Teknoloji, hayatımızı kolaylaştıran ve artık vazgeçilemez hale gelen bir araçtır. Hayatımızın bir bütünü haline geldiği için, çocukların da neredeyse teknolojik araçları bilerek, onların içine doğduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle de çocuklar büyürken bilgisayar, televizyon, cep telefonu ve tablet gibi araçlarla bir arada bulunması kaçınılamaz gibi duruyor. Yine de bunları sağlıklı bir seviyede tutabilmek oldukça önemli. 

     0-2 yaş arası çocuklar ekranlarla karşılaşmamalı, 3-6 yaş arası çocuklar ise ebeveynleri veya bakım verenler eşliğinde televizyon izlemelidir. (Amerikan Pediatri Akademisi, 2010). Çocuklara, ilerleyen yaşlarında ise belirli periyotlar verilmelidir. 7-10 yaş arası çocuklar günde sadece 45 dakikayı bilgisayar veya televizyon başında geçirmelidir. (Yeşilay, 2015). 11-14 yaş arası çocuklar günde en fazla 1 saat bilgisayar başında olmalıdır. (Yeşilay, 2015). Lise çağındaki çocuklar günde en fazla 2 saat bilgisayar veya televizyon başında olmalıdır. (Yeşilay, 2015). Bunlar gelişim çağında olan çocuklar için önerilmiş en sağlıklı aralıklardır. Fakat bazı durumlarda pek de mümkün değilmiş gibi görünebilir. Örneğin, Covid-19 salgını hayatımıza girdiğinde her şeyi internet sayesinde yürütür olduk. Çocuklar da okuldaki derslerine yine bilgisayarları sayesinde katılabildi. Tüm bunları yok saymamız mümkün olamayacağı için, internette zorunlu olarak geçirdikleri zamanı göz ardı ederek, çocukların kişisel durumlar için internette ve bilgisayar oyunlarında geçirdiği süreyi hesaba katabiliriz. 

     İşte tam bu noktada ailelere önemli görevler düşüyor. Aileler, öncelikle kendi günlük rutinlerini gözden geçirmeli ve sonra da çocuklarını gözlemlemeli, onları doğru bir şekilde yönlendirmelidirler. Örneğin bir anne veya baba gününün büyük bir kısmını televizyon karşısında geçiriyorsa çocuğundan farklı bir şey yapmasını bekleyemeyiz. Çünkü çocuklar ailelerini rol model alma eğilimindedirler. Çocuklarıyla mutlaka birebir vakit geçirmeli ve oyun oynamalıdırlar. Haftanın bir günü ailecek okuma saatleri düzenlenebilir. Ayrıca, çocukların temiz havada oynayabilecekleri bir ortam sağlayabilirler. Bir müzik aleti çalmak, bir spor dalıyla uğraşmak, tiyatro topluluğuna katılmak veya resim çizmek gibi ilgi duydukları etkinliklere katılmak çocukların bilgisayar oyunlarına yönelmesini daha az seviyeye indirgeyebilir. Teknolojik aletlerin kullanımının fazla olduğu durumlarda çocuk ve aile arasında çatışmalar da başlayabilir. Ancak aileler asla bu konuda çocuklarına ceza vermemelidir, bu ters tepecektir. Ceza yerine, birlikte bir anlaşma yaparak, televizyon ve bilgisayar konusunda bir aile kontratı imzalayarak bu işi eğlenceli hale getirebilir ve çocuklarının uymasını sağlayabilirler. Tabii ki bu kontrata önce aileler uymalı ki çocuklar da uysun… 

     Bazı bilgisayar oyunları, çocuklara şiddet içerikli şeyler aşılayabilir. Günümüzde çocukların oynadığı birçok bilgisayar oyununda da bunu görmekteyiz. Bu noktada da aileler mutlaka çocuklarını gözlemlemelilerdir. Bunların yerine çocukları satranç veya GO gibi oyunlara yönlendirilebilirler. Bu oyunlar çocuklara planlı hareket etmeyi, mücadele ruhunu, kurallara uymayı, dostça oynamayı, kaybetmeyi kabul etmeyi, kazanana kutlamayı öğretir. (Gliga ve Flesner, 2013). Ayrıca yine bir başka aile aktivitesi düzenleyerek bitlikte kutu oyunları oynanabilir ve çocuklarını enerjilerini atabilmeleri adına box, tekvando gibi spor dallarına yönlendirebilirler.

     Sorunların üstesinden gelmenin en güzel yolu iletişimdir. Lütfen çocuklarımız ile iletişim kurmayı ve vakit geçirmeyi unutmayalım…

 

Kaynakça:

American Academy of Pediatrics. (2010, June 14). Parents Can Successfully Set Limits on Children's TV Watching. https://www.aap.org/en-us/about-the-aap/aap-press-room/Pages/Parents-Can-Successfully-Set-Limits-on-Childrens-TV-Watching.aspx

Gliga, F., & Flesner, P. I. (2014). Cognitive Benefits of Chess Training in Novice Children. DOI:10.1016/j.sbspro.2014.01.328.

Yeşilay. (2015). http://www.yesilay.org.tr/tr/bagimlilik/teknoloji-bagimliligi