Bugün 4 Şubat Dünya Kanser Günü!

     Yaşamımızın önemli bir gerçeğini oluşturan kanser, ülkemizi etkilediği kadar dünyanın da önemli problemlerinden birini oluşturuyor. Kanser, ölüme neden olan olaylar arasında listenin başında bulunurken her geçen gün kişilerin hayatlarını büyük oranda etkiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün içerisinde bulunan kuruluşlardan Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın 2020 istatistiklerine göre 19,3 milyon yeni kanser hastası ve 10 milyon ölüm belirlendi. 2018 yılında ise bu oranlar 18,1 milyon kanser hastası ve 9,6 milyon ölüm şeklindeydi (IARC, 2020). Dünya nüfusunun çoğunlukla kanserden etkilenmesi ve ölüm oranlarının yükselmesi erken tanının önemini bize bir kez daha hatırlatıyor

     Kanser olasılığını engellemekte kanser riski olan bireylere düzenli sağlık taramaları yapmak ve erken teşhis, hastalığın seyrini değiştirmekte büyük rol oynar. Erken tanı, hastalığın belirtilerinin kendini göstermediği zamanda tanı konması olarak tanımlanır (Kanbur ve Çapık, 2011). Kanserin bedendeki yaygınlığı, tedavinin etkililiğini büyük oranda etkiler. Erken tanı ile kanserin yayılım oranı düşük ise tedaviye verilen cevabın olumlu olma olasılığı daha da yükselir (Kanbur ve Çapık, 2011). Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın (2020) çalışmasında Dünya’da, 5 yıllık yaygınlık kavramıyla isimlendirilen kanser tanısı konulduktan sonra 5 yıl içerisinde hayatta kalan toplam insan sayısının 50,6 milyon olduğu tahmin edilmektedir.

     Kanserde önemli olan bir diğer nokta ise bireyin hastalıkla ilgili düşünceleridir. Kanser hastasının zihninden geçen negatif düşünceler, bireyin fiziksel, psikolojik ve sosyal alanlarını etkiler. Kübler Ross’a (1975) göre kanser teşhisi konulan insanlarda psikolojik süreçler şu şekilde gelişir:

İnkar: Dayanılması zor olan olaylara karşı geliştirilen savunma inkar olarak tanımlanır ve inkar evresinde hastaya zaman verilmesi, tedavi süreciyle alakalı bilgi verilmesi ve sosyal destek kaynaklarının arttırılması önemlidir.

Öfke: Bu aşamada hasta neden kansere yakalandığına dair cevaplar aramaya başlar. Bu evrede hastanın duygu ve düşüncelerini anlatmasının sağlanması, hastaya değer gördüğünü düşündürür.

Terminal: Terminal aşamasında öfkenin ele alınmaması, kişiyi depresyona eğilimli hale getirebilir.

Pazarlık: Bu evrede ise hasta dine yönelerek Tanrı ile pazarlık etmeye başlar. Bu hastalığı yenerse adak adayacağına söz verme gibi davranışlar görülür. Bireyin baş etme mekanizmalarının bilinmesi ve buna uygun yeni baş etme yöntemlerinin geliştirilmesi gerekir.

Depresyon: Birey öncesinde geçmişin yasını tutar ve yavaşça depresyona hazırlandığı hüzün dönemine giriş yapar. Bireyin kayıplarının ardından yas tutmasına izin verilirse ve sosyal destek sağlanırsa kabullenme aşamasına geçmesi kolaylaşır.

     Hayatıyla ilgili kötümser düşünceler hastalık zamanında ya da iyileştikten sonra bireyde depresyon ve anksiyete bozuklukları gibi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir. Yapılan araştırmalara göre kanserli hastalara bakıldığında her 3 kişiden 1’nin psikolojik olarak sıkıntılar yaşağı görülmektedir (Savaş, 2020). Bu bulgulara bakıldığında psikolojik desteğin önemi yadsınamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkar. 

