Milgram deneyi, insanların kendi ahlaki ve vicdani değerleriyle çelişse bile, otorite sahibi kişilere boyun eğmeye ne kadar istekli ve hazır olduklarını ölçen bir deneydir.

     Yale Üniversitesi psikologlarından Stanley Milgram, Yahudi Soykırımı suçlularından Adolf Eichmann’ın yakalanıp yargılanmasından 3 ay sonra, Temmuz 1961’de bu konuyu araştırmak için bir deney tasarladı. Milgram deneyi tasarlarken şu soruya cevap aramıştır: “Eichmann ve Yahudi Soykırımında yer alan yüzbinlerce yancısı sadece onlara verilen görevi yerine getiriyor olabilir miydi? Onların hepsi yancılık suçuyla suçlanabilir miydi?”

Deney Nasıl Uygulandı?

     Yale Üniversitesi’nde özel bir oda hazırlandı. Katılımcıların hepsi gazete ilanıyla bulundu ve hiçbirinde hiçbir özellik aranmadı. Hepsi 20-50 yaş arası sıradan erkeklerdi. İlk önce sadece erkekler seçildi.

     Katılımcılara deneyin “ceza uygulamanın öğrenmedeki önemini” ölçeceği söylendi. Denekler odaya geldiğinde, odada diğer bir katılımcı daha vardı. Kura ile bir “öğretmen” ve bir “öğrenci” seçileceği deneğe söylendi. Ancak odadaki diğer katılımcı zaten deney grubundan biri olduğu için, iki kura kağıdına da “öğretmen” yazılmıştı ve böylece denek, her türlü “öğretmen” olacaktı. “Öğrenci” ve “öğretmen” birbirlerini göremeyecekleri ancak duyabilecekleri bir odaya alındılar. Deney boyunca, öğretmen olan denek, öğrenciye bir kelimeler listesi veriyor ve bunları öğrenip öğrenmediğini sorarak test ediyor. Öğrencinin verdiği her yanlış cevapta öğretmen, öğrencinin bağlı olduğu makineyle her seferinde dozu artan elektroşok uyguladı. Deneye başlamadan önce deneğe, öğrencinin çekeceği acıyı görebilmesi için 45 voltluk bir elektroşok uygulandı. Gerçekte ise şok uygulanmıyordu, işbirlikçi öğrencinin geçtiği odada bir ses kayıt cihazı bulunuyordu ve oradan çığlık sesi geliyordu. Hatta 150 voltun üstüne çıkıldığında işbirlikçi öğrenci, kendisini yan odadaki asıl denekten ayıran duvarı yumrukluyordu.

     Deney süresince, otorite figürünü temsil eden, sert ve disiplinli gözüken bir deney gözlemcisi, öğretmen olan deneğin yanında hiç ayrılmadı. Denek, deneyi her durdurmak istediğinde otoriter gözlemci sırasıyla şu cümleleri kullanarak deneye devam etmesini istedi: “Lütfen devam edin. Deney için devam etmeniz gerekiyor. Devam etmeniz kesinlikle çok önemli. Başka seçeneğiniz yok, devam etmek ‘zorundasınız’.”

     Denek bu dört uyarıdan sonra bile yine de durmak istediğini söylerse deney durduruluyor, aksi durumda ise deney ancak denek en yüksek şok olan 450 voltu 3 kere art arda uyguladıktan sonra durduruluyordu.

Deneyin Sonucu

     Milgram’ın bu deneyinde katılımcıların % 65’inin (40 katılımcıdan 26’sının) deneydeki en yüksek gerilim olan 450 voltu, her ne kadar vicdani ve ahlaki olarak kötü hissetmiş olsalar da, uyguladıkları görüldü. Bütün denekler bir noktada deneyi durdurmak istedi, hatta bazıları kendilerine deneye katıldıkları için ödenen parayı geri vereceklerini bile söylediler. Katılımcılardan hiçbiri 300 volt seviyesinden önce şok uygulamaktan vazgeçmedi. Katılımcıların yüzde 35’i ise ahlaki sorumluluk hissederek hareketlerinin sorumluluğunu aldı ve emirlere karşı koydu.

     Bu deneyden anlıyoruz ki; itaat edecek ya da boyun eğecek bir otorite olduğunda, ahlaki değerleri olan sıradan insanlar da vahşice davranışlar göstermeye eğilimlidirler. Yaptıkları işin korkunç sonucunu görmelerine ve test etmelerine rağmen bireyler otoriteyi reddedemediler. Montaigne’in de dediği gibi; “İçimizde daima iki kişi var. İnandığımızdan kuşkulanıyoruz ve kınadığımız şeyden kendimizi kurtaramıyoruz.” 

KAYNAKLAR

De Vos, J. (2009). Now that you know, how do you feel? The Milgram experiment and psychologization. Annual Review of Critical Psychology7, 223-246.

McLeod, S. A. (2007). The milgram experiment. Simply Psychology.

Milgram, S. (2006). Milgram Experiment.