Ebeveyn-çocuk arasındaki iletişim her dönemde önemli olduğu gibi yaşamın ilk yıllarında da oldukça önemlidir. Çocuklar, hayata gözlerini açtığı andan itibaren etraflarında olan her şeyi hissetmeye başlar. Ebeveynleri tarafından onay, sevgi ve dikkate ihtiyaç duyar. Çocukların genellikle karnının doyurulmuş, altının değişmiş olması veya üşüyüp üşümediği kontrol edilir. Eğer bunlar tamsa her şey tam gibi gelir. Oysa fiziksel ihtiyaçlardan ziyade duygusal ihtiyaçlar da bir çocuk için eşit derecede önemlidir.
Çocuğun duygusal ihtiyaçlarının, ruhsal gelişim üzerinde ne kadar önemli olduğunu gösteren deneylerden biri de Edward Tronick’in Hareketsiz Yüz Deneyi (Still Face Experiment)’dır. (Adamson & Frick, 2003). Bu deneyde anne, bebeğine karşı olumlu bir yüz ifadesi kullandığında yani gülerek, sevgi ve ilgi dolu baktığında ve onunla konuşarak oyunlar oynadığında, bebek de huzurlu bir şekilde annesine gülücükler atarak karşılık veriyordu. Ancak anne, bebeğine karşı donuk ve tepkisiz bir şekilde kaldığında ise, bebek huzursuzlanmaya başlıyor, strese giriyor ve bir süre sonra da bağırmaya, ağlamaya başlıyordu. Bahsettiğimiz deneyden ve bu alanda yapılmış bir çok farklı araştırmadan da anlaşılacağı gibi, çocukların her zaman ebeveynleri tarafından ilgi, sevgi ve kabul görmeye ihtiyaçları vardır.
Aile, çocuğun öğrenmeye başladığı ve sosyal etkileşimde bulunduğu ilk ortamdır. Bu nedenle de çocuğun, ebeveynleri ile arasındaki duygusal bağın yapısı, yetişkin bir birey olduğundaki kişilik yapısını, alışkanlıklarını, inanç ve değer yargılarını biçimlendirir. (Feldman, 2014). Çocuk ve ebeveyn arasında oluşturulan sağlıklı iletişim kanalları, çocuğun, kişilik gelişiminin de sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesine yardımcı olur.
Ayrıca ebeveynler gösterdikleri davranışlar ile çocuklarına rol model olurlar. Çocuklar bazı becerileri, ebeveynlerini model alarak geliştirir. (Feldman, 2014). Ebeveynlerin, iletişim kurarken, sıcak ve yol gösterici bir tavır sergilemesi, çocukların problemlerle baş etme becerilerinin gelişmesi konusunda yardımcı olur. Tam tersi bir biçimde, ebeveynler iletişim kurarken çoğunlukla agresif ve çatışmacı bir tavır sergilerse, çocuklar da iletişimde bu kanalları kullanarak, problemlerini bu şekilde çözebileceklerini düşünürler. Ayrıca, ebeveyn-çocuk ilişkisinin çatışmalı olduğu durumlarda, çocukların davranış problemleri geliştirme olasılıkları yüksektir. (Simkiss vd., 2013). Bu nedenle de ailenin, çocuğa gösterdiği davranışlar daima yapıcı ve tutarlı olmalıdır.
Çocuğu bağımsız bir birey olarak kabul etmek, özenle dinlemek, anlamaya çalışmak ve onun duygu ve düşüncelerine saygı duymak, sağlıklı bir iletişim kurmanın en büyük anahtarıdır. Ebeveynlerin, çocuklarına karşı zorlamalarda bulunmaları ve direktifler vermeleri son derece olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bunun yerine, konuşarak durumlara birlikte çözümler bulunmalı, çocuğun kendi davranışlarını düşünmesi ve sonuçları tecrübe edebilmesi sağlanmalı, seçenekler arasından kendi seçimini yapmasına izin verilmelidir.
Ebeveyni tarafından bir çocuğa verilebilecek en güzel hediye ilgi ve zamandır. Birlikte vakit geçirmek ve onun dünyasını anlamaya çalışmak çok kıymetlidir. Bunu sağlamak, çocuğun duygu, ihtiyaç ve isteklerini iyi tanıyabilen ebeveynler olmak anlamına gelir. Eğer ebeveyn bir işle meşgulse ve o an çocuğunun dedikleri ile ilgilenemeyecek durumdaysa bunu ne şekilde ifade ettiği de çok önemlidir. Bir ebeveyn çocuğuna asla ‘’dinliyor gibi’’ yapmamalıdır. ‘’Şu anda meşgulüm ama biraz sonra seni dinleyeceğim’’ gibi cümlelerle durumu ifade etmelidir. Dinlediğini göstermek içinse mutlaka göz teması kurmalı, beden dili kullanmalı, soru sorarak anladığını ifade etmelidir. (Feldman, 2014).
Çocuk ve ebeveyn arasındaki sağlıklı iletişim, mutlu çocuklar yetiştirmenin en büyük anahtarıdır. Tüm çocuklar özeldir, onların duygu ve düşüncelerinin duyulduğu ve anlaşıldığı, buna özen gösterildiği yarınlara…
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun!
Kaynakça
Adamson, L., & Frick, J. (2003). The still face: A history of a shared experimental paradigm infancy, The Official Journal of the International Congress of Infant Studies, 4 (4), 451-473.
Feldman, R. S., (2014). Development Across the Life Span. (7th ed.). Pearson Education Limited.
Simkiss, D.E., MacCallum, F., Fan, E.E.Y., Oates, J. M., Kimani, P.K., & Stewart-Brown, S., (2013). Validation of the mothers object relations scales in 2-4 year old children and comparison with the child-parent relationship scale. Health and Quality of Life Outcomes, 11(1), 11-49.