“Kokuların öyle bir inandırıcılığı vardır ki, sözden, gözle görmekten, duygudan, iradeden daha güçlüdür. Savılıp atılamaz bu inandırıcılık, soluduğumuz havanın ciğerlerimize işleyişi gibi, o da içimize işler, doldurur bizi, hepten ele geçirir, çaresi yoktur.”

Patrick Süskind, Koku

Kokunun Beyin ile Yolculuğu 

Kokular hayatımızı yönlendiren en önemli etkenler arasındadır. Yaşadığımız en güzel anlardan tutun en kötü anlarda bile kokuları beynimizde kodlarız. Koku, ön beyin bölgemiz ile doğrudan bir ilişki halinde olan tek duyumuzdur. Diğer bütün duyular talamusa sinyal gönderirken beynin diğer yerlerine ulaşmak için ilk olarak izin istemek zorundadırlar fakat koku taşıyan sinirler bilgileri iletmek için izin istemezler ve direkt olarak bilgiyi iletirler. Kısaca koku sinyalleri talamusa uğramadan doğrudan beynin içindeki gerekli yere doğrudan ulaşırlar. Böylelikle kokular beynimizin duyguları algılama ve işleme bölümünden sorumlu olan bölgeye yani amigdalaya doğru yol alırlar. Amigdala duyusal deneyimlerin oluşumunu sağladığı gibi duyusal deneyimlere ait hatıralarımızı da yönetir. Koku burada direk olarak duyuları uyarır ve ardından orbifrontal kortekse ilerler. Bu bölüm ise karar verme süreçlerinde ve duygusal değerlerin temsil edilmesinde rol alır. Ayrıca psikolojik ve fizyolojik hormonları yöneten hipofiz bezi ve cinsellik, büyüme gibi hormonları dengeleyen beyin bölgesi hipotalamus da koku duyusu için önemli bölgelerdendir. Böylece, koku hafızamızda hatırlamaya değer anıları zihnimizde canlandırır (Herz ve Ark., 2004).

Proust Etkisi 

Kokular unuttuğumuzu sandığımız bir köşede saklı kalmış duygularımızı ve anılarımızı bir anda canlandırabiliyor. Farkında olmadan bir anda ve en savunmasız anımızda bizi ele geçiriyor. Kokuların hatıraları canlandırabilme ve anıları bize hatırlatma yetkisine Proust etkisi denir. Evrimsel psikolojide ise hava ve sudaki kimyasal maddeleri algılamak için ilk önce koku duyumuzun gelişmiş olduğunu ve sonra görme işitme ve dokunma duyusunun geliştiği savunulur. Hatta ve hatta anne karnındaki ceninin koklama sistemine ait hücrelerin beyin hücrelerinden önce geliştiği de bilgiler arasındadır bununla birlikte sadece koku sinirleri vücudumuzda yenilenmeye uğrar (Ünver, 2018)

Kokular, Aşk ve Cinsellik

Kokulardan bu denli bahsetmişken aşk ve feromonlara değinmeden olmaz. (Feromonlar ve aşkın kimyasını merak ediyorsanız, Bana neler oluyor? Aşkın Kimyasal Bileşenleri blog yazımı okuyabilirsiniz.) Feromonlar kısaca, insan teninde bulunan kimyasal cinsel çekici anlamına gelir ve insanların cinsel ve sosyal iletişimlerini etkiler. Aşk hayatınızda rol oynayan en önemli duyulardan biri de koku duyusudur yani burnunuz hayatınıza kimin girip kimin girmeyeceğine karar verebiliyor demek. Böylece, asıl önemli olan şey sadece parfümler değil de aldığınız protein maddeleri ve feromonlar karşı cinsi etkileyen bileşenler arasında yerini alır (Grammer & Jütte,1997). Kadın ve erkeklerin hormonal olarak farklılık gösterdiği gibi ortaya çıkan kokuları da farklıdır. Bu kokular ter ile birleştiğinde ise oluşan koku karşı cinsi etkiler ve ilk etkileşimlerden biri koku olmuş olur. Araştırmalarda kokunun ilişkiyi başlatan önemli etmenlerden biri olduğu söylenir. Bireyler ilk olarak karşısındaki kişinin ten kokusuna duyarlılık gösterir ve ardından cinsel olarak bir çekim hissederler. Cinsel çekimi arttırmak için parfüm kokuları da var olduğu söylenir. Her ne kadar bu konuda parfümler üzerinde uyarıcı bir bilgi olmasa da parfüm kullanımından sonra yaşanan etkilere bağlı olarak araştırma ve anket çalışmaları yapılmaktadır (Hattat & Karayay, 2012).

