Küçük yaşlardan itibaren, çevremizdeki dünya büyüdükçe, bizim kaygılarımız ve korkularımız da değişir ve gelişir. Her çocuk kaygıyı aynı şekilde deneyimlemez. Bazılarının kaygıları büyüdükçe azalırken, bazı çocukların kaygıları azalmaz ve yok olmaz. Bazı çocuklar kaygıyı normal düzeylerde hissederlerken, bazı çocukların kaygıları onları engelleyecek kadar çoktur. Peki, kaygı ve korku arasındaki fark nedir? Kaygının normal düzeyi veya normal olmayan düzeyi nedir? Çocuğumuza nasıl yardım edebiliriz?

     Kaygı, diğer tüm duygular gibi hayatımızın olağan bir parçasıdır ve gelecekteki tehdit veya tehditlerle ilgili olarak endişe duymak olarak tanımlanabilir. Korku ise şu andaki tehlike veya tehdit karşısında verilen tepkidir. Kaygı gelecek odaklıyken, korku şimdiye odaklıdır. Örneğin, bir çocuk aniden üzerinde bir böcek gördüğünde korkabilir ve endişelenebilir. Fakat, bu çocuk, açık alanlarda veya bitkilerin ve böceklerin çok olduğu bir alanda otururken, üzerine böcek gelebileceği ile ilgili sürekli endişe duyuyorsa ve bu endişeleri kontrol etmekte zorlanıyorsa bu kaygıdır. Maalesef ki bu kaygılar sadece örnekte olduğu gibi bir nesne veya durumdan korktuğumuz fobiler ile sınırlı değildir. Çocuklar, ayrılık kaygısı, okul fobisi, sosyal kaygı bozukluğu ve agorafobi gibi çeşitli kaygı bozukluklarından mustarip olabiliyorlar. Bugün, kaygı bozuklukları, 16 yaş ve altındaki bireylerde görülen en yaygın psikiyatrik tanıdır. 

     Kaygının, daha önce bahsettiğimiz gibi, hayatımızın bir parçası ve hatta düşük düzeyde olması yapacağımız işler konusunda bizi motive etmeye yaramakta. Fakat, kaygı düzeyimiz çok yüksek olursa yapacağımız işleri yapmakta güçlük yaşar, yapamaz hale gelir ve hatta kaygı yaratacak durumlardan kaçınmaya başlarız. İşte bu noktada, kaygı, artık düşük düzeyinde olduğu gibi motive edici değil, sıkıntı vericidir ve baş edilmesi gereken bir sorun haline gelmiştir. Fakat, yoğun kaygı yaşayan çocuklar genelde bunlarla baş etmekte zorlanır ve kaygı yaratan durum ve nesnelerden kaçınarak kendilerini rahatlatmaya çalışırlar. 

     Peki, ebeveynler olarak kaygıyla baş etmede zorluk yaşayan çocuklara nasıl yardım edebiliriz? Kaygı yaşayan çocuklarda onlara yardımcı olmak için 4 adımlı bir yol izlenebilir: SYEP. SYEP’nin açılımı şudur: S: Sinir sistemini sakinleştirme Y: Yaratıcı bir plan oluşturma E: Engellerin ve başarısızlıkların karşısında ısrarcı olma P: Planı değerlendirme.

     Birinci adım, çocukların sinir sistemlerini sakinleştirmelerine yardımcı olmak ve onlara bu metotları öğretmektir. Biliyoruz ki, aslında kaygı bozukluğu yaşayanlarda korku devresi dediğimiz, korktuğumuz zaman vücudumuzun savaş ya da kaç durumuna hazırlanmasını sağlayan biyolojik faaliyetler, yanlış bir tetiklenme sonucu aktif hale gelir ve vücudumuz tehlikelere karşı alarm haline geçmiş olur. Dolayısıyla, öncelikle çocukların kendilerini sakinleştirmesi gerekmektedir. Bunun için çocuklara nefes egzersizleri yaptırılabilir veya mutlu ve huzurlu hissettikleri yerleri düşünmeleri istenebilir. Bu sakinleştirme metotları çocuğunuz için uygun değilse, çocuğunuz için işe yarayacak metodu onunla birlikte keşfedebilirsiniz. Belki de çocuğunuz çok sevdiği ve uğurlu bulduğu bir oyuncağı görünce veya elinde tutunca sakinleşiyor olabilir. Ayrıca, çocuklarınıza nabız ölçmeyi öğretebilir ve önce, stresli oldukları anda ve sonra da gevşeme egzersizlerini yaptıktan sonra nabızlarını ölçmelerini isteyip aradaki farkı görmelerini sağlayabilirsiniz. Böylelikle çocuklar kendi bedenleri üzerinde gerçekten bir kontrolleri olduğunu ve kendilerini sakinleştirebileceklerini somut olarak göreceklerdir.

