Ergenlik, çocukluk ve yetişkinlik arasındaki gelişimsel bir geçiştir. Erinlikten tamamen yetişkinlik durumuna ulaşana dek geçen süreçtir. Ergenlik gelişimsel bir süreçtir. Aynı zamanda öne çıkma ihtiyacı ve ait olma ihtiyacı arasındaki mücadele olarak adlandırılabilir.

     Ergenlik, insan hayatındaki en önemli dönemlerden birisi olarak adlandırılır. Bunun temel sebebi erişkinliğe dair atılan bütün adımların, temelleri burada oluşmasıdır. İmaj, dış görünüm, sosyal hayat, zevkler, ait olma, dışlanma, dışlama, kabul edilme, zevk, heyecan, aktivite ve buna benzer birçok şey dahil edilebilir. Ergenlikte temel motivasyon; ait olunan gruptaki imajları yani dolaylı yoldan kendi imajlarını korumaktır. Hayatın içinde akran baskısı ve etkisinin en güçlü olduğu dönemdir bunun için ne gerekiyorsa öyle giyinirler; bağlı oldukları gruplarda insanlar nasıl görünüp davranırlarsa bunu taklit etmeye gayret ederler. Ancak ne yapılırsa yapılsın büyük ölçüde kendilerinden memnun olmazlar. Bunun temel sebebi, bu yaş aralığındaki bireylerin kimlik ve rol karmaşası arasındaki krizle mücadele etmeleridir. Başka bir deyişle; yeni oluşan kimlikleri ile, insanların onlardan ‘’olmalarını istedikleri kişi’’ çelişir ve bu da birtakım kargaşaya neden olur. 

    Ergenlik dönemi, vücutta, beyinde ve seks hormonlarında, artan bağımsızlığın yanı sıra, bir şeye ait olmak için gerçek bir ihtiyaç ve birçok fiziksel değişiklik olarak ifade edilebilir. Bu dönem genelde gençlerin kimliklerini yeniden gözden geçirdikleri, genellikle farklı roller deneyerek hem nasıl toplumun bir parçası olduklarını keşfettikleri hem de kendilerini nasıl öne çıkaracaklarını buldukları bir zaman dilimidir. Buna ek olarak, ergen ebeveynlerine bağımlılıktan kendini özgürleştirme sürecinde sadece tepkisiz değildir, aynı zamanda sıklıkla onların değer sistemlerine de karşı çıkar. Ergen, yaşıtlarına karşı davranışlarını tartması gerektiğini öğrendikten sonra, ebeveynlerinin değer sistemini terk eder ve kendi akranlarının standardına göre değiştirir. 

    Robert Havighurst, bireyin yaşamında elde etmesi gereken gelişimsel görevleri; beceriler, bilgi, işlevler ve tutumlar olarak tanımlar. Bunlar, fiziksel olgunluk, sosyal beklentiler ve kişisel çabalarla elde edilir. Bu görevlere başarıyla hakim olunması uyum sağlama ile sonuçlanacaktır ve bireyi arkadan gelecek olan daha zor görevlere hazırlayacaktır. 

Ergenlikte Gelişimsel Görevler

  • Fiziğini kabul etme ve erkek veya kadın rolünü benimseme
  • Her iki cinsteki yaşıtlarıyla da yeni ilişkiler kurabilme
  • Ebeveynleri ve diğer yetişkinlerden duygusal olarak bağımsızlık
  • Ekonomik bağımsızlığa yönelik inanca sahip olma
  • Bir meslek seçmek ve ona hazırlanmak
  • Sosyal açıdan sorumlu davranışların istenmesi ve başarılması
  • Yeterli bilimsel dünya görüşü ile bilinçli değerlerin uyum içinde oluşturulması

 

     Hızlı büyüme ve cinsel olgunluk bu dönemde ortaya çıkan değişimlerin yalnıza bir bölümüdür. Çocuk yalnızca fiziksel olarak değil; bilişsel, sosyal ve kişilik olarak da yetişkine dönüşür. Ergenin büyümesi ve büyümenin parlaması için yemeklerde artışa ihtiyaç duyulur ( özellikle kalsiyum ve demir). Yeme ihtiyacı, alışkanlıkları ve biçimi ergenlikte yemek ve yeme bozukluklarını oda noktası haline getirir. Obezite, ergenlik boyunca yaygın bir kaygıdır. Ergen obezitesinin psikolojik sonuçları, beden imajı odak nokta olduğu için, şiddetlidir. Anoreksiya Nervoza, kişinin yemeyi reddettiği, davranışlarını ve görüntüsünü inkar ettiği, bir deri bir kemik kalmalarının olağan olduğu bir yeme bozukluğudur. Bulumia, aşırı miktarda yemek yenilen dönemleri takip eden kusma veya laksatif kullanımıyla yemeğin boşaltıldığı yeme bozukluğudur. Sürekli kusma ve ishal hali kimyasal dengesizlikle sonuçlanır. 

