Kadınların İş Hayatına Girmesi

     Kadınlar, dünya nüfusunun neredeyse yarısını oluşturmalarına rağmen iş hayatında aynı oranda pay sahibi olamamışlardır (Örgücü, Kılıç & Kılıç, 2007). Kadınların, çalışma yaşamında elde ettiği statü, gelir, sosyal ilişkiler, yönetime katılma gibi faktörler, bu kişilerin toplum içinde yer almasıyla birlikte kendilerini savunmalarını da sağlayacaktır. Maalesef ki kadınlar geçmiş dönemlerde ve günümüzde gelir, statü ve sosyal ilişkiler gibi alanlarda ayrımcılığa uğramıştır. Kadının uğramış olduğu bu ayrımcılıklar, ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak çalışma yaşamından beklenen pozitif etkilerden kadının yararlanamamasına sebep olmuştur. Ekonomik, sosyal ve psikolojik beklentilerden yararlanamayan kadın çalışma yaşamı içinde sosyal dışlanmışlık riski ile karşı karşıya kalmaktadır (Çakır, 2008).

     Kadının ilk olarak emeğini bir ücret karşılığı vermesi, dünyadaki tüm toplumları derinden etkileyen Sanayi Devrimi ile başlamıştır (Negiz & Yemen, 2011). Sanayi Devrimi’yle birlikte ise kadınlar, ücretli olarak çalışma dönemi içinde yer almaya başlamıştır (Karabıyık, 2012). Sanayileşme sonrası dönemde yaşanan kente göç sürecinde kadınlar işgücü katılımı içinde öncelikle azalan daha sonra artan bir eğilim sergilemektedir. Bu durumun temel birkaç nedeni vardır. Bunlar; önceki dönemde ücretsiz tarım işçiliği yapan kadınların eğitim düzeylerindeki düşüklük, mesleki/teknik eğitim eksikliği ve sanayi kesiminde belirlenen işgücü kriterlerinden uzak olması gibi nedenlerdir (Karabıyık, 2012;akt., Arslan, 2014;akt., Tahtalıoğlu, 2016). Bu nedenlere ek olarak, kadınların çalışma yaşamında dışlanmalarının altında yatan temel neden eğitim ve meslek edinmedeki fırsat eşitsizliğidir (Çakır, 2008).

     Kadının çalışma yaşamına girmesi, zamanla sahip olduğu eğitim ve meslek edinme fırsatlarının gelişimiyle nitelik kazanan temel özelliklere sahip olması ve bu özellikleri iş yaşamında sergilemesi sanayileşme süreci ile birlikte zaman zaman kesintiye uğrasa da gelişim göstermiştir (Negiz & Yemen, 2011). Toplumda yaşanan sosyo-ekonomik değişikliklerle birlikte zamanla kadınlara yasal ve toplumsal haklar sağlanarak imkanlar tanınmıştır. Ne yazık ki bu hakların tamamının yaşama geçirilebildiğini söylemek çok da mümkün değildir (Kocacık & Gökkaya, 2005).

Türkiye’de Kadın İşgücü

     Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in yayımladığı \"İstatistiklerle Kadın 2020\" raporunda yer alan verileri inceleyecek olursak, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre; 2020 yılında, kadın nüfus 41 milyon 698 bin 377 kişi, erkek nüfus 41 milyon 915 bin 985 kişidir. Yani, toplam nüfusun %49,9'unu kadınlar, %50,1'ini ise erkekler oluşturmaktadır. Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; 2019 yılında, Türkiye'de 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam eden kadınların oranı %28,7, erkeklerin oranı ise %63,1’dir (TÜİK, 2020).

     Türkiye’de işgücüne katılım oranının düşük olmasının nedeni özellikle kentli kadınların aşırı düşük oranda işgücüne katılımından kaynaklanmaktadır. Bunun en önemli nedeni ise kırdan kente göçtür (Irmak, 2010).

