ALLAH MUHAFAZA
Zorba kız kaçırır,
Kamarot Kurşun kaçırır.
Karaborsacı döviz kaçırır
Zengin hanım kürk kaçırır
Ağa koyun kaçırır
Orman eşkiyası kütük kaçırır
Ve sonunda kaçırmak için bizlere
Elbette akıl kalır.
33-B servisinden
Y...K...
İnilti, Bedia Tuncer
Normların dışına çıktığında normalin dışına çıkmak an meselesidir. (A)normal olmak ince bir ip üzerinde yürümeye çalışmaya benzemektedir. O ipin üzerinde ayağın takılır da sendelersen tekrar sendelememen (yürümeye devam etmen) için belli iyileştirmeler yapılması gerekir ki böylece tekrar o ipin üzerine çıkabilesin. Öyle ki, sınıflandırmaya ve sınırlandırılmaya ihtiyaç duyan (bir nevi güvenli alan ihtiyacı) birey için ipten düşüne ''delilik'', ipin üzerinde yürüyebilene ise ''akıllılık'' hediye edilir. Akıl sağlığı kavramı neyi temsil etmektedir? Özellikle psikiyatri alanı içerisinde -akıllılık ve delilik- bu iki zıt kutup neye göre belirlenmektedir? En önemli ve kritik olan ise ''eğer akıllılık ve delilik varsa, onları nasıl bileceğiz? '' İşte psikoloji ve özellikle psikiyatri alanındaki tanılama sürecini irdeleyen ve çarpıcı veriler elde edilen Rosenhan deneyi.
Akıllılık ve Delilik Arasındaki O İnce Çizgi
Akıllı. Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil (TDK). Gerçeklik ile ilişkilendirilen akıllı, akil olan özne, geniş bir anlama sahip olan gerçeklik kavramı içerisinde savrulur. Nesnel ve objektif bir gerçeklikten söz ediliyorsa objektif olmanın çok katı bir şekilde savunulduğu bilimde dahi %100 şeklinde kesinlik ifadesi yoktur. Olasılık, gerçeğin yanı başındadır çünkü. Özne, kendinden getirdiği öznel yargıları ister istemez gerçekliğin içine katabilme potansiyeline sahiptir. Akıl, gerçeği görebilme aracı ise akıl-dışılık o aracın yokluğu olarak düşünülebilir mi? Çalışgan (2014)' a göre akıl dışılık terimi aklın negatifliğini belirtmektedir ve kendi tanımını yaparken akıldan pay almak zorundadır. Akıl kendisini kabul ettirmek için kendi dışında olanı ötekileştirir. Bu anlamda akıl dışılık terimi öteki olma konumuyla anlam kazanacaktır (s.16). Peki ''ben'', akıllı ve gerçeği görebilense ben' in tarafında olmayan, gerçeği göremeyen nasıl ifade edilebilir?: Sapmış olanlar.
Deliliğin Sınırlandırılmasında Psikiyatrinin İşlevi
Sapmak. Önceden belirlenmiş, tespit edilmiş görüş, düşünüş, amaç veya amacından ayrılmak (TDK). Akıl hastalığının veya deliliğin tarihsel sürecine bakıldığında hakikati bilen olandan, hakikatten uzak olana evrilmiştir. Foucault (t.y.)' a göre Ortaçağ tiyatrosunda delinin söylediği hakikattir. Deli burada hakikati herkesten önce gören, deli olmayan kişiden daha iyi gören kişidir. Ancak yine de sözü dinlenmeye değer görülmemektedir (Aktaran Çalışgan, 2014: 11). Modern çağın ayak sesleri ve bilimin gelişimi ile evrim geçiren delilik, psikiyatrinin tanımlama ve sınıflandırma sürecinde önemli bir rol oynamıştır. Psikiyatri, bireyi temel alan, bireyin duygu, düşünce ve davranışlarını inceleyen bilim alanlarından biridir. Ortaya çıkışı ve gelişim sürecine bakıldığında bireyin toplum içerisindeki işlevsel olmayan duygu, düşünce ve davranışlarının tespitinde diğer bir tabiri ile aslında sapmış olanların tespiti ve tedavi süreci ile ilgilenmektedir. Fakat özellikle biyolojik temelli psikiyatri yaklaşımının hakim görüş haline geldiği bir dönemde ruh göz ardı edilerek, ilaç kullanımına dayalı - beden iyileşirse kişi de iyileşir - anlayışı ile önemli eleştiriler almıştır. 20. yüzyılda eleştirilenler toplumun dışladığı akıl hastaları değil, bilgi ve otoritelerini içinde yer aldıkları kurumu desteklemek ve “sapmış” bireyleri patolojik hale getirmek için kullanan doktorlar, akıl hastalığı noktasında da psikiyatristler olmaya başlamıştır (Nye, 2003: 115-116 Aktaran Bakacak ve Boyacıoğlu, 2012: 4). Bu tartışmaların yer aldığı dönemde ise psikolog David Rosenhan yaptığı deneysel çalışma ile psikiyatri alanındaki tanılama süreçlerinin aslında ne kadar güvenilir olduğu sorgulamasının yapılmasında öncü bir isim olmuştur.