     Bilişsel gelişim, ergenlik dönemi boyunca gözle görülür bir şekilde artar. Gençler bu büyüme süreçlerindeki problem çözümlerinde soyut işlemleri kullanmaya başlarlar. Ergen bireyler kendi düşünme süreçlerinin farkındadırlar. ‘’düşünme üzerine düşünme’’ kapasitesi ergen bireylerin öğrenme ve problem çözmelerini daha etkin hale getirir. Bu duruma ‘’üstbiliş’’ denir. Ergen Benmerkezciliği, kişinin kendisiyle ilgili düşünceleri ve başkalarının kendisiyle ilgili düşüncelerini ayırt etmede zorluk çekmesi durumudur. Ergen Benmerkezciliği, ergen bireyin dünyayı sadece kendi bakış açısından gördüğü ve kendisiyle ilgilendiği evredir. Ergenler, otorite figürlerine karşı aşırı eleştireldir, eleştiri kabul etmemeye ve başkalarının hatalarını bulmaya yatkındır. Ergen Benmerkezciliği, gençlerin neden herkesin ilgisini çekmeye odaklandıklarını da açıklar.

Bu durum üç tür olumsuzluğu ortaya çıkarır;

  1. Hayali İzleyici, ergenler herkesin ilgisinin kendisi üzerinde toplandığını düşünür. Başkalarının düşünceleri-niyetleri hakkında özenle senaryolar hazırlanır .
  2. Kişisel Efsane, ergen bireyin biricik, özel olduğu ve kimseyle paylaşamadığına inancı olmasıdır. ‘’ kimse beni anlamıyor!’’

Ergenler, kişisel deneyimlerini fazla abartabilirler ve bu temelde riskli davranışlara yol açar. 

  1. İyimser Yanlılığı, kazaların, ve diğer talihsizliklerin kendilerinden ziyade başkalarının başına geleceğini düşünme eğilimidir. Hem ergenlerde hem yetişkinlerde sağlık riski davranışı ile ilgili olarak iyimser yanlılık bulunur.

Ergenler yetişkinlere nazaran, daha fazla iyimser yanlılığa sahiptir ve bu zamanla kaybolur.

     Ergenlik döneminde sağlıklı ve güvenilir bir ebeveyn-çocuk ilişkisine sahip olmak önemlidir ancak, bu dönemde ergen birey ile yakın kalmak kolay değildir. Ebeveynlerden girişim olarak algıladıkları birçok şey konusunda ergen bireyler sıklıkla aynı niyette değildir. Kısa mesajlar ve sosyal medya aracılığıyla sürekli konuştukları arkadaşlarına açık bir kitap olsalar da, anneleri günlerinin nasıl geçtiğini sorduklarında buna tepkisiz kalabilirler. Baba için makul görünen bir talep, ergen için sınır ihlali ya da gereksiz bir talep olarak kabul edilebilir.

 

     Bunlar tanıdık geliyorsa, derin bir nefes alın ve çocuğunuzun hayatının en dalgalı dönemlerinden biri içinden geçtiğini kendinize hatırlatın. Bu geçecek bir aşamadır ve ebeveyn olarak işiniz, benliğiniz, sınırlarınız hala hayati derecede önemlidir, sadece rol biraz değişmiş olabilir.

 İşte bu süreç ile daha kolay baş edebilmek için bazı ipuçları:

