Konuya klasik olarak bir giriş yapacak olursak eğer cinsellik insan yaşamının en temel parçalarındandır. Cinsellik iki insanın karşılıklı etkileşim içine girerek, düşünsel, davranışsal ve duygusal olarak bir çekim alanı oluşturmasıdır (Kayır, 1990). İlişkileri düşünsel açıdan ele aldığımızda, partnerler kendilerini birbirlerine açma kararı verirler. Bu kararları etkileyenler ise, geçmişteki, gelecekteki ve andaki deneyimler ve duygular, ümitler, korkular ve savunmalar olarak ele alınabilir. Duygusallık boyutunda ise, kişi partnerine sevgi duyma, onu düşünme, meraklanma, onun için endişelenme, benzerliklerini hatta farklılıklarını keşfetme isteği ön plana çıkar. Davranışsal olarak, partnerler birbirlerine gülmek, dokunmak, sarılmak okşamak, öpmek, daha çok yakın olmak isterler ve cinsel olarak arzulayıp, arzulanmak isterler. Aslında, ilişkiler ve cinsellik partnerlere sevilmeye değer bir varlık olduğunun duygusunu verir. Cinselliği tanımlamak her ne kadar farklılık gösterse de ilk akla gelen ilişkili kelimeler, yakınlık duyma, haz alma ve haz verme, üreme, yakınlık ve aşktır (Sternberg,1988).

     Kişinin toplumdaki karşılıklı iletişimi, kültürel etkenler, kadın veya erkek olması, yaşı, aile ortamı, hayattaki tercihleri ve yaşamı boyunca yaşadığı cinsel deneyimleri de cinselliğe karşı tutumunu belirleme de önemli rol oynar. Bu da her ne kadar olumlu yönde etkilese de bazı insanları cinselliğe bakış açısından olumsuz yönde de etkileyebilir(Kayır, 1993). Böylece kişilerde farklı cinsel bozukluklara yol açabilir. Bu bağlamda ele alacağımız konu ise, Anorgazmi yani kadın/erkeklerde orgazm bozukluklukları.

     Anorgazmi diğer ismi ile Coughlan sendromu veya orgazm olamama sendromu, kişinin yeterli cinsel uyarılmayı aldıktan sonra bile orgazm olamaması durumudur. Kadınlarda, görülme sıklığı yüzde 15 olarak tahmin ediliyor böylece bu durum cinsel işlev bozukluğu olarak karşımıza çıkıyor (Kinsey, 1953). Erkekleri ele alacak olursak, anorgazmi erkeklerde kadınlara oranla daha az görülmektedir ve çoğunlukla 45 yaşından sonra ortaya çıkmaktadır. Erkekler de eğer yeterli cinsel uyarılmayı aldıktan sonra boşalma deneyimini yaşamakta güçlük çekiyorsa yine bir cinsel işlev bozukluğu yüzünü gösteriyor demek (Kinsey, 1948) Dört ayrı anorgazmi çeşidi vardır bunlar;

Birincil anorgazmi: Kişinin tüm hayatını kapsar ve kişi, tüm hayatı boyunca orgazm olamaz.

Edinilmiş anorgazmi: Kişi, daha önce orgazm yaşamış fakat zamanla orgazm olamamaya başlamıştır.

Durumsal anorgazmi:Kişi sadece belli durumlarda örneğin oral seks ya da belirli bir partner ile birlikte orgazm yaşayabilildiği bir durumdur.

Rastgele anorgazmi: Birbirinden bağımsız veya belirsiz durumlarda orgazm olamama sendromunun yaşanmasıdır.

Anorgazminin nedenleri nelerdir?

Anorgazmiyi tetikleyen başlıca unsurlar;

