Türkçesi “Ben de” olan Me Too hareketi 2006 yılında aktivist Tarana Burke tarafından cinsel saldırı ve istismarın yaygınlığına dikkat çekmek için başlatılan hareketin adıdır. Sosyal medyada bu hareket hashtag (#) kullanılarak yani “#MeToo” haline getirilerek popülerliğini kazanmıştır. 2017 yılında Hollywood’un ünlü yapımcısı Harvey Weinstein’ın birçok aktriste cinsel taciz ve istismarda bulunduğu ortaya çıktıktan sonra bu sosyal medya hareketi geniş bir kitleye ulaşmıştır.


“Me Too” Hareketinin Amaçları

Hareket, toplumlarda yaygın olan cinsel saldırı ve istismara dikkat çekmeyi, mağdurlara yaşadıklarını dile getirmeleri ve diğer mağdurlara da öne çıkmaları için cesaret vermeleri için başlatılmıştır. Hareketin yaygınlaşmasıyla gördüğümüz en rahatsız edici gerçeklerden biri de cinsel saldırı ve istismarın ne kadar yaygın olduğudur. Mağdurların çoğunu kadınlar oluştururken, birçok yaş grubundan ve birçok ülkeden insan bu problemin dünyanın her yerinde olduğunu gözler önüne sermiştir.

MeToo hareketi kadınların/erkeklerin başlarından geçen cinsel saldırı ve istismarı hasıraltı etmek zorunda kalmadan dile getirmeleri için teşvik amacı taşır. Böylelikle mağdurlar toplumda hem kendilerine ses bulacaklar hem de destek bulup başka mağdurlara da susmamaları için cesaret olacaktır. Bu hareket birçok mağdura ses vermiş ve onlara yalnız olmadıklarını göstermiştir. 


“Me Too” Hareketinde Erkeklerin Yeri

Cinsel saldırı ve istismar her ne kadar toplumda sadece kadınların maruz kaldıkları olaylar olarak görülseler de aslında cinsel saldırı ve istismar yüzünden erkekler de mağduriyet yaşamaktadır.

Ama maalesef cinsel saldırı veya istismar mağduru erkekleri bu konuyu konuşmaktan alıkoyan bazı kültürel engeller vardır. Toplum erkeklerden duygusal olmamasını, güçlü olmasını bekler. Aynı zamanda toplum kadını taciz ve tecavüz mağduru olabileceği kalıbına koyarken erkeği etken tarafa yani taciz ve tecavüzü uygulayan tarafa koymaktadır. Her ne kadar istatistikler cinsel saldırı ve istismar mağdurlarının çoğunun kadınlar olduğunu gösterse de erkeklerin de mağduriyet yaşadıklarını görmezlikten gelmek yanlıştır çünkü tecavüz kültürünün yapı taşlarından olan bu mitlerin altında kadın erkek fark etmeksizin mağdurlar zarar görmektedir. Bu sebeplerle, erkeklerin de kendilerine MeToo hareketi içerisinde yer bulabilmeleri önemlidir. Mağdurların ses ve destek bulabilmesi için başlatılan bu harekette cinsiyet ayrımı yapılmaksızın herkesin kendisine yer bulabilmesi, kendisini yalnız hissetmemesi taciz ve tecavüz kültürünü adım adım yıkma yolunda büyük adımlardır.


“Me Too” Hareketinin Olası Zararlı Sonuçları

Bu hareketin olası yıkıcı bir tarafı ise cinsel saldırı ve istismar mağdurlarının yaşadıkları olayı paylaştıktan sonra sosyal medyada alabilecekleri suçlayıcı, taciz ve tecavüz kültürünü destekleyen tarzda yorumlar olacaktır. Bu yorumların yazılış amacını tartışmak boşuna bir çaba olacaktır. Ama yaşadıklarını sosyal medya üzerinden dile getirecek kişi bu tarz yorumları göz önünde bulundurmalıdır. Kendisini hazır hissetmeyen, yaşadıkları sebebiyle hala hassas olan bireylerin özellikle ilk önce kendi mental sağlığını yoluna koymayı düşünmeleri daha doğru olacaktır. Çünkü MeToo hareketi bireye psikolojik destek sağlama amacı taşımamaktadır. Cinsel saldırı ve istismar mağduru olan bireylerin psikolojik destek alabilmeleri için başka birçok platform vardır. Destek almak için bireysel olarak ulaşılabilecek psikolog, psikiyatr veya sivil toplum kuruluşlarının yanında, gönüllü uzmanlardan oluşan “Gönüllü Psikolog” ekibimiz psikolojik destek vermek için ulaşılabilecek kaynaklar arasında yer almaktadır. 


Kaynak: 

Hawkins, L.G., Mullet, N., Brown, C.C., Eggleston, D., & Gardenhire, J. (2019). All survivors have the right to heal: A #Metoomen content analysis. Journal of Feminist Family Therapy, 31:2-3, 78-99. DOI: 10.1080/08952833.2019.1633840

Murphy, M. (2019). Introduction to “#MeToo Movement”. Journal of Feminist Family Therapy, 31:2-3, 63-65. DOI: 10.1080/08952833.2019.1637088