  • Dinleyin: Gencin hayatında neler olup bittiğini merak ediyorsanız, doğrudan sorular sormak yerine sadece arkanıza yaslanıp dinleyin.  Söz konusu ergenler ise; sormamak, sormaktan çok daha etkilidir. Çocuklar eğer bilgi paylaşmak için baskı hissetmezlerse, ailelerine karşı açık olması daha muhtemeldir. Unutmayın, gün içinde meydana gelen bir şey hakkında uygunsuz bir yorum bile ona ulaşma yoludur ve ne kadar az meraklı görünürseniz o kadar kazançlı olabilirsiniz. 
  • Duygularını doğrulayın ve destekleyin: Genellikle çocuklarımız için sorunları çözmeye çalışmak ya da hayal kırıklıklarını küçümsemek ebeveyn olarak eğilimimizdir. Romantik bir hayal kırıklığından sonra “Yine de senin için doğru değildi” gibi bir şey söylemek küçümseyici hissettirebilir. Bunun yerine, çocuklara yorumu yansıtarak anladığınızı ve empati kurduğunuzu gösterin: \"Vay canına, bu gerçekten zor geliyor.”
  • Güveninizi  gösterin: Gençler, özellikle ebeveynleri tarafından ciddiye alınmak isterler. Çocuğunuza güvendiğinizi göstermenin yollarını arayın. Ondan bir iyilik istemek, ona güvendiğinizi gösterir. Bir ayrıcalığa gönüllü olmak onun üstesinden gelebileceğini düşündüğünü gösterir. Çocuğunuza ona inandığınızı bildirmek, güvenini arttırır ve yeni girişimleri konusunda gençleri destekler.
  • Diktatör olmayın: Genç bireyler ile yaşamanın en temel yapı taşlarından birisi ise kuralları belirlemektir. Hali hazırda kurallarınız yoksa, olabildiğince mümkün olabilecek, evde uyum sağlamakta zorluk yaşanmayacak ve herkesin hem fikir olabileceği kuralları belirlemelisiniz ki açıklamaya hazır olabilin. Sınırları zorlamak gençler için doğal olsa da, izin alamayacakları faaliyetlere neden izin verilmediğine dair düşüncelerinizi veya açıklamanızı duymak, onlar için kuralın daha makul görünmesini sağlayacaktır.
  • Övgü: Ebeveynler, gençken çocukları daha fazla övme eğilimindedir, ve bu zaman geçtikçe yerini eleştiriye bırakır. Ancak ergenlerin benlik saygısı artışına da ihtiyacı vardır. Gençler ebeveynlerinin ne düşündüğünü umursamayacak kadar havalıymış gibi davranabilirler ama gerçek şu ki çok ciddi oranda onayınıza ihtiyaçları vardır. Ayrıca, olumlu ve cesaret verici olmak için fırsatlar aramak, özellikle gergin hissettiklerinde, ilişkiniz için iyi bir fırsat yaratabilir.
  • Duyguları kontrol etmek: Ergen birey kaba davrandığında öfkenizin alevlenmesi kolaydır, ancak aynı şekilde cevap vermeyin. Bir yetişkin olduğunuzu ve duygularını daha az kontrol edebildiğini veya üzgün olduğunda mantıklı düşünebileceğini unutmayın. Yanıt Vermeden önce ona kadar sayın veya derin nefes alın. Eğer iki taraf da konuşamayacak kadar üzgün ya da öfkeli ise, duygularımız uç noktalardan biraz daha orta noktalara gelip sakinleşene kadar beklemek iyi olabilir.
  • Beraber bir şeyler yapmak: Konuşmak, iletişim kurmanın tek yolu değildir ve bu yıllar boyunca, kişisel bir şey hakkında konuşmadan, yemek pişirmek, yürüyüş yapmak veya sinemaya gitmek gibi, iki tarafın da zevk aldığı şeyleri yapmak için zaman harcayabilmek adına harikadır. Çocukların size yakın olabileceklerini bilmeleri ve müdahaleci sorularınıza maruz kalmadan veya bir iş için onları çağıracağınız konusunda endişelenmelerine gerek kalmadan olumlu deneyimleri paylaşmaları önemlidir.
  • Yemek saatlerini paylaşmak: Bir aile olarak birlikte yemek için oturmak, yakın kalmak için harika bir yoldur. Akşam yemeği sohbetleri, ailenin her üyesi hakkında bilgi sahibi olma, gündemi konuşma  ve spor, televizyon veya politika hakkında konuşma şansı verir. Ebeveynlerle günlük şeyler hakkında konuşmaktan kendilerini rahat hisseden çocuklar, daha zor şeyler ortaya çıktığında da daha açık olma olasılıkları daha yüksektir. Öneri: bu tarz faaliyetlerde telefon kullanımı çok düşük düzeyde olmalıdır.
  • Farkında olun: Çocukların olgunlaştıkça bazı değişikliklerden geçmesi normaldir, ancak ruh hali, davranışı, enerji seviyesi veya iştahında değişiklikler fark ederseniz dikkat edin. Aynı şekilde, onu mutlu etmek için kullanılan şeyleri yapmak istemekten vazgeçerse veya kendisini izole ettiğini fark ederseniz not alın. Gençin günlük işleyiş yeteneğinde bir değişiklik görürseniz, ona bunu sorun ve destekleyici olun (yargılayıcı olmadan). Yardımınıza ihtiyacı olabilir ve bu bir akıl sağlığı uzmanıyla konuşması gerektiğinin bir işareti olabilir.

 

Referanslar;