Mutluluk kavramı kişiden kişiye göre değişen göreceli bir kavramdır. Her birimizin mutlu olma ve mutluluğu hissetme biçimi farklıdır ve kendimize özgüdür. Sürece, içinde bulunduğumuz koşullara, çevremizdeki insanlara ve olaylara bakış açımıza göre şekillenir mutluluğa bakışımız. Fakat genel olarak \"Sevinç, memnuniyet veya olumlu refah deneyiminin, kişinin hayatının iyi, anlamlı ve değerli olduğu duygusuyla birleşimi” olarak tanımlanabilir. Bu tanım, bireylerin iyi bir yaşam için daha derin duyguları meydana getiren zevk, gurur, şükran ve memnuniyet gibi yaşanılan duygularını ifade eder. Ancak bazı durumlar vardır ki bireyler mutlu olmaktan korkar ya da kaçar. Mutlu olmaktan korkulur mu hiç demeyin. Evet, bunun literatürdeki adı çerofobi (cherophobia) yani mutluluk korkusu olarak bilinir. Çerofobiyi mutluluktan kaçınma, olumlu duygulardan ve mutluluğu çağrıştıran durumlardan kasıtlı olarak uzak durma olarak adlandırabiliriz.

Cemal Süreya’nın; 

“Kim istemez mutlu olmayı 

Ama mutsuzluğa da var mısın?” 

dizelerini bir de bu yönden ele alalım.

     Mutlu olmayı istemeyebilir insan çünkü daha önce yaşamış olduğu deneyimler o kişide olumsuz izlenimler bırakmıştır ve bundan sonra yaşayacakları için de şimdiden önlem almak istiyordur kendince. Bazen çocukluk döneminde yaşanılan travmalar, bazen iyi ilişkilerinin sonunda yaşanılan hayal kırıklıkları, bazen de yaşanılan çevre tarafında maruz kalınan tutum ve davranışlar çerofobinin sebepleri olabilir. Bu yüzden, mutlu olma ihtimali olan ya da keyifli hissedeceği durumlardan bilerek ve isteyerek uzak duruyordur kişi. Çerofobi yaşayan kişiler, çoğu kişinin yapmaktan keyif aldığı aktiviteleri yapmaktan ve diğer insanların mutlu olarak yaptıkları etkinliklerden, davranışlardan ya da söylemlerden kaçınırlar ve bunlardan çekinirler. 

     Çerofobi, psikolojide henüz çok az çalışma yapılmış bir konu. Ancak bireylerin hayatını belli seviyede etkileyebilecek bir durum ve belli bir noktada da depresyonla ilişkisi olduğu düşünülebilir. Çerofobideki asıl nokta, bireyin aslında o mutluluk anından değil mutluluk anının sonrasında yaşayacağı mutsuzluk inancından kaynaklanmaktadır. Örneğin, çok güldük başımıza kesin kötü bir şey gelecek düşüncesi bunu destekleyebilir. Diğer yandan, çok neşeli olmak istemem çünkü neşe çoğunlukla üzüntüyle sonuçlanır. Felaketler genellikle talihli durumlardan hemen sonra gelir. Çok fazla neşenin olumsuz sonuçları vardır gibi düşünceler de çerofobiyi besler. Fakat rutinimize yerleşmiş olan bu tarz düşünceler aynı zamanda korku kültürüne de katkı sağlar. 

     Bazen kişilerin yaşadıkları bazı olaylar o kadar hayal gibi gelir ki onlara sanki bu kadarı gereçek olamaz, bu kadar mutlu olamazlarmış gibi hissedebilirler. Çünkü gerçek olamayacak kadar iyidir o yaşadıkları durum. Bu yüzden de korku hissederler, yaşadıkları durumdan dolayı mutlu olmaktan korkarlar. Çünkü daha önce deneyimlemiş oldukları benzer olaylarda negatif durumlar ortaya çıkmıştır ve şu an yaşadıkları mutluluk da kaybolup gidecektir. Bu sebeple sevinmek için ya çok erkendir ya da zaten kaybolup gidecek bir mutluluk için beklentiye girmenin bir anlamı yoktur. Çerofobi yaşayan kişiler, bu ve buna benzer duygular yaşarlar ve hemen hemen her durumda bu duygularla karşı karşıya gelirler. Ancak, çerofobi yaşayan kişiler sürekli mutsuz halde değildirler. Sadece iyi hissedecekleri bir durum ya da mutlu olma ihtimalleri olan durumlar söz konusu olduğunda endişelenirler ve kaçarlar. Fakat önemli olan nokta şu ki daha önce kişiler negatif durumlara maruz kalmış olabilirler ya da olumsuz olaylar yaşamış olabilirler. Bu demek değildir ki hayatın geri kalanında da benzer ya da aynı durumlar yaşanacak. Kişi bunun farkına varmalı ve ileri boyuttaysa eğer çerofobi, terapi almaktan çekinmemelidir. 

 

Kaynaklar:

https://positivepsychology.com/cherophobia/

https://psikolog.info.tr/mutlu-olma-korkusu-cerofobi/ 

https://www.psikolojibilgisi.com/cherophobia-cerofobi-mutluluk-fobisi-nedir.htm