2020' nin ilk aylarında birçok ülkede, Mart 2020 ile de Türkiye' de etkisini hissettiren Covid-19 hızla ülkelerin ve haliyle de tüm bireylerin olağan yaşam düzenini derinden sarstı. Bu tıpkı, milattan öncesi ve milattan sonrası gibi Covid-19' dan öncesi ve Covid-19' dan sonrası şeklinde yorumlanabilir. Salgın ile beraber tek tek bireyler bazında yeni bir yaşam şekline adım atıldı. Bireylerin hayatlarına uyulması elzem olan üç kelimeyi soktu: maske, mesafe (sosyal mesafe yerine fiziksel mesafe tanımını daha doğru buluyorum) ve temizlik. Daha sonra bu üç kelime ile birlikte yeni normlar toplumda yerini aldı. Yeni normlardan biri olan sosyal izolasyon bireyin fiziksel olarak kalabalık ortamlarda bulunmaması için düzenlenen bir kural olarak tanımlanabilir. Kapalı ve kalabalık alanlardan uzak durmak devamında daha fazla online ortamda sosyal iletişime geçmeye yönlendirdi. Toplum genelinde bu yeni normlara ve belirsizliklere uyum sağlama/sağlayamama süreci hali hazırda devam etmektedir. Peki toplum içerisinde özel gereksinimli olmayan bireyler uyum sorunları yaşarken özellikle aynılık ve rutinlik konusunda dirençli, sosyal beceri yetersizliği olan otizmli çocukların penceresinden yeni yaşam düzeni nasıl görünüyor ve onları nasıl etkiliyor?
Otizm Yelpazesi Bozukluğu (OYB)
DSM-5 (2013)' e göre Otizm Yelpazesi Bozukluğu erken çocuklukta başlayan ve yaşam boyu devam eden sosyal etkileşim ve iletişimde belirgin eksiklikler, sınırlı, tekrarlayıcı davranış şekilleri, ilgiler ve eylemlerle belirli bir nörogelişimsel bozukluktur (Aktaran Öztürk ve Uluşahin, 2015: 576). Otizm, bireysel farklılıkları içerisinde barındıran bir bozukluktur. Örneğin: genel görüş, bozukluğun yaşamın ilk üç yılında kendini gösterdiği şeklinde ise de bazı ebeveynlerden alınan öykülerde gelişim düzeyinin ilk yıllarda normal seyrettiği ama ''regresif'' denilen, yani gelişimin bir anda durması ve geriye gitmesi şeklinde görülen türü de mevcuttur. Fakat türü ve şiddeti ne olursa olsun özellikle iki alandaki yetersizlik (sosyal iletişim ve davranış örüntüleri) ile kendini gösteren OYB salgın sürecinde çocuklar ve akabinde aileleri için daha da zorlayıcı olmuştur.
Salgın ile Gelen İzolasyon: Otizmli Çocuklara Etkisi
Bir sonraki hafta hatta bir sonraki günün bile neleri getireceğini tahmin edememek: Covid-19 sonrası hayat. Oysa otizmli bir çocuk için salgından önce de en ufak rutininin bile dışına çıkıyor olmak dayanılmazdır. Bu yüzden büyük bir rutin değişimi olan eğitime salgının gidişatına göre ara verilmesi, sokak kısıtlamalarının olması otizmli bir çocuk için alarm zillerinin çalması demektir. Üç- altı yaş arası özel gereksinimli çocukların salgın sürecindeki günlük yaşam aktiviteleri hakkında ebeveyn görüşleri alınarak yapılan bir çalışmaya göre pandemi öncesi karşılanabilen fiziksel hareket ihtiyacının pandemi ile birlikte bir kısmında karşılanamadığı, çocukların bir kısmında gece uykusunda azalma olduğu ve teknolojik araç kullanım sürelerinin (öncesinde 1-2 saat arasında iken sonrasında 3 saat ve üzeri) arttığı saptanmıştır (Yersel, Akbaş ve Durualp, 2021: 141). Fakat her çocuğun bireysel farklılıkları göz önünde bulundurularak bir ilk yardım kiti oluşturmak mümkün.
Salgın ile Gelen İzolasyon: Otizmli Çocuklar İçin Öneriler
- Kaygı ve korku verici salgın haberlerinden uzak tutmak – Öncelikle çocuğunuzun sizinle ve güvende olduğunu hissettirin. Salgınla ilgili güvende olmadığını hissettirecek haberleri görmesinden/duymasından kaçının.
- Ev içinde sıralı olacak şekilde yeni rutinler oluşturmak – Yapmayı seveceğini düşündüğünüz yeni aktiviteleri beraber oluşturun. Bu aktiviteler saatleri ve sıralaması belirgin olan bir tablo şeklinde düzenlenebilir. Oluştururken hem öğretici hem de kendini güvende hissedebileceği rutinler olmasına özen gösterin.
- *Açık alanda spor ve oyun aktiviteleri gerçekleştirmek - Her ne kadar istisnaları olsa da otizmli çocuklar için spor aktiviteleri yapmak imkansız değildir. Yüksek düzeyde bir güç ve koordinasyon içeren futbol, basketbol, voleybol, hentbol gibi takım sporlarında gelişmiş sosyal iletişim becerileri gerekir. Otizm, bu becerilerin eksik kaldığı bir bozukluktur. Bu nedenle, otizmli bireylerin takım sporları ile ilgilenmesi iyi iletişim kurma becerilerinin gelişmesini de sağlar. Ayrıca uyarıcı davranışları ve diğer uygunsuz sosyal davranışlarında azalmalar görülür (Savucu, 2020: 107).
- Sosyal iletişimi desteklemeye yönelik ev içi etkinlikler düzenlemek – Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanmış eğlenceli etkinlikler kitabından yararlanılabilir. https://orgm.meb.gov.tr/ozelimegitimdeyimmobil/1/pdf/oceetkucuk.pdf
*İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan özel gereksinimli çocuk ve gençlerle ilgili genelgede engelli bireylerin ebeveyn ve bakıcıları refakatinde, yanlarında bulunduracakları izin belgesi ile park ve bahçelerde dolaşmalarına izin vardır.
Kaynakça:
APA, (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders DSM-5. APP: Washington, DC.
Öztürk, M. O. ve Uluşahin, N. A. (2015). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları.13.baskı. Ankara: Nobel Tıp Kitabevleri.
Savucu, Y. (2020). Otizmli Çocuklarda Erken Tanı, Eğitim ve Fiziksel Aktivitenin Önemi. International Journal of Sport, Exercise & Training Sciences - IJSETS, 6(3), 105–109.
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1409244
Yersel, B., Akbaş, A., ve Durualp, E. (2021). Pandemi Sürecinde Özel Gereksinimli Çocukların Günlük Yaşam Aktiviteleri . Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi , 8 (1) , 126-145 .
https://dergipark.org.tr/en/pub/asead/issue/60135/842588