     Kentleşme süreciyle birlikte kadınların işgücüne katılımında bir düşüş gerçekleşmiştir. Kırsal kesimden, kente göç eden kadınlar çoğunlukla ya resmi olmayan işlerde çalışmakta ya da ev kadını olarak kalmaktadır. Yüksek yaşam standartlarının egemen olduğu üst sınıflarda, kadının çalışma özgürlüğü bulunmasına rağmen ekonomik açıdan ailenin gereksinimi olmadığı için kadın, çalışma ihtiyacı hissetmemektedir. Düşük yaşam standartlarının egemen olduğu alt sınıflarda ise ailenin ihtiyacı olmasına rağmen sahip olunan toplumsal ve geleneksel değerlerden dolayı kadının, çalışma yaşamına katılmasına çok da sıcak bakılmamaktadır. Ülkemizde son yıllarda sivil toplum ve demokratikleşme yolunda hızlı adımlar atılmasına rağmen toplumdaki mevcut değerlerin varlığını sürdürmesi ve uygulama noktasındaki eksikliklerden dolayı bu alandaki sorunlar varlığını hala sürdürmektedir (Kocacık & Gökkaya, 2005).

Kadının İş Hayatındaki Yeri ve Karşılaştıkları Engeller

     Kadının ücretli olarak istihdama katılması gecikmiş olmasına rağmen, zamanla eğitim fırsatlarını ve imkânlarını eline alması dolayısıyla çalışma yaşamında üst düzey pozisyonlara gelmesi gibi bir beklenti oluşmaktadır. Kadın istihdamında sanayileşme sonrası dönemde zaman zaman aksilikler yaşansa da genelde artış görülmüştür. Fakat kadınların istihdam ve eğitimdeki başarı tutkuları, onların üst düzey yöneticilik kademelerine gelmelerini aynı oranda hızlandıramamıştır (Negiz & Yemen, 2011). Bunun yanı sıra kadınların iş ve aile yaşamı konusunda denge kurmasının zorluğu, aile yaşantısı konusunda daha fazla sorumluluk alması gerekliliği de yönetim kademelerinden uzak kalmalarına sebep olabilmektedir (Aydın Tükeltürk & Şahin İpekçi, 2008).

     Çalışma yaşamında sosyal dışlanmışlık riski ile karşı karşıya kalan kadının çalışma yaşamından beklediği ekonomik, sosyal ve psikolojik beklentileri sağlanamamaktadır. Çalışma yaşamından beklentileri sağlanamayan kadın, üst düzey pozisyonlara ulaşmada öz güven eksikliği ve bireysel isteksizlik yaşamaktadır (Tahtalıoğlu, 2016).

     İstatistiksel olarak değerlendirildiğinde, sayıca azlık gösteren ancak gün geçtikçe artan kadın yönetici ve girişimciler de istihdam ettikleri konuma bağlı olarak birçok farklı engelle karşılaşmaktadırlar. Cam tavan sendromu olarak adlandırılan durum, özellikle yönetsel kademelerde yer alan kadınların karşılaştığı engeller kapsamında ele alınabilir (Öğüt, 2006).

Cam Tavan veya Cam Tavan Sendromu Kavramı

     Cam tavan kavramı, 1970’ li yıllarda ABD de ortaya çıkmıştır. Örgütsel önyargılar ve kalıplar tarafından yaratılan, kadınların üst düzey yönetim pozisyonlarına gelmelerini engelleyen görünmez, yapay engeller olarak tanımlanmıştır (Wirth, 2001; akt., Örgücü, Kılıç & Kılıç, 2007). Bu kavram sadece kadınlara özgü olmamakla birlikte bazen etnik azınlıklar veya erkeklerin kariyer engelleri için de kullanılabilmektedir (Lockwood, 2004; akt., Yıldız, 2014). Başka bir deyişle cam tavan, “görülmeyen, azınlıkları ve kadınları, yetenekleri ve başarılarını göz önüne almaksızın şirketin üst basamaklarına çıkmaktan alıkoyan kırılmaz engel”dir (Cotter vd.,200; akt., Bingöl, Aydoğan, Şenel & Erden, 2011).

     Kadınlar kariyerlerinde ilerleme sağlamak isteseler de tarihte her zaman cam tavanla karşı karşıya gelmişlerdir. Günümüzde birçok yönden kadınların aşağılanmışlığı ve erkeklerin yüksek konumlara hâkimiyeti sürerken kadınlar, cam tavanla yüz yüze gelmeye devam etmektedir (Beck, 2003; Irmak, 2010).

     Yapılan bir çalışmada kadın katılımcılar, “kadınlar üst düzey yöneticilik yapamazlar” ifadesini kesinlikle reddetmişlerdir. Tüm katılımcıların bu kadar net bir şekilde reddetmiş olmasından, kadınların kendileriyle ilgili önyargılardan rahatsız olmakla beraber artık kendilerini üst düzey yönetim pozisyonları için hazır hissettikleri sonucu çıkarsanabilir (Irmak, 2010).