Rosenhan Deneyi – Akıllılığın ve Deliliğin Varlığını Sorgulamak
''Eğer delilik ve akıllılık varsa, onları nasıl bileceğiz?''
Rosenhan deneyi bu temel soru ile başlamaktadır. Deneyin ortaya çıkış süreci, dizaynı ve elde edilen sonuçlar ise Rosenhan (1973)' in On Being Sane in Insane Places adlı makalesinde yer aldığı şekli ile şöyledir: Bir kültürde normal olarak görülen şey bir başka kültürde oldukça anormal görülebilir. Bu nedenle, normallik ve anormallik kavramları, insanların inandıkları kadar doğru olmayabilir. Ayrıca depresyon, anksiyete ve psikolojik olarak duyulan acı vardır fakat normallik ve anormallik, akıl sağlığı ve delilik ve beraberinde gelen teşhisler, birçok kişinin inandığından daha az önemli olabilir. Bu soruya bir cevap bulabilmek için beşi erkek üçü kadın olan ( üç psikolog, bir öğrenci, bir çocuk doktoru, bir psikiyatr, bir ressam ve bir ev hanımı) sahte hastalar ayrı zamanlarda bir hastaneye sesler duyduklarını söyleyerek müracaat etmişlerdir. Sahte hastalardan biri seslerin genellikle belirsiz olduğunu, ancak söyleyebildiği kadarıyla \"boş\", \"içi boş\" ve \"pat sesi\" gibi şeyler duyduğunu ifade etmiştir. Bunun dışında ise sahte hastalara hastaneye yatırıldıktan sonra normal davranmaları söylenmiştir. Fakat en erken 7 gün ve en geç 52 gün olmak üzere ortalama 19 gün sahte hastalar hastanede kalmışlardır. Bir vakanın dışında hepsi -remisyonda- şizofreni tanısı ile taburcu edilmiş ve bir hasta için bile durumunun şüpheli olduğuna dair bir çıkarım yapılamamıştır. Sonuç olarak Rosenhan' in çıkarımı ise doktorların sağlıklı bir kişiyi hasta olarak adlandırmaya daha meyilli olduğudur. Bunun sebebi olarak da hastalığa yanlış teşhis koymanın sağlıklı olmaktan daha tehlikeli olduğu ve tedbirli olmak yani sağlıklı kişilerde bile hastalıktan şüphelenmenin daha iyi olduğu kanısıdır.
Rosenhan deneyinin dikkat çekmek isteği nokta değerlidir. Normal ve anormal kavramlarının kültürel yapı ile ilişkisi ve bu ilişki sonucunda aslında içinde bulunduğu kültüre ters düşen davranışları, normların dışına çıkan kişileri tespit etmeyi kaçırmama ihtiyacıdır. Sonu ise hep aynı hikayeye çıkar, biz ve ötekiler. Bizden misin?
Kaynak:
Bakacak, A. G. ve Boyacıoğlu, A. Ö. (2012). Bireylerin akıl/ruh sağlığı tanımlamalarına ilişkin
nitel bir araştırma . Sosyoloji Dergisi , (27) , 1-15.
https://dergipark.org.tr/en/pub/sosder/issue/40999/495392
Çalışgan, B. (2014). Michel foucault' da delilik kavramı. Lisans tezi, 29 Mayıs Üniversitesi, İstanbul.
https://www.aybu.edu.tr/GetFile?id=6ef30150-faf3-45d6-bf77-87377e7478f3.pdf
Rosenhan, D. (1973). On being sane in insane places. Science, 179 (4070), 250-258.
Türk Dil Kurumu Sözlükleri (t.y.).