Empati, kişinin bir başka kişinin ifadesini veya içinde bulunduğu durumu temel alarak diğerinin duygusal durumunu anlamaya çalışması ve duruma onun gözünden bakabilme becerisidir (LaMb & Keller, 1991). Diğer bir ifadeyle, bir kişinin kendisini karşısındaki diğer bir kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısı ile bakması, o kişinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecidir (Ersoy & Köşger, 2016). Bilişsel gelişim için zeka ne kadar önemli ise, empati kurma da kişilerarası iletişimde ve sosyal gelişimde önemli bir etkendir. Yani empati yeteneği, bireyin başkalarına karşı davranışını ve sosyal ilişkilerin kalitesini etkileyen sosyal ve duygusal gelişimin önemli bir parçasıdır (McDonald & Messinger, 2014). 

     Empatinin erken çocukluktan itibaren gelişimin önemli bir parçası olarak görüldüğü söylenebilir. Örneğin, çocuklarda bilişsel ve duygusal bileşenlerin tamamlanmasında, empatinin ifade edilmesi ve gelişimi modelleri vurgulanmaktadır. Doğumdan itibaren bebeklerin başkalarının duygularına duyarlı oldukları kanıtlanmıştır. Başkalarının duygularının taklit edilmesi, doğumdan sonraki ilk birkaç gün içinde bile mevcut olup, insanların biyolojik olarak empati kurmaya yatkın oldukları önerisine kanıt sağlamaktadır (Thompson & Gullone, 2003). 0-1 yaş arasındaki bebekler, başkalarının üzüntülerine tepki verirler ancak o kişinin üzüldüğünün farkında olduklarını belli etmezler. 1-2 yaş civarında ise, başka bir kişinin üzüntülü olduğunu anlayabilir fakat diğer kişinin kendisinden farklı ihtiyaçlarının olabileceğinin farkında olmazlar ve bu sebeple uygun olmayan tepkiler gösterebilirler (Ersoy & Köşger, 2016). Çocuklar iki yaşın sonlarına doğru diğer kişilerin duygularının, kendi duygularından farklı olduğunu fark etmeye ve kendi ihtiyaçlarını belirleyerek olaylarla ilgili kendi yorumlarını yapmaya başlarlar. Bu yaşlarda, gönüllü yardım etme ya da destek verme davranışlarında bulunurlar. Üç yaşından itibaren, diğer kişilerin düşüncelerinin kendi düşüncelerinden farklı olduğunu, her bir bireyin kendine özgü bir perspektifinin olduğunu ve bir duruma farklı tepkiler verilebileceğini anlamaya başlarlar. Altıncı yaş, olayları başkasının bakış açısından görme ve uygun bir şekilde davranabilme evresinin başlangıcıdır. Çocuk altı yaşından itibaren kendisini karşısındaki kişinin yerine koyabilmektedir. Çocukluğun ileri aşaması olan on-on iki yaşlarındaki çocukların, empati duygularını tanıdıkları kişilerin ötesine geçtiği söylenebilir (Ersoy & Köşger, 2016). 

     Empati, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve aşırı kaygılanmaması açısından, duygularını belirleyebilmesi ve daha geniş bir yelpazede ele alınarak çocuğun kendisini ve çevresini daha güçlü algılaması ve ifade etmesini teşvik eden bir ortamda büyümesi açısından önemlidir. Aynı zamanda, güçlü bir şekilde empati kurmayı öğrenen çocuk, çevresini daha iyi gözlemler ve diğerleri ile iletişimi de ilişkileri de daha sağlam olur (Thompson & Gullone, 2003). Empatinin gelişimine olan ilginin bir nedeni, empatinin çocukların gelişimde pozitif etkisinin olması ve ruh sağlığı için temel bir yapı taşı olduğu düşüncesidir. Örneğin, davranış bozukluğu olan çocuklar duygusuz ve vurdumduymaz, hem empatiden hem de suçluluk duyma yeteneğinden yoksun olarak nitelendirilmiştir. Empatinin gelişiminde farklı faktörlerin etkisi vardır. Bu faktörler genel olarak genetik faktörler, nörogelişimsel faktörler, çocuğun mizacı, taklit yeteneği, aile yapısı, aile-çocuk ilişkisi, bağlanma stili ve sosyal çevre olarak ele alınabilir (McDonald & Messinger, 2014). 

     Sonuç olarak, erken çocukluktan itibaren gelişmeye başlayan empati kurma yeteneği yetişkinlikte de önemli bir yere sahiptir, başkalarına karşı olumlu davranışları teşvik etmek ve sosyal etkileşimleri ve ilişkileri kolaylaştırmak için önemlidir. Empati, başkalarını korumada rol oynayabilecek kuralların içselleştirilmesinde rol oynar ve önemli ölçüde başkalarına yardım etme isteği için de motivasyon kaynağı olabilir. Aynı zamanda, anlamlı sosyal ilişkilere sahip ve sosyal olarak yetkin bir kişi olmada önemli bir rol oynar. Araştırmalar, çocuğa karşı sıcak ve destekleyici bir yaklaşım sergileyen ve rol modeli olan anne-babalar ile öğretmenlerin olumlu davranışlarının çocukların empatik becerilerini geliştirmelerine yardım ettiğini göstermektedir. Bu nedenle pek çok kişisel, duygusal ve sosyal yeteneğin şekillendiği çocukluk döneminde empatinin çalışılması, empatinin doğasının, işlevinin daha iyi anlaşılması için araştırılması oldukça önemlidir (Ersoy & Köşger, 2016). 

 

Referanslar:

Ersoy, E. G. & Köşger, F. (2016). Empati:Tanımı ve Önemi. Osmangazi Journal of Medicine, Mayıs, 2016;38 (2), 9-17 DOI: http://dx.doi.org/10.20515/otd.33993.

Lamb, M. E. & Keller, H. (1991). The Development of Empathy in Infants. Infant Development: Perspectives from German Speaking Countries Chap. 12, pp 245-273. Hillsdale: Lawrence Erlbaum 1991. 

McDonald, N. M. & Messinger, D. S. (2011). The Development of Empathy: How, When, and Why. Philos. Neurosci. Dial. 23, 333–359. 

Thompson, K. L. & Gullone, E. (2003). Promotion of Empathy and Prosocial Behaviour in Children through Humane Education. Australian Psychologist, 38:3, 175-182, DOI: 10.1080/00050060310001707187.