Anksiyete gelecekle ilgili endişe, gerginlik duyguları ve fiziksel gerginlik ile giden olumsuz bir duygudur. Anksiyete yaşayan kişi endişeli düşüncelere sahiptir aynı zamanda olabilecek olumsuz sonuçları ve bu sonuçların yaratacağı sorunları düşünür. (American Psychiatric Association, (2013).
Eko-Anksiyete Nedir?
Tüm dünyada yaşanan doğa olaylarının şiddeti günden güne artmakta. Pek çok canlının yaşamını yitirmesi, kontrol edilemeyen orman yangınları, mevimsel döngünün bozulması, seller, hortumlar aslında doğa önlem almamız gerektiği konusunda tüm insanlara sinyallerini vermişti. İklim krizi ile birlikte kirlilik, salgın hastalıklar ve kuraklık, besin kıtlığı ruh ve beden sağlığımızı olumsuz etkiliyor gelecek hakkındaki belirsizlik ve önüne geçemememizin çaresizliği stres ve anksiyete yaratıyor. ‘Eko-Anksiyete Dünya’nın ve Dünyada yaşayan tüm canlıların geleceği için yaşanan endişe, kaygı ve korku halidir.’
Amerikan Psikiyatri Birliği'nin (APA) yaptığı ankete göre Amerikalıların %67’si iklim değişikliği ve gezegen üzerindeki etkisi konusunda biraz veya aşırı derecede endişeli. Bu orandan da göreceğimiz gibi pek çok insan Dünya’nın geleceği ve etkileri ile ilgili endişe duymaktadır. APA’nın yaptığı çalışmaya göre; iklim değişikliğinin muhtemelen veya kesinlikle ruh sağlığını etkilediğini kabul eden Amerikalıların yüzdesi 2019'da %47'den 2020'de %68'e yükseldi. Bu değişen oranlardan; her geçen yıl doğa felaketlerinin artması ve iklim değişikliklerinin yaşanması sonucunda insanlarda eko-anksiyetesinin arttığını görebiliriz.
İklim değişikliğinin ve ekolojik problemlerin her yaş grubunu ruhsal olarak etkilediğini söyleyebiliriz fakat APA’nın yaptığı çalışmaya baktığımızda Z kuşağının (18-23 yaş) %67'si, Y kuşağının (24-39 yaş) %63'ü, X kuşağının (40-55 yaş) %58'i ve (56-74 yaş) grubunun %42'si iklim değişikliklerinin ruh sağlığını etkilediğini düşünmektedir. Bu oranlara baktığımızda genç yetişkinlerin iklim değişiklikleri konusunda yaşlı yetişkinlere göre daha fazla endişe duyduğunu ve etkilendiklerini görebiliriz. (American Psychiatric Association)
“Kronik olarak hissedilen çevresel kıyamet korkusu” olarak tanımlanan eko-anksiyete 2007 yılında Amerikan Psikoloji Derneği tarafından “Giderek çoğalan ve yaygınlaşan iklim krizine bağlı felaketler ile tüm toplumlarda ve her yaş grubunda görülen bir tür endişe bozukluğu” olarak değiştirildi.
Kimler Eko-Anksiyete Yaşar?
Eko-anksiyete yaşayan kişilerin doğaya duyarlı kişiler olduğunu söyleyebiliriz bunun dışında, iklim krizi, ekosistemin bozulması, doğal felaketleri yaşayan, televizyon ve sosyal medyada fazla maruz kalan ve doğa olaylarından uzun ve kısa dönem etkilenen kişilerin eko-anksiyete yaşadığını söyleyebiliriz. Doğal afetlerin ani ve etkileyici olması kişilerinde öfke, şok, stres gibi duygular yaratabiliyor ve kısa dönem etkilenme yaşanabiliyor bunun sonucunda travma, yoğun endişe gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. İklim krizi sonucunda yaşamı etkilenen örneğin; evini, işini bir tanıdığını, sağlığını kaybeden tüm bu kişiler stres, endişe, çaresizlik, belirsizlik gibi duyguları yaşayıp uzun dönem eko-anksiyete yaşayabiliyorlar.
Eko-Anksiyete yaşamak normal mi?
Yaşanan iklim krizlerine pek çok kişinin endişe duyduğunu söyleyebiliriz. Aslında eko-anksiyete sağlıklı bir duygusal tepki olarak değerlendirilir ve yaşanan öfke, üzüntü, endişe, mutsuzluk pek çok kişi tarafından verilen normal tepkiler olarak görülür fakat eko-anksiyete her ne kadar sağlıklı ve işlevsel bir durum olsa da ruhsal sorunlar yaratabilecek boyuta da ulaşabilmektedir. Örnek verecek olursak yakın tarihte Türkiyede, Avustralyada çok sayıda ve uzun süreli yangınlar yaşandı pek çok canlı hayatını kaybetti, ağaçlar yandı, insanlar evlerini kaybetti… Engellenemeyen ve öngürülemeyen belirsiz bu gibi olaylar eko-anksiyetenin yaşanmasını arttırıyor. Eko-anksiyetenin şiddetli ve uzun süre yaşanması şu semptomlara sebep olabilir ya da arttırabilir; uyku ve yeme sorunları, depresyon, çaresizlik, endişe, stres, korku, üzüntü, isteksizlik gibi duyguların yoğun yaşanması, konsantrasyon sorunları, gelecekle ve şimdiki yaşamda isteksizlik, ümitsizlik, hayattan zenk alamama. Böyle durumlarda bir uzmandan yardım almak önemlidir.
Kaynaklar:
American Psychiatric Association, (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). Washington, DC.
https://www.psychiatry.org/newsroom/news-releases/climate-poll-2020
Verplanken B., Elizabeth M., Dobromir A. (2020). On the nature of eco-anksiety: How constructive or unconstructive is habitual worry about global warming? Journal of Environmental Psychology.