 Yapılan araştırmalara göre kadınların birçoğu eşlerinin tişörtlerini koklamayı ve sarılmayı seviyor. Bir başka çalışma ise kadınların kokusunun yumurtlama dönemlerinde değiştiğini ve bunun partnerlerine daha çok çekici geldiğini bulmuştur. Son olarak, kadınlar yumurtlama dönemlerinde özellikle adet gördükten sonra 13. ile 15. günde, kokulara karşı daha çok duyarlı olabiliyorlar bazı araştırmalarda ise adet görmeden önceki haftada da kadınların kokuya karşı hassas olduğu söyleniyor (Fox, 2009).

Kokular ve kodlama

Kokuları kodlayabildiğimize yazının başlarında değinmiştim. Bir koku ile tüm hafızamızı canlandırabiliyoruz. Belleğimizde yer edinen ve kodlamış olduğumuz birden fazla güzel koku bulunmaktadır. Bir dakika durun ve bu kokulardan birini bir anlık düşünün. Size güzel şeyler hatırlatan bir koku olsun. Göreceksiniz ki o koku ile ilgili olan duygularınız biraz olsun tazelenecek ve anıları hatırlamanıza yardımcı olacak. Koku hafızası ise beynimiz her çeşit kokuyu algılar, o kokuları özel olarak koku belleğimize kodlar ve anıları koku belleğinde tutar (Rawlins,1999). Koku, diğer duyularımız olan işitme ve görme duyusuna göre görsel hafızamızı harekete geçirirken daha kalıcı ve gerçekçi bilgileri anımsamamızda yardımcı olur ve böylece tek bir koku ile hafızamızda birden çok görsel görüntü canlandırabilir. 

Aromaterapi ve Psikoloji

En son olarak, hangi kokular psikolojimize pozitif yönde etki eder bir bakalım. Aromaterapi yöntemi bir kişinin zihnini, ruh halini, bilişsel işlevini veya sağlığını değiştirmek amacıyla uçucu yağlar olarak bilinen uçucu bitki materyallerini ve diğer aromatik bileşikleri kullanan bir alternatif tıp şeklidir(Graham,2000).Tıbbi durumların tedavisinde aromaterapinin etkinliğine dair kanıtlar, titiz bir metodoloji kullanan özel bir çalışma eksikliği nedeniyle zayıf kalmaktadır, ancak uçucu yağların terapötik potansiyele sahip olabileceğine dair bazı kanıtlar mevcuttur (Van der Watt & Janca, 2008).  Psikolojik olarak da doğal kokuların üzerimizde etkisi olduğu söylenir. Örneğin;

Yasemin: Endişeyi yatıştırır afrodizyak etkisi vardır ve canlandırır.

Lavanta: Duyguları dengeler, endişe ve panik duygularının azaltır.

Greyfurt: Kafa karışıklığı, hayal kırıklığı ve olumsuz düşünceleri azaltmada yardımcıdır.

Limon: Zihni yatıştırır ve tazeler.

Portakal: Enerjiyi harekete geçirir gerilim ve strese karşı azaltmada etkilidir.

Nane: Öfke yorgunluk ve depresyon azaltma durumlarında uyarıcıdır.

Gül: Neşe verir.

Sandal ağacı: Dinginlik verir olumsuz duygulara karşı rahatlatır.

 

Referanslar:

Grammer K, Jütte A. (1997). Battle of odors: significance of pheromones for human reproduction. Gynakol Geburtshilfliche Rundsch; 37:150-153

Graham, Jean. (2000). The psychology of fragrance and aromatherapy. 10.1007/978-94-017-2734-1_25.

Fox, K. (2009). The smell report. Social Issues Research Centre.

Hattat, H., Karayay, M., (2012).  Kokunun Seks Gücünü Hissedin. Pudra. Aşk ve ilişkiler.

Herz RS, Eliassen J, Beland S, & Souza T. Neuroimaging evidence for the emotional potency of odor-evoked memory. Neuropsychologia 42 (2004), 371-378

Ünver Fidan R. (2018).Koku Duyusunun Diğer Duyulardan Farki Ve Farkliliğin Evrimsel Perspektifle Değerlendirilmesi. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi.743-756. doi:10.21550/sosbilder.384909 Yaşamın Temel Kuralları 1-8 ciltler, Ali Demirsoy, Meteksan Yayınları

Rawlins, J. N. P. (1999). A place for space and smells. Nature, 397(6720), 561-563.

Van der Watt G, Janca A., (2008). Aromatherapy in nursing and mental health care. Contemporary Nurse. 30 (1): 69–75.