Müzik, dans ve hareket kişilerin herhangi bir şekilde etkilendiği ve hayatında bulunan olgulardır. Her kültürde müzik ve dansın aktarımı farklı olabilmektedir. Bu durum, dans ve müzik konusunda, kültürler arası bir özgünlük oluşturmaktadır. Sanatla ilgilenmek, topluluklar arasında da bir bağ kurulmasına olanak sağlar. Örneğin, dans ve müzik etkinliklerinin topluluk ile yapılması kişilerde grup çalışması yapabilme yetisini geliştirir.
Dil, müzik ve dans, kişilerin kendilerini ifade etmelerinde de önemli bir rol oynamaktadır. Bu noktada, dans ve müziğin psikolojik temelleri incelenebilmektedir. Carl Orff anlayışı da bu noktada şekillenmektedir. Elementer müzik ve dans eğitiminin temelinde, doğal olarak ve kendiliğinden dans eden, müzik yapan ve hareket eden insan vardır. Bu noktada, Orff-Schulwerk yaklaşımı kişiyi yaratıcı ve özgün olma noktasında teşvik eder. Çünkü bu sayede kişiler kendilerini müzik, dans ve hareket yoluyla rahatlıkla ifade edebilirler. Yaklaşımın temelinde, bireylerin tüm duyularının harekete geçirilmesi hedeflenir. Kişiler, gözlemleyerek, keşfederek ve doğaçlama yaparak giderek kendilerini ifade etme konusunda deneyim kazanırlar ve böylelikle ruhsal tatmin yaşayabilirler.
Bu yaklaşımda enstrümanlar kullanılarak, kişilerin kendilerini ifade etmeleri bir bakıma somutlaştırılır. Orff – Schulwerk eğitiminde kullanılan enstrümanların çalınabilmesi için önceden herhangi bir bilgiye sahip olunması gerekmiyor. Kişiler, kullanılacak enstrümanla ilk kez karşılaşacak olsalar bile, bu sayede kendilerini rahatlıkla ifade edebiliyorlar.
Kullanılan enstrümanlara örnek olarak, çeşitli büyüklükte davullar, basit telli çalgılar ve ksilofonlar gösterilebilir. Enstrümanların, topluluk halinde kullanılmasının da güzel sonuçlar doğurduğu görülmüştür.
Yaklaşımın temelinde, canlılarda doğal olarak var olduğu düşünülen ritim duygusu olduğu için, Orff – Schulwerk yaklaşımının gelişimsel ve pedagojik bir temeli de vardır. Bu nedenle, Orff – Schulwerk eğitimleri, çocuklarla birlikte de çalışılmaktadır. Yaklaşımın temelinde doğaçlama olduğu için, çocukların yaratıcılıklarını rahatlıkla ortaya çıkarabilecekleri vurgulanmaktadır.
Orff – Schulwerk yaklaşımı ve eğitimi ile akran etkileşimi ve birbirinden öğrenme ortamı da doğal olarak sağlanmış olmaktadır. Kullanılan enstrümanlar, toplulukta kullanıma da uygun olduğu için ortak müzikli oyun kurma, grup içindeki etkileşimler, oyun kurallarının belirlenmesi gibi görevler çocukların kontrolünde olacaktır. Bu şekilde kendi kendine öğrenme ortamı da oluşmuş olacaktır.
Sonuç olarak, görüldüğü üzere Orff – Schulwerk yaklaşımı, çocukların yaratıcılıklarını geliştirme ve kendilerini ifade etme becerilerini geliştireme noktasında önemli görevler üstlenmektedir. Oluşan öğrenme ortamı doğal bir süreçle geliştiği için çok daha etkili olduğu düşünülmektedir.
Kaynak:
Bitcon, C. H. “Music forChildren; Orff-Schulwerk.” Journal of Music Therapy, vol. 15, no. 4, 1978, pp. 210–210., doi:10.1093/jmt/15.4.210.