Pozitif psikoloji insan gelişimiyle ilgili “bilimsel yaklaşım”ı temel alarak araştırma ve uygulamalar yapan bir disiplindir. Pozitif psikoloji ile ilgili farklı bilim insanlarınca ortaya konulmuş tanımlar bulunmaktadır.

Seligman ve Csikszentmihalyi’e (2000) göre, pozitif psikoloji, insanın işlerlik kazanmasını ve gelişimini, biyolojik, kişisel, ilişkisel, kültürel ve küresel bağlamda çok boyutlu olarak inceleyen bilimsel bir disiplindir. Psikoloji yalnızca patoloji, zayıflık ve hasarlar konusunda çalışan bir bilim değildir; o ayrıca güçler ve erdemlerle de ilgilidir. Sheldon ve King’e (2001) göre, pozitif psikoloji, sıradan bir insanın güçlü yanlarını ve erdemlerini incelemekten başka bir şey değildir. Gable ve Haidt’e (2005) göre ise pozitif psikoloji, insanların, grupların ve kurumların en üst düzeyde işlev gösterebilmesi ve gelişmesi için gerekli koşulları ve süreçleri inceleyerek katkıda bulunan bir alandır. Tanımlardan da anlaşılacağı üzere, pozitif psikoloji bireylerin güçlü özelliklerini, erdemlerini ve potansiyellerini ele alan bir yaklaşımdır. 

Pozitif psikoloji, yaşamı değerli kılan şeylerin ne olduğu ile ilgilenir ve insanları mutluluğa, psikolojik iyi oluşa ve memnuniyete götüren etkenlere odaklanır (The Journal of Positive Psychology, 2005). Başka bir ifadeyle pozitif psikoloji “Nereden?” sorusundan çok “Nereye?” sorusuna cevap arayan bir psikoloji disiplinidir.

Seligman ve Csikszentmihalyi’e (2000), göre pozitif psikoloji, öznel olarak değerli deneyimlerle ilgilidir, bu anlamda: iyi oluş, memnuniyet ve yaşam doyumu geçmişle ilgilidir; umut ve iyimserlik gelecekle ilgilidir ve akış ile mutluluk da şimdi ile ilgilidir. Bireysel açıdan ise olumlu bireysel özelliklerle ilgilidir: sevme yeteneği, cesaret, sosyal beceri, estetik duyarlık, azim (sebat), affedicilik, özgünlük, ileri görüşlülük, maneviyat, üstün yetenek ve bilgelik. Grup açısından da yurttaşlık erdemleri ve bireyi daha iyi vatandaş olmaya yönelten özellikler: sorumluluk, destek olma, yardımseverlik, nezaket, ılımlı olma, hoşgörü ve iş ahlakı ile ilgilidir. 

Pozitif psikoloji ile ilgili olarak vurgulanması gereken önemli bir nokta, bu yaklaşımın “pop psikoloji” ya da “kişisel gelişim” adı verilen faaliyetlerle bir ilgisinin olmayışıdır. Bilimsellik bu yaklaşımın temelini oluşturmaktadır. Ayrıca pozitif psikoloji, happiyoloji de (mutluluk bilimi) değildir (Peterson, 2006). 

Mutluluk bu yaklaşımın en temel araştırma konularından birisidir, ancak bundan çok daha öte, kapsamlı bir disiplindir. Getirilen eleştirilere rağmen pozitif psikoloji bir “bencil” psikoloji de değildir. İnsanların, toplumların ve kurumların gelişimi için bilgi ve destek sağlayan bir psikoloji yaklaşımıdır (Hefferon ve Boniwell, 2011).

Pozitif psikoloji, geleneksel psikolojinin geldiği noktadaki başarılarını ve insanlığa sağladığı katkıları yadsımadığı gibi olumsuz duyguları ve psikolojik sorunları da yok saymaz. Ancak, geleneksel psikolojinin kullandığı “hastalık modeli”ne karşılık, “sağlık modeli”ni kullanır. Buna göre, hastalık modelini kullanan geleneksel yaklaşımın temel amaç ve işlevleri, sorunları çözmek, olumsuzlukları gidermek ve tedavi edicilik olmuştur. Pozitif psikoloji ise, sağlık modelini kullanır. Dünya Sağlık Örgütü’ne (1946) göre sağlık, yalnızca hastalık ve zayıflığın olmaması değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan tam bir iyilik hali olarak tanımlanmıştır. Yine benzer şekilde, mental sağlık (psikolojik iyi oluş), bireyin kendi yeteneklerinin farkında olması, yaşamında oluşan stresin üstesinden gelebilmesi, iş yaşamında üretken ve faydalı olabilmesi ve yetenekleri doğrultusunda toplumuna katkıda bulunabilmesi’’ olarak tanımlamıştır (WHO, 2004). 

Pozitif psikolojinin temel aldığı sağlık modeli de Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımıyla örtüşmektedir. Buna göre pozitif psikolojinin işlev ve amaçları da yaşamı değerli ve yaşanmaya değer kılacak şeyleri araştırmak, insanların olumlu ve güçlü özelliklerine odaklanarak bunları geliştirmek, öznel ve psikolojik iyi oluşu, yaşam sevincini geliştirmeye çalışmak ve önleyici işleviyle bireylerin ruhsal sorunlar yaşamalarının önüne geçmektir. Bir başka ifadeyle, hastalık modelinde psikolojinin genel amacı bireyleri sıkıntılarından kurtararak eksi sekizden (- 8) sıfır (0) noktasına getirmektir. Pozitif psikolojinin amacı ise bireyleri sıfır (0) noktasından artı sekize (+ 8) getirebilmektir (Gable ve Haidt, 2005). 

Pozitif Psikolojinin Amacı Nedir?

