Yeşile karşı duyduğumuz kaçınılmaz o ilginin, doğayla iç içe olduğumuz surette huzurun derinliklerine adeta bir dalış yaşamamızın asıl nedenini düşündünüz mü hiç? Neden yeşil ve tonları bizi bu kadar rahatlatıyor, sakinleştiriyor… Aslında cevabı çok basit ama bir o kadar da kaotik olan bu düzenin genlerimizde bıraktıkları kadar da karmaşık. 

     İlk insanlar için doğa tehlikeli, bilinmeyen sonsuz bir derinlikti. İlk korkuların temeli fakat yaşamak için tek sığınaktı. Bu bilinmeyenin içindeki hayatta kalma mücadelesi, zehirli bitkileri ayırt etme, vahşi hayvanlardan korunma gibi zorunlu mücadeleler ilk insanın sığınağını adeta bir saygı simgesine, doğanın gizemli ve karşı konulamaz gücüne bir tapınma davranışı göstermesine neden oldu. Atalarımız bu alanlarda yaşadı ve türümüzü bu beton dünya dönemine kadar devam ettirmemizde onların mücadeleleri yadsınamayacak derecede önemli. İlk evimiz, bizi biz yapan şeylerin, korkularımızın asıl temeli, savaşçı ruhumuzun ilk meskeni işte doğa. Biz yeşili, doğayı işte bu yüzden seviyor, genlerimize işlenmiş, o nostaljiyi yaşıyoruz da diyebiliriz. 

     Aslında çok basit değil mi bu beton dünyada doğayı evimize taşıyoruz; balkonlarımızda, odalarımızda minik ya da ortalama büyüklükte bitkiler yetiştiriyoruz biraz daha şanslı olanlarımız ise bahçelerinde görece daha devasa bitkiler yetiştiriyorlar. Peki bitkilerin insan psikolojisine nasıl bir etkisi var gelin yakından bakalım.

     Yapılan bir araştırmaya göre içinde bitki olan odalar, nezaket, mutluluk, neşe, rahatlama ve sükunet gibi pozitif duyguların algılanmasına neden olmaktadır (Han ve Ruan 2019). Bunun yanı sıra iç mekanlardaki bitkilerin insanların üretkenliğine, akademik performansına olumlu katkısı olduğu gözlemlenmiştir (Han ve Ruan 2019).

     Vitiello (2001) tarafından yapılan bir başka araştırmaysa iç mekanlardaki bitkilerin, odadaki insanların stres seviyesini ve gözlerdeki tahriş hissini azalttığını, çalışanları motive ettiğini, konsantrasyonu yükselttiğini ve havayı daha temiz bir hale getirdiğini bulmuştur. Bir başka araştırmada renkli objeler, renksiz objeler ve iç mekan bitkileri olmak üzere üç farklı şekilde dekore edilmiş odalardaki katılımcılara kendilerini nasıl hissettikleri sorulmuş, katılımcılar iç mekan bitkilerinin olduğu odada kendilerini daha arkadaş canlısı, daha oyuncu, daha kaygısız ve daha sevecen hissettiklerini belirtmişlerdir (Lohr ve Pearson- Mims, 2000).

     Hiç şüphesiz ki bitki yetiştirmek üretkenlik açısından da oldukça faydalı. Özellikle pandemi günlerinde motivasyonumuz eskisine oranla düşmüşken, üretkenliğimizden yeterince ödün vermişken kendimizi doğanın parçalarına vermek yeni bir yaşamı filizlendirmek ve buna kendimizi adamak oldukça değerli  görünüyor. Kendimizle adeta savaş halinde olduğumuz bu dönemde yeni bir yaşamın doğuşuna şahit olmak onu büyütmek, beslemek ve buna ilk elden şahit olan kişiler olmak içsel dünyamızı besleme açısından da oldukça faydalı. 

     İnsanlık olarak doğadan uzaklaşıp, eninde sonunda doğaya dönüyoruz. Sizce de bu oldukça anlamlı değil mi?

 

Kaynakça:

Çelik, M., Akdoğan , B., & Zengin, D. (2012, Ağustos). Homo Sapiens’in Doğa Algısı.

Kutvan, R. (2020, Aralık). Evler yeşeriyor: Bitkilerin psikolojimiz üzerindeki etkileri. UpLifers: https://www.uplifers.com/evler-yeseriyor-bitkilerin-psikolojimiz-uzerindeki-etkileri/amp/ adresinden alındı