Sağlıklı bir hayat stiline sahip olmanın git gide zorlaştığı modern dünyada sağlıklı olmaya yönelik bir çabanın bile zararlı sonuçları olabiliyor. Ortoreksiya nervoza psikoloji literatürüne yeni eklenen bir tanım. Bu terim ilk defa Bratman (1997) tarafından; sağlıklı yeme davranışını ekstrem bir diyet ile sağlayan, günlük yaşantının sekteye uğraması ve yetersiz beslenme durumlarının gözlemlendiği bireyleri tanımlamak için kullanılmıştır. Ancak daha yeni bir makalesinde Bratman (2017) ilk tanımlamasının bazı yanlış anlaşılmalara sebebiyet verdiğini belirtmiş ve bu durumu ortadan kaldırmak amacıyla ortoreksiya nervozanın iki aşamasından bahsetmiştir. Bu makaledeki ifadelerine göre ilk aşama olan sağlıklı beslenme kararının alınıp uygulanması patolojik bir davranış değildir, problem ikinci aşama olarak belirtilen, uygulamanın şiddetlenmesi ve sağlıksız bir takıntının oluşması durumunda gözlemlenir.
Ortoreksiya nervoza bu yirmi dört yıllık süreçte fazlasıyla ilgi çekmiş ve birçok ülkede çalışma konusu olmuştur. Amerikan Psikiyatri Birliği’nin oluşturduğu tanı ölçütü olan DSM-5 isimli el kitabında bu bozukluğa yer verilmediği ve bir tanı kriteri belirlenmediği için, alanda yapılan çalışmaların büyük bir kısmı ortoreksiya nervoza için tanı kriterleri oluşturma amacını da taşımaktadır. Şu anda araştırmalar sonucunda sunulan birden fazla ölçek olmasına rağmen bu tanı kriterlerinin güvenilirliği ve geçerliliği incelenmekte ve üzerine yapılan araştırmalar sürmektedir. Özellikle de farklı ölçeklerin tanı kriterlerinin farklı ülkelerde adaptasyon çalışmaları sürmektedir ve bu çalışmaların bulguları zaman içinde ortoreksiya nervozayı daha iyi anlamlandırmayı beraberinde getirebilir.
Altman ve Shankman (2009) ortoreksiya nervozanın, anoreksiya nervoza ve obsesif kompulsif bozukluk ile benzerlik gösteren ve ortak semptomları bulunan bir bozukluk olduğunu ifade etmiştir. Bir yeme bozukluğu olan anoreksiya nervoza, DSM-5 (American Psychiatric Association [APA], 2013) tarafından; gerekli enerji alımının kısıtlanması sonucunda düşük kilo, düşük kiloya rağmen kilo almama amaçlı davranışlar göstermek veya kilo almaktan korkmak, kişinin kendi vücudundan rahatsızlık duyması veya kilosunun kişinin kendini değerlendirmesinde aşırı etkili olması veya düşük kilonun ciddiyetini fark edememe şeklindeki tanı kriterleri ile ifade edilmiştir.
Ortoreksiya nervozanın benzerlik gösterdiği diğer bir bozukluk olan obsesif kompulsif bozukluk ise DSM-5 (APA, 2013)’e göre obsesyonların (istenmeyen zorlayıcı düşünceler, dürtüler vb.) ve kompulsiyonların (obsesyona tepki olarak gerçekleştirilmek zorunda hissedilen tekrarlayıcı davranışlar, mental eylemler veya uygulanması gereken katı kurallar) varlığı ile karakterize edilir. Bu iki farklı bozuklukla gösterdiği benzerliklerden dolayı ortoreksiya nervozanın kendi başına bir bozukluk mu yoksa bu iki bozukluktan birinin bir alt türü mü olduğu tartışılan konular arasındadır. National Eating Disorders Association [NEDA]’a (2018) göre, DSM-5’te tanı kriterlerinin belirlenmemesinden dolayı bu bozukluk ile ilgili önemli bilgilerin elde edilmesi zorlaşmakla birlikte bozukluğun kendi başına bir bozukluk mu yoksa anoreksiya nervozanın veya obsesif kompulsif bozukluğun bir türü mü olduğu da tam olarak belirlenememektedir. Bununla birlikte, Koven ve Abry (2015)’ye göre tüm bu ortaklıklara rağmen ortoreksiya nervozanın belirgin farklılıkları da bulunmaktadır. Ancak bir yandan Costa, Hardan-Khalil ve Gibbs (2017) hangi özelliklerin çakıştığının ve hangilerinin ayrıştığının bilinmediğini ifade etmiştir.
Ortoreksiya nervoza ile ilgili belirsizlikler konuya duyulan ilgi sayesinde ve yeni araştırmaların ışığında zamanla azalacaktır. Ancak şunu belirtmek gereklidir ki, ortoreksiya nervoza DSM-5 tarafından bir bozukluk olarak tanımlanmasa da büyük önem taşıyan bir terimdir. Yanlış anlaşılma olasılığı taşıyan bu konuyla ilgili çalışmaların sürdürülmesi ve ortoreksiya nervozanın daha iyi anlaşılması çok büyük önem arz etmektedir, özellikle de sağlıkla bağdaştırılan davranışların çokça dikkat çektiği ve vurgulandığı çağımız dünyasında.
Kaynakça:
Altman, S. E, Shankman, S. A. (2009). What is the association between obsessive-compulsive disorder and eating disorders? Clin Psychol Rev., 29(7), 638-46.
American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). Arlington, VA: Author.
Bratman, S. (1997). Original essay on orthorexia. Retrieved January 8, 2021 from http://www.orthorexia.com/original-orthorexia-essay/
Bratman, S. (2017). Orthorexia vs. theories of healthy eating. Eat Weight Disord, 22, 381–385. https://doi.org/10.1007/s40519-017-0417-6
Costa C. B., Hardan-Khalil, K., & Gibbs K. (2017) Orthorexia nervosa: A review of the literatüre. Issues in Mental Health Nursing, 38, 980-988. doi: 10.1080/01612840.2017.1371816
Koven, N. S., & Abry, A.W. (2015). The clinical basis of orthorexia nervosa: emerging perspectives. Neuropsychiatr Dis Treat. 18, 385-94. doi: 10.2147/NDT.S61665
National Eating Disorders Association. (2018). Orthorexia. Retrieved from: https://www.nationaleatingdisorders.org/learn/by-eating-disorder/other/orthorexia