''Doğru olmayan, gerçeğe uymayan söz ''(TDK). Yalan sözlük anlamı ile böyle ifade edilmektedir fakat bireyin hayatına indirgendiğinde komplike bir hal alır. Bireyin hayatının her alanında o veya bu şekilde renklerine göre ayırdığı, bilinçli olarak gerçeği bozma işidir yalan. Öyle ki pembesi, beyazı, siyahı vardır yalanın. Tıpkı her bireyin kendi gerçekliğini yarattığı gibi. Çünkü insan bir şekilde gerçeği kendi algısı ile bozar. Fakat bu yalan gibi kasıtlı ve bilinçli değildir. Peki yalana neden ihtiyaç duyulur? Yalan bireyin hayatına ne zaman giriyor? Çocuklukta söylenen yalanlar neler? Hangi durumda yalan tehlikeli bir hal alıyor? İpuçlarını çocukluk yaşantılarında bulmak mümkündür.
Çocuklukta Yalan Kavramı ve Türleri
Bebek dünyaya gözlerini açtığında artık büyük bir gözlemcidir. İlk hareketlerini taklit yoluyla öğrenmeye başlar ve hareket yeteneği arttıkça daha önce yapamadığı hareketleri de yapmaya başlar. Adeta yaratıcı bir tiyatro oyuncusudur.
Çoğu çocuk psikoloğuna göre 7 yaş öncesinde çocuk yalan söylemez. Başta yetişkinlerin yalanlarını taklit ederek başlar. Örnek olarak annesinin telefondaki diyaloğunu işiten bir çocuk : ''Bugün çok rahatsızım, kalkacak halim yok!'' Anne telefonu kapattıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi gününe devam eder ya da evdeki diğer ferde arayan kişi ile görüşmek istemediğini bu yüzden de geçiştirdiğini dile getirirse büyük bir gözlemci ve taklit ustası olan çocuk ise bunu kendi yaşam alanında rahatlıkla oyun haline getirebilir. İşte bu yalan türüne Sözde Yalan (Pseudo)denmektedir.
Sözde yalan, özellikle 3-4 yaş çocuğunun sık sık söylediği, aslında gerçek anlamda yalan olmayan, sahte yalanlardır. Gerçek yalandan farklı olarak eğitimsel yanlışlıklar, sosyal ve moral anlam verme, kınama, üzüntüyle karşılama bu tür yalanları doğurur. Görünürde yalan bazen oyun niteliği taşır (Yavuzer, 2019). Çocuk bunu aynı zamanda hayali arkadaş kavramı ile destekleyebilir. Yani çocuğun ihlal ettiği bir kural varsa bunu hayali arkadaşına yükleyebilir.
Bencilce ve çıkar amacı güdülerek sürdürülen yalan türü ise Alışkanlık Haline Gelen Yalandır. Burada eğitsel bir takım eksikliklerden kaynaklı bir durum söz konusudur. Çocuk diğerlerinin çıkarlarını gözetmeyi, empati kurmayı öğrenememiştir.
Yalanın hastalık belirtileri gösteren bir türü ise Patolojik Yalandır. Yavuzer' e (2019) göre patolojik yalan, duygulanım bozukluğunun bir belirtisi olarak görülmekte, aşağılık duygusu ve güç istemi bazı patolojik yalanların temel nedenlerini oluşturmaktadır. Patolojik yalanı diğer yalan türlerinden ayıran özellikleri; inandırıcı olması, kayıtsızlık durumu ve yararsızlık niteliğidir.
Yapılabilecekler - Ebeveynin Rolü
Sözde yalan, alışkanlık haline gelmiş yalan ve patolojik yalan söyleme davranışlarının altında pek çok neden yatmaktadır. Bunlar nörolojik, psikolojik, eğitsel alanlardaki sorunlar olabilir. Ebeveynin buradaki rolü;
- Rol model olmak: Birbirlerine ya da başkalarına yalan söyleyen ebeveynlerini gören çocuk yalan söyleme fikrini pekiştirir. Ebeveynler doğruyu söylemenin önemini ifade ederken bunu davranışları ile de pekiştirmelidirler.
- Yalanın türünü bilmek: Sözde yalan türü hayali, fantastik bir türdür. İşlem öncesi dönem çocuklarında görülür. Ebeveynler bu türün oyun olduğunu bilmeli ve çocuğa bunu oyun olarak algıladıklarını hissettirmelidirler.
- Cezalandırmamak: Yalan alışkanlık haline dönüşmüş ise çocuğun çevresi ve hangi etmenlerin çocuğu bu yalana sürüklediği araştırılmalıdır. Ceza vermek suçluluk duygusuna sebep olacaktır ve çocuk hem cezadan kaçmak hem de suçluluk duygusundan uzaklaşmak için tekrar yalana başvuracaktır.
- Uzmana başvurmak: Yalanın tehlikeli bir hal aldığı patolojik yalan durumunda mutlaka bir uzman desteği alınmalıdır.
Kaynak:
Yavuzer, H. (2019). Çocuk Psikolojisi(43.baskı). İstanbul : Remzi Kitabevi.