ilişkinin kurulması kuralları dayatmaya çalışmak yerine kuralları özümsemesini sağlayacaktır.
-Tek başına kalabileceği zamanlar tanınmalı: Sosyalleşmenin salgın öncesindeki gibi aktif yaşanmadığı bu süreçte duygusal olarak bağımsızlığını kazanmakta olan ergen bireyler için kısa süre de olsa evin içinde yalnız kalma ihtiyacı olacaktır. Yalnız kalabilecekleri bir alanın sağlanması onları duygusal açıdan rahatlatacaktır.
Başa çıkma yöntemleri geliştirilmesine rağmen yeterli gelmiyor, kaygı kontrolü sağlanamıyor ya da yoğun davranış problemleri yaşanıyorsa bir uzmana başvurulmalıdır.
Kaynak :
Kara, Y. (2020). Pandemi sürecindeki öğrenci deneyimleri: Bakırköy ilçesi örneği. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi,7(7),165-176.