‘’ Asla ama asla annem/babam gibi biri olmayacağım!’’ bu cümleyi hayatımızda birçok kez duymuşuzdur. Burada sorulması gereken en önemli şey şudur; gerçekten anne/ babalarımız gibi olmak bizim mutlak sonumuz mu yoksa özgürleşerek kendi yolumuzu çizebilir miyiz?

Bu tabi ki mümkün. Ama nasıl?

Yetişkinliğimizin ebeveynlerimizden bağımsız olmasını, bunun neden ve nasıl ve neden olabileceğini ele alan bir teoriden bahsetmek faydalı olacaktır. 1975 yılında klinik sosyal hizmet uzmanı ve çocuk psikanalisti olan Salma Freiberg ‘’kreşteki hayaletler’’ metaforunu tanıttı. Bu tanım, bir ebeveynin yetiştirilme dönemindeki sert, travmatik deneyimleri ile kişilerin kendi ebeveynlikleri arasında bir ilişki olduğunu ele alır. Ebeveynleri tarafından istismar edilen, ihmal edilen, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan çocuklar, ebeveyn oldukları zaman benzer tutumlar sergileyebilir. Bazen bu kötü muamelenin, kötü olduğu bile anlaşılmaz çünkü kötü de olsa ‘’bizim kötümüz’’ dür, bildiğimiz güvendiğimiz davranış örüntüsüdür. Bu davranış biçimi, yeteri çaba gösterilmediği takdirde ortaya çıkamaz, telafi edilemez ve nesiller boyu devam ederek, çeşitli kuşaklarda ve kişilerde yüzünü gösterebilir. İsminin ‘’hayalet’’ olmasının sebebi budur.

Hamileliği esnasında depresyonda olan bir anne, ne kadar öz bakım becerilerini yerine getirse de, kendisi ve bebeği konusunda dikkatli davranmaya çalışsa da içinde bulunduğu ruhsal dengesizlik bebeğe yansıyacak ve bu bebek ileride ilgi eksikliği, sevgiden mahrum olma belki kaygı ve endişe gibi olumsuz duygularla hayatını mücadele içinde geçirecektir. 

Hayalet adını verdiğimiz olumsuz geçmiş izleri ile mücadele etmenin, sağlıklı olarak yetişkin ve ebeveyn olabilme üzerine yapabileceğimiz birkaç şey şu şekilde sıralanabilir;

  • Geçmişinizi İyi Öğrenmek: Bu madde annenin hamilelik boyunca fiziksel ve psikolojik deneyiminden bahseder. Hamilelik sürecinde çevresel koşullar nasıldı, ailenin sosyal ilişkileri ne durumdaydı, doğum nasıl gerçekleşti?
  • Kalıpların ve Kendinizin Farkında Olun: Kendinizi izleyin, mutlu olduğunuz anları, olumsuz duygu durumlarını, baş etmekte zorlandığınız anları göz önünde bulundurarak bunların kaynaklarının ne olabileceğini, özellikle olumsuz olan duygu ve düşüncelerin bize mi yoksa anne/babamıza mı ait olduğunu gözlemleyin.
  • Değişime Kucak Açın: Geçmişinizi anladığınızda ve mevcut kalıplarınızı kabul ettiğinizde, psikanalistler bunu anlamlı bir değişim için bir fırsat olarak görürler. 

Değişim için kocaman kucak açabildiğiniz, geçmişle barışıp huzurla mutlulukla ilerleyeceğimiz; kendi anne-babalık kimliklerimizi bağımsız bir şekilde oluşturduğumuz güzel günlere !

                       

                                                                                                   

 

 

 

 

Referanslar;

 

 

https://www.wilder.org/articles/angels-and-ghosts-nursery-trauma-informed-child-parent-therapy

 

https://www.psychologytoday.com/us/blog/psychoanalysis-unplugged/202104/help-im-becoming-my-mother

 

https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0002713809614424

 

https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1002/imhj.21653

 

https://www.researchgate.net/publication/318203780_ASSESSING_ANGELS_IN_THE_NURSERY_A_PILOT_STUDY_OF_CHILDHOOD_MEMORIES_OF_BENEVOLENT_CAREGIVING_AS_PROTECTIVE_INFLUENCES_Assessing_Angels_in_the_Nursery