Özel alan ve sınırlar, çocuklara aileleri tarafından öğretilmesi gereken çok önemli bir konudur. Aileler bu eğitimi çocuklarına 0-6 yaş arasında vermelidir. (Akcan, 2016). Bu eğitim, günümüzde sıklıkla yaşanan çocuğa yönelik cinsel istismar vakaları göz önüne alındığında daha da önemli hala gelmektedir. (Özaslan & Akduman, 2018). Yetişkinliklerinde bu suçu işleyen kişilere, çocukluk yıllarında ebeveynleri tarafından özel alan eğitimi doğru bir şekilde verilseydi, gelecek hayatlarında belki de bu suçu işlemezlerdi. Ayrıca, çocuğun dış dünyada kendi özel alanını ve haklarını koruyabilmesi, bu sınırları diğer insanlara karşı çizebilen bir birey haline gelebilmesi, aynı şekilde karşısındaki kişinin de özel alanına saygı duyabilen bir birey olabilmesi için bu konunun bilinçli bir şekilde çocuğa benimsetilmesi önemlidir. (Özaslan & Akduman, 2018).

     Aileler, küçük yaştaki çocuklarına bir şeyler öğretmekte zorlanabilir. Ancak aile, ev içerisindeki davranışlarına dikkat ederse ve çocuğa yönelik davranışlarını da bu yönde düzenlerse, çocuk da aslında bu davranışları benimseyerek, bu eğitimi alarak yetişmiş olur. (Akcan, 2016). Örneğin, ebeveynler çocukların odasına girerken kapıyı çalarak veya izin alarak girmelidir. Bu davranışı ailesinde gören çocuk da ebeveynlerinin odasına veya başkasına ait bir odaya izinsiz girmez. Ek olarak, çocuğun yaşı ne kadar küçük olursa olsun onun özeline saygı duyarak, üstünü veya altını değiştirmek için başka bir odaya geçilmelidir. Tuvalet eğitiminin verilmeye başlandığı yıllardan itibaren de çocuğun temizliğini kendisinin yapması konusunda teşvik edilmeli, daha sonraki adımlarda kapıyı çekerek tuvalette yalnız bırakılmalı ve bu ihtiyacını tuvalet haricinde bir yerde gidermesine olanak verilmemelidir. (Örneğin çocuğun lazımlığının, tuvalet dışındaki başka odalara konmaması gibi).

     Çocuğa kendi kişisel alanını tanımlatmak ve hayır diyebilmeyi öğrenmek de oldukça önemlidir. Yetişkinlerin, çocuklardan izin almadan, hatta bazen onlar istemediği halde öpmesi son derece yanlış bir davranıştır. Bunun yerine, ‘’seni öpebilir miyim?’’ diye sorarak, çocuktan izin alınmalıdır. Yani, ona dokunulmasının, öpülmesinin sadece onun izni dahilinde gerçekleşecek bir durum olduğu öğretilmelidir. Böylelikle çocuk kendi isteği dışında ve rahatsız edici bir temasla karşılaştığında ‘’hayır’’ diyebilmeyi öğrenmiş olur. (Akcan, 2016).

     Çocukların kendi kişisel alanlarını tanıyabilmesi ve savunabilmesi için öncelikle doğru bir şekilde öğrenmesi gerekir. Ebeveynler, vücudun özel bölgelerini çocuklarına öğretmeli ve cinsel bölgelerinin çocuğun kendisine ait olduğunu, o istemediği sürece kimsenin dokunamayacağı söylenmelidir. Ebeveynlerin de çocuğun görmediği bir alanda giyinip, soyunması bu özel alan tanımını kavramasına yardımcı olan davranışlardan olacaktır. Ayrıca, yetişkin aile bireyleri tarafından, şaka yollu, çocuğun cinsel bölgesine dokunulması gibi ülkemizde yaygın olan ve özellikle erkek çocuklarına karşı yapılan çok yanlış bir davranış vardır. Bunu yaparken gülmek ve eğlenmek son derece hatalıdır. Çocuğun özel alanlarına saygı gösterilmeli, bu durum normalleştirilmemelidir. Bunu normalleştiren çocuk, aynı davranışı rahatsızlık duymadan bir başkasına yapabilir. 

     Özel alan ve sınırlar eğitimi öncelikle ailede başlayan ve sonra okulda devam etmesi gereken çok önemli bir konudur. Aileler ve eğitimciler, çocuğun sağlıklı kişisel gelişimini sağlamak açısından bu konu üzerinde hassasiyetle durmalıdır. 

 

Kaynakça:

Akcan, E. (2016). Çocuklarda Mahremiyet Eğitimi. Toplumsal Duyarlılık Merkezi Bülteni, 

2(3), 62-65.

Özaslan, H., & Akduman, G. G. (2018). Ailelerin mMahremiyet Eğitimine İlişkin     

Görüşlerinin İncelenmesi. International Symposium on Innovative Approach in 

Scientific Studies, 3. 1363-1369.