Güzel kadın denildiğinde akla ilk gelen nedir? İnsanlık tarihinin her döneminde bu soruya verilen cevap farklı olmuştur. Tarih boyunca dönemin toplumsal değerlerine göre şekillenmiş olan ideal kadın imgesi, günümüzde daha çok ticari bir anlamda öne çıkmaktadır. İçinde bulunduğumuz dönemde muhtemelen çoğu kişinin aklına benzer bir dış görünüşe sahip olan, dünyaca ünlü model ya da oyunculardan biri gelecektir. Televizyonu her açtığımızda ya da sosyal medyaya göz atmak istediğimizde karşılaştığımız neredeyse birbirinin aynısı hale gelmiş kadınlardan biri... Büyük olasılıkla bu kadın, (beden ağırlığının sağlıklı aralıkta olup olmadığını belirten) beden kitle indeksine göre sağlıksız bir biçimde düşük değerde çıkacaktır.


Medyada oldukça ön planda olan zayıf kadın imgesi, özellikle ergenlik dönemindeki genç kızları etkilemekte ve kendilerini mükemmel olarak sunulan bedenlerle karşılaştırmalarına neden olmaktadır. Araştırma sonuçları medyadaki bu imgelere daha fazla maruz kalan genç kızların yeme bozuklukluğu davranışlarının arttığını göstermektedir.


Yeme bozuklukları, daha çok kadınlarda görülen, ciddi derecede bozulmuş yeme davranışı ile tanımlanan, bedensel sorunlardan ölüme kadar ciddi sonuçlara yol açabilen bozukluklardır. Genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan yeme bozukluklarının en çok rastlanan türleri anoreksiya nervoza ve bulimia nervozadır.


Anoreksiya nervoza genelde 15 yaş civarında başlar ve özellikle batılı toplumlarda görülür. Bu bozukluğa sahip kişilerde belirgin bir biçimde düşük vücut ağırlığı göze çarpar. Buna karşın, bozulmuş beden algısı nedeniyle, kişi vücut ağırlığını kontrol etmek için sürekli davranışlarda bulunur. Kilo almakla ilgili yoğun korkulara ve vücut ağırlığına yüklenen gereksiz öneme rastlanır.


Bulimia nervozada ise hastalar, tıkanırcasına yeme atakları yaşayarak kısa sürede kontrolsüz bir biçimde yüksek miktarda yiyecek tüketirler. Daha sonrasında yaşadıkları pişmanlık ve kilo alma korkusu nedeniyle zorla kusma, bağırsakları harekete geçiren ilaçlar kullanma ya da hiç yemek yememe gibi davranışlar sergilerler. Anoreksiya nervozada hastalığın ağırlığı beden kitle indeksine, bulimia nervozada ise uygunsuz ödünleyici davranışların sıklığına göre belirlenir.


Yeme bozuklukları psikolojik bozukluklar arasında en ölümcül olanı olmasına rağmen hastalar genelde durumlarının ciddiyetini anlamazlar. Tedaviye direnç gösterir ve hastalıklarını kabul etmezler. İnternet üzerinde kendilerini “pro-ana” olarak tanımlayan grupların kurduğu, yeme bozukluklarını destekleyen ve birbirlerine daha çok kilo verme konusunda yol gösteren sitelere, bloglara ve mail gruplarına bile rastlanmaktadır. Bu gruplar, yeme bozukluklarının bir hastalık olma boyutunu reddederek bunu bir yaşam tarzı olarak ele almaktadırlar. Hatta grubun içinde kendilerini “wannarexic” olarak tanımlayıp anoreksi olmaya çabalayan üyeler bile bulunmaktadır.


Tüm zararlarına rağmen yeme bozukluklarının bu kadar yaygın olmasının önemli bir sebebi kadınlara dayatılan toplumsal normlardır. Kadınlarda yeme bozukluklarının erkeklere oranla 10 kat fazla olmasının yanında, anoreksiya ve bulimia hastalarının da %90-95’inin kadın olması elbette tesadüf değildir. Toplumda fiziksel özelliklerine odaklanılan ve neredeyse bedenlerinden ibaret görünen kadınlar, medyanın idealize ettiği anoreksik bedenlere sahip olmak istemekte, güzellik anlayışı sağlıksız bir biçime evrilmektedir. Bu nedenle, son derece ciddi sonuçlara yol açan yeme bozukluklarıyla mücadele ederken, toplumdaki mükemmel kadın imgesiyle de mücadele edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.


Psikoloji Öğrencisi

Kardelen Yıldız


Kaynak:

Amerikan Psikiyatri Birliği, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Beşinci Baskı (DSM-5), Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı’ndan, çev. Köroğlu E, Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 2013


Aslan, H. (2001). Beden İmgesi ve Yeme Davranışı Bozuklukları ile Medya İlişkisi. Düşünen Adam, 14(1), 41-47


Boero, N ve Pascoe C.J (2012). Pro-anorexia Communities and Online Interaction: Bringing the Pro-ana Body Online. Body & Society, 18 (2), 27-57.


Derin Işıkören, N . (2016). Kadın İmgesi ve Tarih Boyu Değişimi . Sanat ve Tasarım Dergisi , 0 (16) , 115-131 .


Gönenir Erbay L ve Seçkin Y. (2016). Yeme Bozuklukları. Güncel Gastroenteroloji. 20(4), 473-477.