  • Ataerkil toplumlarda cinselliğin ayıp, yasak ve günah olarak görülmesidir. Bununla birlikte cinselliğe dair bilinen toplumsal mit inancı da etkileyici unsurlar arasındadır (Kayır, 1990). Kısaca bu mitler cinsellikten yüksek beklentiye sahip olma, örneğin; Partnerlerin aynı anda orgazm olması gerektiği, iyi bir sevişme orgazm ile sonlanmalı düşüncesi, cinsel performansın etkisinin erkeğin penis boyutuna bağlanması gibi yanlış inançlar ve beklentiler orgazm olamama sendromunu etkileyen başlıca unsurlar arasındadır. 
  • Ön sevişmenin pas geçilmesi. Yetersiz cinsel uyarı olduğu zaman orgazm yaşanamayabilir. Çoğu partner ön sevişmeyi az tuttuğundan ötürü bu sorunla karşı karşıya olabilir.
  • İlişkide yaşanan sorunlar.  Endişe, kaygı, korku duyma adrenalin hormonunu tetiklediği için kişi orgazm yaşayamıyor olabilir.
  • Hata yapmaktan korkma, başaramıyor olma korkusu, kontrolü kaybetme duygusu, mükemmeliyetçilik ve hazza odaklanmaktan çok başka düşüncelere odaklanma. Partnerim beni beğeniyor mu? Onu tatmin edebiliyor muyum? Hareketlerim nasıl? Şimdi ne yapmam gerekiyor? 
  • Çocuklukta veya kişinin yaşamında maruz kaldığı cinsel travmalar.
  • Güvenli ve sağlıklı bir aile yaşantısına sahip olamama baskıcı aile tutumları,
  • Değersizlik sevgisizlik ve yetersizlik duyguları ön plana çıkıyorsa,
  • Altta yatan organik sebepler olabilir. Örneğin; şeker hastalığı, kronikleşen alkol kullanımı, antidepresan kullanımıları, nörolojik bozukluklar.

Kişi bu nedenlerden ötürü orgazm yaşayamıyor olabilir.

Anorgazminin üstesinden nasıl gelinebilir?

  • Öncelikle, çiftler birbirlerinin isteklerini konuşup bu konuda birbirlerine kulak vermelidirler. Çoğu çift bu konuda konuşamadıkları için bu sorunla karşı karşıya kalmış olabilirler. 
  • Sağlıklı bir cinsellikten giden yol, partnerlerin cinsellikten beklentilerini duyması ve düşüncelerini paylaşmasıdır. Bu yüzden, çiftler sıklıkla düşüncelerini beklentilerini ve isteklerini paylaşmalı ve konuşmalıdırlar.
  • Partnerler çoğunlukla orgazm olmaya kendilerini odakladığı için yaşanan haz sürdürülemiyor ve orgazm ulaşılamaz hale geliyor. Odak noktanızı haz almaya doğru çekmeye gayret gösterin.
  • Üstte bahsetmiş olduğum mitlerden ötürü kişiler kendi vücutlarını tanıyamıyor olabilirler. Vücudunuzu tanıyıp nelerden haz aldığınızı, neleri sevmediğinizi keşfetmeye özen göstermenizde fayda var. 
  • Son olarak, terapi almak bu sorunu aşmak için iyi bir yol. Çiftler karşılıklı anlaşıp cinsel terapi almak için başvuru yapabilirler. Bunun için gönüllü psikolog sitemizde alanında uzman kişilerden yardım al butonuna tıklayarak adım atabilirsiniz.

     Unutulmamalıdır ki, anorgazmi iyileştirilebilen bir sorundur. Orgazm olabilme hazzı ve şekli kişiden kişiye değişmektedir ve ayrıca sevişmek bilinen değil öğrenilen bir işlevdir. Yakınlık, sıcaklık, öpmek, dokunmak partnerler arasındaki ilişki ve cinselliğe adım atmak için önemli adımlardandır ve en önemlisi sevgi, saygı ve güven çerçevesinde olduğunda ise üstesinden gelinebilecek bir sorundur.

 

Referanslar

 Kayır A, 1990. Cinsellik ve cinsel işlev bozuklukları, Psikiyatri Ders Kitabı Ed. E. Adam, V. Şar, R. Tükel, A. Üçok, O. Yazıcı. İ. Ü. Yay. No.4139, İst. Tıp Fak. Psikiyatri Anabilim Dalı No.: 190, Isbn: 975-404-529-1

Kayır A. : Kadın ve Cinsel Sorunları (ed) Ş.Tekeli.Kadın Bakış Açısından 1980’ler 

     Türkiye’sinde Kadın, İletişim Yay., İstanbul, 1990, 1993, 1994 (s.325-338)

Sternberg JR., Barnes L.M. : The Psychology of Love , Yale University Press, New Haven, London, 1988

Kinsey AC (1948) Sexual behavior in the human male. Philadelphia, W.B. Saunders. 

Kinsey AC (1953) Sexual behavior in the human female. Philadelphia, W.B. Saunders.