‘İyi yaşam nedir?’, ‘Mutluluk nedir?’, ‘İyilik hali nedir?’ ve ‘Ruh sağlığı yerinde insan kimdir?’ soruları tüm insanlık tarihi boyunca cevabı aranan sorular olmuştur. Pozitif psikoloji söz konusu bu sorulara cevap arayan en yeni bilim dalı olarak değerlendirilir (Campton, 2015). Bu doğrultuda pozitif psikolojinin amacı, insanların yaşamda mutluluğu ve hayatın anlamını bulmalarına yardımcı olmaktır (Haidt, 2013). Bir başka ifadeyle insanların daha mutlu ve daha anlamlı bir hayat yaşamalarına katkı sağlamaktır. Bugüne kadar bu alanda ortaya konulanlar, pozitif psikolojinin insanın iyi oluşuna olumlu katkısını göstermiştir (Csikszentmihalyi, 2009). 

Pozitif psikoloji neden gereklidir? 

Terörün, bitmek bilmeyen savaşların, hastalıkların, fakirliğin ve insanların umudunu kıran onlarca olumsuzluğun olduğu bir dünyada, insanlara, yaşam sevinci, mutluluk, iyi oluş ve umut gibi konularda bir şeyler söyleyecek bilimsel bir uğraş alanının olması doğal bir ihtiyaçtır. Bu doğal ihtiyaç, yukarıda da ifade edildiği gibi -yetersiz de olsa- psikoloji ile ilgilenen bilim adamlarının ilgisini çekmiş ve insanın olumlu ve güçlü özellikleriyle ilgili çalışmalar yapmalarını sağlamıştır. 

Tüm dünyada, ruh sağlığı bozuklukları, yalnızlık, travmalar ve daha birçok olumsuz psikolojik yaşantılar ciddi boyutlarda olmasına ve her geçen gün daha da artmasına rağmen, insanların büyük çoğunluğunun bu kapsamda değerlendirilemeyeceği açıktır. Dolayısıyla, herhangi bir psikolojik hastalığı olmayan, normal (sağlıklı) olarak değerlendirilebilecek insanların psikolojik özelliklerinin ve yaşantılarının da psikoloji biliminin gündemine alınması önemli bir konudur. İnsan davranışlarını anlamanın bilimi olarak tanımlanan psikolojinin yöneliminin ve kaynaklarının çoğunun ruhsal bozuklukların anlaşılmasına ve tedavisine ayrılması gerçekçi değildir. Ayrıca, herhangi bir ruhsal sağlık sorunu olmayan insanların da her zaman, doyumlu ve iyi bir yaşam sürdüklerini söylemek mümkün değildir. Mutsuz olmayan ancak mutlu da olmayan insanların, mutluluk ve iyi oluş düzeylerinin artırılmasına ve yaşamdan daha yüksek düzeyde doyum alabilmelerine yardımcı olabilmek amacıyla pozitif psikolojinin araştırma, çalışma ve önerilerine ihtiyaç vardır. Nitekim, halihazırda sorun yaşamayan insanların yaşamlarını daha iyi bir düzeye getirmek de psikolojik yardım sunan mesleklerin misyonları arasındadır. İnsanın güçlü ve olumlu yönlerinin keşfedilmesi, çok sayıda insanın yaşamını zenginleştirmeye ve yaşam doyumlarını artırmaya katkı sağlamaktadır (Karaırmak ve Siviş, 2008). 

Pozitif psikolojinin en önemli işlevlerinden birisi de önleyiciliktir. Önleyicilik, bireylerin yaşayabileceği ruh sağlığı sorunlarının olmasını ya da tekrarlanmasını azaltmaya yönelik çabalardır ve hedef kitle de henüz olumsuzluklardan etkilenmemiş ya da ruh sağlığı bozulmamış kişilerdir (Korkut, 2003). 

Pozitif psikoloji, insanların karakter güçlerini ve olumlu özelliklerini geliştirmek yoluyla, psikolojik sağlamlık düzeylerini artırarak, iyimserlik ve umut düzeylerini artırarak daha affedici olmalarını sağlayarak, yaşamda anlam ve amaç bulmalarına yardımcı olarak ve nihayetinde öznel ve psikolojik iyi oluş düzeylerini yükselterek önleyici nitelikte işlev görür. Konu ile ilgili literatür incelendiğinde, mutlu ve psikolojik iyi oluş düzeyi yüksek insanların daha sağlıklı oldukları, bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olduğu, özgüvenlerinin yüksek olduğu, sosyal desteklerinin yüksek olduğu, daha yardımsever oldukları hatta daha uzun yaşadıkları görülecektir (Diener ve Seligman, 2002; Lyubomirsky, King ve Diener, 2005; Diener ve Chan, 2011).

Pozitif psikoloji, genel olarak psikoloji bilimine farklı bir bakış açısı da getirmiştir. Artık araştırmacılar, endüstri psikolojisinde tükenmişliği çalıştıkları kadar iş doyumunu; sosyal psikolojide çatışmaları çalıştıkları kadar uyumu; evlilikte boşanma ve evlilik problemlerinin yanında evlilik doyumunu da araştırmaktadırlar. Bu yönüyle de pozitif psikoloji, psikoloji dünyasında bir paradigma değişimini sağlamıştır. 

Kaynak: 

Compton, W. C., & Hoffman, E. (2013). Positive psychology: The Science of happiness and flourishing. Belmont, CA: Wadsworth. 


  • World Health Organisation. (2004). Promoting mental health; concepts emerging evidence and practice (Summary report). Geneva, Italy. 
  • Seligman, M. E. P., Rashid, T., & Parks, A. C. (2006). Positive psychotherapy. American Psychologist, 61,774–788.