     Ancak kadınların bu konudaki isteksizliği ve duyarsızlığı da önemli bir etkendir Çalışan kadınlar, genel olarak geleneksel kadın rollerini benimsemekte ve çalışma ortamlarındaki rollerini ikinci plana atmaktadırlar (Kocacık & Gökkaya, 2005). Dolayısıyla öncelikli olarak kadınların istihdama katılma oranının arttırılmasıyla birlikte, kadın çalışanların da kendine güvenmesi, sorumluluk alması ve kendini geliştirme noktasında istekli olması gerekmektedir (Yıldız, 2014).

     Sonuç olarak kadınların istihdama katılımlarının düşük düzeyde gerçekleşmesi nedeniyle, hem kadınların yapabilirlikleri önünde önemli bir engel teşkil oluşmakta hem de sosyal kalkınmanın gerçekleşmesini imkânsız hale getirmektedir. Her ne kadar ön planda olmasalar da bir toplumun ilerlemesinde kadınlar önemli bir role sahiptir. Toplumda kadın ne kadar üretken ve etkinse toplum o kadar gelişmiş olacaktır (Karabıyık, 2012).

     Cam tavan sendromunu, toplumsal bazda bir sorun olarak algılanması önemlidir. Tüm paydaşlarla ortak hareket edilmedikçe ve siyasi harekete girişilmedikçe önemli bir adım atılması imkansız olarak görülmektedir. Cinsiyet ayırımcılığının sanılanın aksine sadece ayrımcılığa uğrayan gruba yönelik değil de, toplumun bütününe yönelik bir problem olduğu göz önünde bulundurularak mücadele edilmelidir (Utma, 2019).

 

Kaynakça:

Aydın Tükeltürk, Ş. & Şahin Perçin, N.  (2008). Turizm sektöründe kadın çalışanların karşılaştıkları kariyer engelleri ve cam tavan sendromu: Cam tavanı kırmaya yönelik stratejiler. Yönetim Bilimleri Dergisi, 6(2), 113-128.

Bingöl, D., Aydoğan, E., Şenel, G. & Erden, P. (2011). Cam tavan sendromu ve kadınların hiyerarşik yükselmelerindeki engeller: TC. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Ankara merkez teşkilatı örneği. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, 12(1), 115-132.

Çakır, Ö. (2015). Türkiye'de kadının çalışma yaşamından dışlanması. Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 0(31), 25-47.

Irmak, R. (2010). Cam tavan sendromu - Bir hastane uygulaması. (Yüksek lisans tezi). Yükseköğretim kurulu ulusal tez merkezinden edinilmiştir (Tez No. 261579).

Karabıyık, İ. (2015). Türkiye'de çalışma hayatında kadın istihdamı. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 32(1), 231-260.

Kocacık, F. & Gökkaya, V. B. (2005). Türkiye’de çalışan kadınlar ve sorunları. Cumhuriyet Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 6(1), 195-219.

Negiz, N. & Yemen, A. (2011). Kamu örgütlerinde kadın yöneticiler: yönetici ve çalışan açısından yönetimde kadın sorunsalı. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2011(24), 195-214.

Öğüt, A. (2006). Türkiye’de kadın girişimciliğin ve yöneticiliğin önündeki güçlükler: cam tavan sendromu. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, s. 55-77.

Örücü, E., Kılıç R. & Kılıç, T. (2007), Cam tavan sendromu ve kadınların üst düzey yönetici pozisyonuna yükselmelerindeki engeller: Balıkesir ili örneği. Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F. Yönetim ve Ekonomi Dergisi, 14(2), 117-135.

Tahtalıoğlu, H. (2016). Türkiye’de yükseköğretim kurumlarında cam tavan sendromunun kadınlar üzerindeki etkileri. Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi   Dergisi, 9(2), 89-105.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), (2021). İstatistiklerle Kadın, 2020. 25 Eylül 2021 tarihinde             https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Istatistiklerle-Kadin-2020-37221&dil=1 internet adresinden alınmıştır.

Utma, S. (2019). Kadına yönelik cinsiyet ayrımcılığı ve cam tavan sendromu. Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, 11(1), 44-58.

Yıldız, S. (2014). Türkiye’de cam tavan sendromunun varlığı üzerine bir araştırma. Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi, 6(1), 72-90.