     Psikoonkoloji, kanserin psikolojik belirtilerini iyileştirmekte kullanılır ve normal bir psikolojik danışma süreci gibi kişiye özel olarak planlanır ve uygulanır. Onkoloji aşamasında psikolojik olarak ihtiyaç duyulan desteğin incelenmesi ve ihtiyaçların giderilmesi, psikolojinin iyi oluşunun getirdiği sosyal ve biyolojik tedaviyi de olumlu etkiler. Hastanın onkoloji sürecinde, negatif düşüncelerini daha işlevsel düşüncelere dönüştürerek ve daha iyi bir psikolojik duruma ulaşarak kanserle mücadelesinin desteklenmesi gerekir. Psikolojik destek, bireyin hastalık sürecinde yaşadığı psikolojik zorlanmaları yönetebilmelerini arttıran ve travma oluşmadan önceki hayatlarına olabildiğince devam etmelerini sağlayan psikolojik sağlamlığı yükseltici bir unsur. Çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre psikolojik sağlamlığı desteklenen kanser tedavisi gören hastaların, tedavi aşamasında ve süreçte gerçekleşen deneyimler konusunda daha iyi başa çıkabildikleri görülüyor (Öcalan ve Üzar Özçetin, 2020). Bu durumu bir kanser hastası “Sadece savaşıp üstesinden gelmem gerektiğini düşündüm. Başka insanları gördüğümde yaşamam gerektiğini düşündüm. Ben zaten buradayım, elimden geleni yapmaktayım…” şeklinde açıklıyor (Sukerb, 2014). Ülkemizde bununla ilgili literatür incelemesi yapıldığında; Üzar-Özçetin ve Hiçdurmaz’ın (2019) kanserli bireyler ile gerçekleştirdikleri çalışma, hastaların olumsuz düşüncelerinin alternatif olumlu düşünceler şeklinde değişmesi ile psikolojik sağlamlıklarının arttığını, travma sonrası büyüme yaşadıklarını açıklıyor.

     Görüldüğü üzere kanser teşhisinin hastalığın erken aşamalarında yapılması ve psikolojik sağlamlığın daha da güçlendirilmesi bireyin yaşam şansını büyük bir oranda yükseltiyor. Kanserle mücadele, uzun soluklu bir maraton! Bu yolda mücadele eden ve hayata sımsıkı tutunan tüm bireylere sağlıklı günler dileriz.

 

Kaynak:

Bahar, A.(2007). Kanser hastalarına psikososyal yaklaşım. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 10(1), 105-111. https://dergipark.org.tr/en/pub/ataunihem/issue/2636/33918 adresinden elde edildi.

Erkan, M. (2019). Kanser sonrası sağ kalan bireyler ve bakım verenlerinde psikolojik sağlamlık ve üstbilişlerinin nüks korkusu ile ilişkisi. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ adresinden elde edildi. 

International Agency for Research on Cancer. (2020). Latest global cancer data: cancer burden rises to 19.3 million new cases and 10.0 millşon cancer deaths in 2020. Erişim adresi: https://www.iarc.who.int/featured-news/latest-global-cancer-data-cancer-burden-rises-to-19-3-million-new-cases-and-10-0-million-cancer-deaths-in-2020/

Kanbur, A. ve Çapık, C. (2011). Servikal kanserden korunma, erken tanı-tarama yöntemleri ve ebe/hemşirenin rolü. Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi, 18(1), 61-72. https://dergipark.org.tr/tr/pub/hunhemsire/issue/7838/103250 adresinden elde edildi.  

Öcalan, S. ve Üzar Özçetin, Y. S. (2020). Kanser deneyiminde ruminasyon, tükenmişlik ve psikolojik sağlamlık. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 12(3), 421-433. doi: 10.18863/pgy.664396

Savaş, E. (2020). Psikoonkoloji & Güncel yaklaşımlar. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 7(2), 15-22. https://dergipark.org.tr/tr/pub/asead/issue/52903/685417 adresinden elde edildi.

Sukerb, W. (2014). Resilience and coping: the perspectives of cancer patients, family caregivers, and medical volunteers at Khampramong Monastery (Doctor of Philosophy Thesis). Colorado, University of Northern Colorado.

Üzar-Özçetin, YS. ve Hiçdurmaz, D. (2019). Effects of an empowerment program on resilience and posttraumatic growth levels of cancer survivors: A randomized controlled feasibility trial. Cancer Nurs, 42.