     İkinci adım, kaygı yaşadıkları stresli durumlar karşısında ne yapacakları konusunda yaratıcı bir plan oluşturma ve onları hazırlıklı hale getirmektir. Kaygı yaşayan çocuklar büyük bir korku hissederler ve aynı zamanda güvende olmadıklarını düşünürler. Oysa, yaratıcı bir planlarının olması, onların kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlar. Yaratıcı planları çocuğunuzla birlikte oluşturabilirsiniz. Öncelikle, bu planların net bir amacı olmadır. Örneğin, bir köpeği sevebilmek, derste söz alıp konuşabilmek veya sınıfın önünde sunum yapabilmek vb. Sonrasında, bir strateji belirlemek için çocuğunuzun kaygı hissettiği durumlarla ilgili konuşmanız gerekir. Bu gibi durumlarda, en çok neyden rahatsız olduğunu, o durumda ne farklı olsa daha rahat hissedeceğini konuşmalı ve ona göre bir strateji geliştirmelisiniz. Örneğin, çocuğunuzun, kalabalık önünde sunum yapmak gibi bir kaygısı vardır ve herkes ona bakmasa kendisini daha rahat hissedeceğini söylemiştir. Bu durumda stratejiniz, sunum ile ilgili görseller oluşturmak, bunları tahtaya asmak veya projeksiyondan yansıtmak olabilir. Böylelikle, sınıftaki öğrencilerin bakışları sunumdaki görselde olacaktır. İkinci adımı özetlemek gerekirse, yapılması gereken en önemli şey, çocuğunuzla birlik olmak, onu çok iyi dinlemek ve gerçekten en çok neyden rahatsız olduğunu birlikte konuşmak ve keşfetmek ve sonrasında rahatsız olduğu durumu hafifletmek için stratejiler geliştirmektir. Bu, her durum için farklı olabileceğinden dolayı en iyi yol, sizin çocuğunuzla konuşup bulduğunuz yoldur. 

     Üçüncü adım, kaygıyla baş etme yolculuğunda mücadeleci olmak, vazgeçmemek ve mücadele etmeye uygun bir plan hazırlamaktır. Yaptığınız bir plan başarısız olabilir veya denemekten vazgeçmek daha iyi bir yol gibi görünebilir. Bu olduğunda, uygun bir zamanda, çocuğunuzla ısrarcı olmadan, bir daha denemekle ilgili, başka planlar yapmak ve başka stratejiler bulmakla ilgili konuşabilirsiniz. Önemli olan bir diğer şey de planı, mücadele etmeye uygun kılmaktır. Örneğin, bu yolda daha büyük bir amacımız olsa da bu amaçtan önce gelen, başka küçük hedeflerimiz olmalıdır. Eğer, nihai amaç çok rahat bir şekilde sunum yapmaksa, önceki amaçlar kendini sakinleştirip sınıfta söz alıp konuşmak vb. olmalıdır. Ayrıca, bu küçük amaçlara ulaşıldığında, çocuğunuz bir cesaret gösterdiğinden dolayı, çocuğunuzun kendisini ödüllendirmesi ve sevdiği şeyleri yapması desteklenmelidir. Son olarak da planın gerçekten uygulanması çok önemlidir. Planınızın, çocuğunuz veya sizin için unutulup gitmesine, yapılmayan bir şey haline gelmesine izin vermemelisiniz. Bunun için de belirlenmiş zamanlarda planın nasıl gittiğine dair konuşmak ve plan üzerine tartışmak yararlı olacaktır.

     Dördüncü ve son adım ise planın değerlendirilmesidir. Bu değerlendirme hem süreç içinde hem de planın sonunda yapılmalıdır. Çocuğunuzun, süreç içinde, planın bazı aşamalarında değerlendirme yapması iyi olacaktır. Bu değerlendirmeler, planın işe yarayıp yaramadığını görmeniz ve eğer yaramıyorsa çocuğunuzla birlikte yeni planlar oluşturmanızı sağlar. Yolun sonunda yapılan değerlendirmede ise çocuğunuzun, kaygısını ne derece azalttığını ve bunun için uğraştığında başarabildiğini görmesini sağlayacaktır. Bu değerlendirmeleri yapmak için çocuğunuz, süreç boyunca kaygı durumunu ve yaşadıklarını günlük, çizelge vb. şekillerde kayıt altına alabilir.

     Kısacası, kaygıyla baş etmeye çalışan çocuğunuza yardım etmek için, onun yanında olmak ve destekleyici olmak, onu iyi dinlemek ve onunla konuşarak birlikte çözümler üretmek yapabileceğiniz en iyi şeydir. Fakat, unutmayın ki eğer çocuğunuzun yaşadığı kaygılar daha ciddiyse veya kaygı ile mücadele etmekte zorlanıyor ve bu durumun üstesinden gelinemiyorsa mutlaka ve bir an önce, bir uzmandan destek almalısınız. Bu yazıda bahsedilenler, çocuğunuza nasıl daha iyi destek olacağınız ile ilgili yalnızca genel bir yol gösterici çerçevedir. Daha doğru ve kişisel bir çözüm yolu oluşturmak için uzman desteği almayı ihmal etmemelisiniz. 

 

Çocuk gelişimi yolculuğu boyunca online ortamda ebeveyn danışmanlığı alabileceğiniz kardeş girişimimiz Cocugumneden.com, tecrübeli ve uzman kadrosuyla; çocuklarla etkili ve etkin iletişim kurma becerilerinizi geliştirmeyi, onların gelişimsel süreçlerini anlamlandırmanıza, onlara pozitif sınırlar koymanıza yardımcı olmayı ve sağlıklı bir ebeveyn-çocuk ilişkisi yapılandırmanızda size rehberlik etmeyi amaçlar. 
Cocugumneden.com size ebeveynlik yolculuğunuzda eşlik eden bir yol arkadaşıdır.

 

 

Kaynakça:

Dacey, J. S., Mack, M. D., & Fiore, L. B. (2018). Ebeveynler ve öğretmenler için rehber kitap: Çocuklarda Aşırı Kaygı ve Kaygı Azaltma Yöntemleri. (Çev. I. Doğangün). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. (Orijinal yayın tarihi, 2016)

Israel, A. C. (2015). Abnormal child and adolescent psychology with DSM-V updates. Pearson Higher Ed.

Kring, A. M., Davison, G. C., Neale, J. M., & Johnson, S. L. (2017). Anormal Psikolojisi. (Çev. M. Şahin). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık (Orijinal yayın tarihi, 2007)