“Eğer ben sahip olduklarım isem ve sahip olduklarımı kaybettiysem kimim ben?”

Erich Fromm 1900 yılında Frankfurt’ta doğan, ünlü ruh bilimci, toplum bilimci, düşünür ve yazardır.  Kendi anlatımına göre nevrotik bir anne babaya sahip olan Fromm, nevrotik bir çocukluk geçirdi. Musevi kökenli olan ancak hayatının büyük bir kısmını Amerika’da geçiren Fromm’un temel öğrenimi sosyolojiydi ve ruh bilimi alanında Marksist-sosyalist ve insancıl yaklaşımın önemli temsilcilerindendi.Heidelberg, Frankfurt ve Münih Üniversiteleri’nde ruhbilim ve toplum bilimi okudu, 1922’de Heidelberg Üniversitesi’nden doktorasını aldı. Bitti mi? Tabii ki bitmedi. Münih’te ruh hekimliği ve ruhbilim konularında çalışmalarını sürdürdükten sonra, Berlin Ruh Çözümleme Enstitüsü’nde gördüğü eğitimi 1931’de tamamladı. Bu yıllarda kendisinden 10 yaş büyük olan ilk eşi Frieda Reichmann ile tanıştı ve 1926 yılında evlendi. Evliliği 8 yıl sürdü. Sırasıyla Chicago Ruh Çözümleme Enstitüsü, Frankfurt Toplumsal Araştırma Enstitüsü, Columbia Üniversitesi, Yale ve New York Üniversitesi, Bennighton College ve Michigan Üniversitesi’nde dersler verdi. 1941 yılında daha önce Berlin Ruh Çözümleme Enstitüsü’nden de tanıdığı Karen Horney ile duygusal bir ilişki yaşamaya başladı ve Horney’in kurmuş olduğu Psikanaliz Birliği’nin bir üyesi oldu. Ancak kısa bir süre sonra Fromm’un diğerleri gibi tıp eğitimi almamış olması üyeleri rahatsız etti ve Fromm enstitüden ayrılarak Sullivan’ın da dahil olduğu bir ekip ile 1946’da White Psikiyatri, Psikanaliz ve Psikoloji Enstitüsü’nü kurup Horney ile rakip hale geldi.Yahudi bir aileden gelen Fromm’un Birinci Dünya Savaşı’nda yaşadıkları onun insan davranışına merakını körükledi ve savaş sona erdiğinde, kafasında tek bir soru kaldı: “Nasıl olur da insanlar kitlesel olarak savaşabilir?”. Fromm’u düşünmeye sürükleyen bu soru insanların neden huzur ve refah içinde yaşamak yerine, savaştığını; ya bir otorite kurmak ya da bir otorite altında hareket etmek zorunda hissettiklerini açıklamaya yönlendirdi.           Karl Marx ve Freud’dan etkilenen Fromm, Düş Zincirlerinin Ötesinde adlı yapıtında, Freud ve Marx’ın görüşlerini kıyasladı, birbiriyle karşıtlıklarını ortaya koydu ve bu iki görüşü birleştiren yeni düşünceler ve fikirler üzerinde çalıştı. Yazılarında tarih, sosyoloji, edebiyat ve felsefe alanlarındaki bilgilerinden  esinlendi. Freud, Fromm’un bireysel farklılıkları anlamasına yardımcı oldu, Fromm düşünce temellerini önemli derecede etkilendiği Freud’un düşünceleri üzerine oturttu. Freud’un ortaya koyduğu klasik psikanalizi kendine göre yorumlayarak analizlerinde kültürel ve sosyal faktörleri, etkin bir biçimde kullandı. Marksist ve sosyalist insancıl dünya görüşünü benimseyen Erich Fromm, 1980 yılında, emeklilik yıllarını geçirdiği İsveç’te öldü. Okurken her bir satırda aydınlanma yaşayacağınız Erich Fromm kitapları listesi de bonus olarak geliyor. İyi okumalar!1. Özgürlükten Kaçış (1941)2. Kendini Savunan İnsan/ Ahlak Felsefesinin Psikolojisine İlişkin Bir Araştırma (1947)3. Psikanaliz Ve Din (1950)4. Unutulmuş Din (1951)5. Sağlıklı Toplum (1955)6. Sevme Sanatı (1956)7. Sigmund Freud’un Kişiliği Ve Etkileri (1959)8. Bırakın İnsan Kazansın : Bir Sosyalist Manifesto Ve Program (1960)9. Zen Budizm Ve Ruh Çözümleme – D.T. Suzuki Ve Richard De Martino İle Birlikte (1960)10. Marx’ın İnsan Anlayışı (1961)11. Yeni Bir İnsan Yeni Bir Toplum (1962)12. Sevginin Ve Şiddetin Kaynağı (1964)13. Tanrılar Gibi Olacaksınız (1966)14. Umut Devrimi (1968)15. Meksika Köyünde Toplumsal Karakter – Michael Maccoby İle Birlikte (1970)16. İnsan Yıkıcılığının Kökenleri (1973)17. Sahip Olmak Ya Da Olmak (1976)18. İtaatsizlik Üzerine (1981)19. Yaşama Sanatı (1989)