Gözlerimizi dünyaya açtığımız andan itibaren kendimize göre önemli gördüğümüz kişilere duygusal bir bağlılık geliştiririz. Psikoloji bilimine büyük bir katkısı olan John Bowlby’nin, 1950 yılında ortaya koyduğu bağlanma kuramına göre;

Çocuk dünyayı keşfederken, geri dönecek bir liman arar ve o limanda kendini güvende ve huzur içinde hisseder. Bebeğin ilk bağlanma davranışı, doğumdan sonraki ilk üç ayda gelişmeye başlar. Bebek zamanla bakım veren kişiye bir bağlılık geliştir. Bakım veren kişi bebeğe güvenlik sağlamalıdır. Çünkü kurulan bu bağlar sosyal bir ihtiyaç olduğu gibi, biyolojik bir ihtiyaçtır da. Bu kurama göre, 4 çeşit bağlanma çeşidi vardır.

Güvenli bağlanma: Bakım veren kişi bebeğin ihtiyaçlarına duyarlıdır ve sağlıklı bir ilişki kurulur. Bebek bakım veren kişiden uzak olsa bile geri geleceğini bilir. Çocukluğunda, bu tür bağlanmış olan bireyler yetişkinlik dönemlerinde güven, sevgi dolu ilişkiler geliştirirler. Duygularını ifade etmekten korkmazlar ve romantik ilişkilerde genellikle zorlanmazlar.

Kaçıngan bağlanma:

Bakım veren kişi bebeğe karşı çoğunlukla mesafeli, ilgisiz ve soğuk davranıyorsa, bebek bakım veren kişi yanından ayrıldığında bile farkında olmaz ve çoğunlukla bakım verene karşı tepkisiz kalır. Bu tür bağlanmaya sahip olan bebekler yetişkinliklerinde özellikle romantik ilişkilerde zorlanırlar. Bu kişiler sadece kendilerine güvenirler. İlişkileri çıkar üzerine kuruludur. Dünyayı güvensiz bir yer olarak algıladıkları için sosyal ilişkilere vakit ayırmazlar.

Kaygılı veya Kararsız bağlanma: Bakım veren kişi bebeğe karşı bir yakın bir mesafelidir. Bakım veren kişi bebeğin yanında yarıldığı zaman bebek, kendini çok zor sakinleştirir, ağlama krizlerine girebilir. Bakım veren kişi yeniden yanına gelse bile kaygısını dindiremez ve bu durum devam eder. Bu kişiler yetişkinliklerinde karşı tarafla bağımlı bir ilişki halinde olabilir. Kendilerinden çok karşı tarafa daha çok güvenebilirler. Dünyayı belirsiz olarak algılarlar.

Dağınık bağlanma: Bu bağlanma türünde bakım veren kişi genellikle patolojik bir hastalığa sahiptir. Bu tarz bağlanmaya sahip olan çocuklar bakım verene güvenmezler ama bir o kadar da yakınlık kurmak isterler. Bakım veren kişi yanından ayrıldığında huzursuzluğa bürünen bebek, ağlamaya başlar ve sakinleşemez. Bakım veren tekrar geldiğinde ise bebeğin sarılması ile ayrılması bir olur. Bu bağlanma türüne sahip olan bebekler yetişkinliklerinde ne kendilerine ne de başkalarına güvenebilirler. Dünya tamamen güvensiz bir yerdir.