Toplumda genelde ‘çalma hastalığı’ olarak bilinen kleptomani bir dürtü kontrol bozukluğudur. Kleptomani kelimesi köken olarak Yunancadan gelir ‘Kleptes’ yani hırsız anlamına gelmektedir. Kleptomani, kişisel kullanım ya da parasal değeri için gereksinme duyulmayan nesneleri çalmaya yönelik dürtülere karşı koyamama olarak tanımlanan bir dürtü denetim bozukluğudur (Ünal M., Özpoyraz N., & Tamam L. (1997).  Kleptomani hastalarının kazanç elde etmek gibi parasal boyutta bir amaçları yoktur hata çoğu kleptomani hastasının çaldıkları eşyaları satın alabilecek maddi güce sahiplerdir. Bu hastaların çalma dürtüleri çok kuvvetlidir bu dürtüler geldiğinde kendilerine engel olamazlar ani gerçekleşir ve plansızdır, çalarken birilerinden yardım almazlar. Çalma eylemi her ortamda gelişebilir okul, arkadaş ortamı, marketler, alışveriş merkezleri gibi hatta çoğu kleptomani hastası kalabalık ortamda çalma dürtüsü yaşadıklarında yoğun heyecan hissetmektedirler ve ortam kalabalık olmasına rağmen gelen dürtülerine karşı koyamazlar.

     Kleptomani gençlik yıllarında veya genç erişkinlik döneminde başlar çocuklukta görülen çalma davranışlarına genellikle kleptomani tanısı koyulmaz. Kleptomani tanısı psikiyatristler tarafından semptomlar ve psikolojik değerlendirmeler göz önüne alınarak Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan Ruhsal Bozuklukların Teşhis ve İstatistik El Kitabındaki (DSM-5) kriterleri kullanılarak konulur. Kleptomani hastaları genelde kendileri tedavi almak için başvurmazlar çevreleri tarafından yönlendirilirler ya da yasal yollardan tedavi almak durumunda kalırlar. Kleptomani tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır aksi takdirde sosyal ilişkilerde, iş hayatında, özel hayatta ve yasal olarak ciddi sorunlarla karşılaşabilirler. Tedavi edilmemediği durumlarda uzun süreli devam eden bir sorun olarak kişinin hayatında kalmaktadır. Kleptomani tedavisinde çeşitli psikoterapiler ve ilaç tedavileri uygulanmaktadır, herkes için genellenen net bir tedavi yöntemi olmamakla birlikte bilişsel davranışçı tedavi yaklaşımının ilaç tedavisi ile birlikte uygulandığında başarılı etkilerinin olduğunu gösteren pek çok çalışma bulunmaktadır.

     Kleptomani hastaları ‘tutuklanır mıyım’, ‘hapise girer miyim?’ gibi düşüncelere kapılıp psikolojik destek almaktan korkabilirler fakat tedavi sürecinde psikolog ya da psikiyatrist hasta gizliliği ilkesine bağlı kalır bu yüzden hastalar tedirginlik yaşamadan tedavi alabilirler. Bu hastalık hem hasta hem de çevresi için ciddi sorunlar yaşatmaktadır bu yüzden kendinizde ya da çevrenizde bu belirtileri gözlemliyorsanız psikolojik destek almalısınız.

 

Kaynaklar:

Ünal M., Özpoyraz N., & Tamam L. (1997). Kleptomani: Bir gözden geçirme. Türk Psikiyatri Dergisi, 8(1):36-44.

Çalıyurt O., & Tamam L. (2009). Kleptomanide Tedavi Seçenekleri. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 1(1): 1-10.