Bir bireyin işitme yetersizliği yaşaması; dil alanını, diğer bağlantılı gelişim alanlarını ve kişinin etkileşim kurmasını olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle işitme engelli bireyler terapi sürecine girdiklerinde birçok zorlukla karşılaşırlar. 

İşitme kaybı, duyma ile ilgili ses kaynağının yerini belirleme, konuşma, algılama, tekrar etme ve öğrenme becerisinde kısıtlamaya sebebiyet verecek seviyede işitsel anlamlandırmada bozukluk, azalma ya da farklılaşma durumudur (Belgin, 2011 akt. Piştav Akmeşe, 2018). İşitme engeli bulunan birey ise işitme duyarlılığının nispeten ya da bütünüyle kaybı nedeniyle destek eğitim ve özel eğitim hizmetinin gerekli olduğu kişi olarak tanımlanır (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2020).

Bir insan kulağı, 0 ile 120 desibel şiddet seviyesinde ve 20 ile 20.000 Hertz frekans aralığındaki sesleri duyabilir (İşitme Engelliler İçin Öğretmen Kılavuz Kitabı, 2015). En düşük işitme 16 desibelden başlar ve 91 desibel üstüne kadar devam eder. Bu desibel aralıklarına göre ise birey “çok hafif, hafif, orta, orta-ileri, ileri ve çok ileri derece işitme kaybı” şeklinde işitme kaybının düzeyini belirleyebilir(Piştav Akmeşe, 2018).

İşitme kaybının yaşanması doğum öncesi(genetik yatkınlık, annenin bir hastalık geçirmesi vb.), doğum anı(doğum anında bebeğin oksijensiz kalması, kan uyuşmazlığı gibi) ve doğum sonrası(çocuğun hastalık veya havale geçirmesi, kafa travması yaşaması vb.) nedenlerden kaynaklanabilir(İşitme Engelliler İçin Öğretmen Kılavuz Kitabı, 2015).

İşitme yetersizliğinin tanılanması için ailenin ve öğretmenlerin çocuğu gözlemlemesi sonrasında hastanelerde bulunan odyologlara başvurarak gerekli işitme ve davranış testlerini uygulatması gerekir(Piştav Akmeşe, 2018). 

Araştırmalar gösteriyor ki işitme engeli olan bireyler, fiziksel bir engeli bulunmayan insanlara göre daha fazla ruh sağlığı problemleri yaşıyor (Cooper, Rose and Mason, 2003; Lane, 2005 akt. Peters, 2007). Bu durum işitme engeli olan bireylere özgü olan stresörler nedeniyle olabilir. Aynı zamanda bireyler işitme engelinin damgalanmasından dolayı ötekileştirmeyle mücadele etmek zorunda kalır ve bu sebeple tam anlamıyla bir sosyalleşme gerçekleşmesi mümkün hale gelmez (Gulati, 2003; Marschark, 2006 akt. Peters, 2007).

Psikolojik danışma sürecinde işitme engeli olan bireyler birtakım zorluklar yaşar. Terapist ile danışan arasında bulunan dil engeli eğer terapist işaret dili bilen ve kullanan bir birey değilse işitme engeli olan kişilere yönelik bir problem olarak görülür. Diğer yandan terapist etkili bir iletişim kuramadığı için yanlış tanı ve tedavi uygulanabilir. Sözel dil alanında eksiklik söz konusu olduğunda IQ testlerinden düşük puanlar alarak yanlış tanılanmaları da söz konusu olabilir (Gulati, 2003; Marschark, 2006 akt. Peters, 2007). Bu gibi sorunlar, işitme engeli olan bireylerin yaşadıklarından sadece birkaçını içerir. İşitme yetersizliği bulunan kişilere yeterlilik çerçevesinde psikolojik danışma hizmeti sunmak yaşamlarını kolaylaştırmak adına daha da önemli bir hale gelmektedir.

En etkili şekilde psikolojik danışma hizmeti sunmak için öncelikli olarak terapistler, işitme engeli olanların ihtiyaçlarının ve kendi değerlerinin farkında olmalı, yeterliliklerini sorgulayarak danışanlara en iyi hizmeti vermek için kendilerini geliştirmelidir (Fusick, 2008).

Eğer terapistler işaret dili bilen ve kullanan biri değilse o zaman işitme engeli olan bireylere hizmet verme yollarından birisi de işaret dili bilen tercümanlar yardımıyla psikolojik danışma sürecini yürütmek olacaktır. Danışanın gizliliğini korumak ve terapistin dediklerinin tam anlamıyla danışana aktarılması adına tercüman güven verici olmalı, bu konuda elinden gelen çabayı göstermelidir (Fusick, 2008).

Ruh sağlığı çalışanları, işitme engeli olan bireyler ile çalışırken danışanların sosyal becerilerini ve öz bakım becerilerini geliştirmek adına uygun bir şekilde psikoeğitim hizmeti vermelidir. Danışmanlar, danışanların yaşam kalitelerini artırmak ve güçlü yönlerinin farkına varmalarını sağlamak için eğitimci rollerini de danışma sürecinde ortaya koymaları gerekir (Larew, 1995 akt. Fusick, 2008).

İşitme yetersizliği yaşayan danışanlara karşı ruh sağlığı personeli olarak yeterliliklerimizi ve eğitimlerimizi sorgulasak da kendimiz geliştirerek başkalarına yardım etmek, onları anlamak için adım atmalıyız.  

 

Kaynaklar

Fusick, L. (2008). Serving clients with hearing loss: Best practices in mental health counseling. Journal of Counseling & Development, 86(1), 102–110. doi:10.1002/j.1556-6678.2008.tb00631.x

İşitme Engelliler İçin Öğretmen Kılavuz Kitabı. (2020). Erişim adresi: https://orgm.meb.gov.tr/

Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği. (2020). Erişim adresi: https://orgm.meb.gov.tr/ 

Peters, S. W. (2007). Cultural awareness: Enhancing counselor understanding, sensitivity, and effectiveness with clients who are deaf. Journal of Multicultural Counseling and Development, 35(3), 182–190. https://doi.org/10.1002/j.2161-1912.2007.tb00059.x

Piştav Akmeşe, P. (2018). İşitme yetersizliği olan öğrenciler. Ü. Şahbaz (Yay. haz.). Özel eğitim ve kaynaştırma içinde (s. 72-94). Ankara: Anı Yayıncılık. 

Bengü YELOĞLU