“Toplumsal cinsiyet”, toplumun belirlediği cinsiyet rollerine atıfta bulunan bir kavramdır. Toplumun belirlediği ve bireylerden beklediği üzere; kadın ve erkeklerin üstlendiği roller, davranışlar farklılaşmıştır. Bu davranış kalıpları bireylerin nasıl giyinmesi gerektiğinden nasıl davranması ve nasıl yaşaması gerektiğine kadar her alanda kendini göstermektedir ve bu kalıplar toplumdan topluma farklılık göstermektedir. Başta bu tanımlarda bir sorun görülmese de aslında toplumsal cinsiyet rollerinin eskiden süregelen kalıplarla kadınlara ve kız çocuklarına onları pasifleştiren roller ataması bir hayli sorunludur. Çünkü, kız çocuklarına erken yaşta benimsetilen bu kalıplar etkilerini ileriki yaşlarda da sürdürmektedir ve kadınlara kendilerini yanlış konumlandırtmaktadır. Örneğin, ev işlerinin tek sorumlusunun kadınlar olması, kadınların her daim kibar davranmalarının beklenmesi, kadınların yerinin ev olduğu gibi yanlış algılar basmakalıp toplumsal cinsiyet rollerinin ürünüdür.

     Toplumsal cinsiyet kalıpları çizgi filmlere de yansımıştır. Çocukların çizgi film izleyerek büyüdüklerini düşündüğümüzde çizgi filmlerden görecekleri cinsiyet kalıplarının doğru olması gerekir. Maalesef çoğu çizgi film için bu doğru değil. Özellikle Disney’in daha önce çıkardığı filmlerde yanlış cinsiyet rollerinin ayrımı göze çarpmaktadır. Örneğin Disney’in çizgi filme uyarladığı Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler hikayesinde, kadının görevinin ev işi olduğu, kadının evlenip sonsuza kadar mutlu yaşaması kadının nihai sonunun olduğu algısı yaratılırken, erkeklerin kadını kurtarması, cesur olması gibi rollerinin olması yanlış cinsiyet rollerinin çocuklara yansıtılmasıdır. Bunun gibi daha birçok çizgi filmin yarattığı genel algı kadının pasif olduğu, kurtarılması gerektiği, ev işleri yapması gerektiği ve evlenip mutlu yaşayacağı yönündedir. Aynı şekilde erkeklerin ise etkin olduğu, kadınları kurtarması gerektiği, gözü pek bireyler olmaları gerektiği yönünde erkekleri etkiler bu tarz çizgi filmler.

     Kadın-erkek eşitsizliğine son yıllarda dikkat çekilmesiyle beraber, çizgi film endüstrisi de basmakalıp cinsiyet rollerinin dışına çıkan filmler üretmeye başlamıştır. Mulan, Moana ve Cesur, Karlar Ülkesi gibi filmler kız çocuklarının da özgür olduklarını, istediklerini başarabileceklerini, hayatlarının mutlu sona ulaşması için evlenmeleri gerekmediği gibi doğru algıları yaratan filmler arasında yer alır. 

     Çizgi filmlerin çocukların algısını şekillendirecek öneme sahip olmaları bakımından filmin cinsiyet rollerine nasıl yaklaştığı önemlidir. Bu sebeple, çizgi film endüstrisinin bu konuda hassasiyet göstermesi gerekirken, ebeveyn ve öğretmenler de çocuğun izleyeceği çizgi filmi daha önceden izlemiş olması gerekmektedir. Bu sayede ebeveyn ve öğretmen, çocuğun cinsiyet rollerinde kalıp yargıları öğrenmesinin önüne geçebilir. Eğer izlenilen çizgi filmde yanlış bir toplumsal cinsiyet kalıbı görüldüyse yetişkin bunu çocuğa açıklamalıdır. 

 

Kaynak: 

Anugerahwati, M. (2020). Gender and language in movies. Knowledge E Social Sciences, 412–416. DOI: 10.18502/kss.v4i10.7429

Muslim, A.A.Z., Kamarol Zaman, D. Z., Ghazali, F., Fletcher, M.S.A., Nik Zaid, N.N.N., & Eligius, R. (2020). Influence of gender portrayal in Disney cartoons on young female audiences. e-Journal of Media & Society. Retrieved from http://ir.uitm.edu.my/id/eprint/29386.

Yağan Güder, S., Ay, A., Saray, F., & Kılıç, İ. (2017). Okul öncesi dönem çocuklarının izledikleri çizgi filmlerin toplumsal cinsiyet kalıp yargıları açısından incelenmesi: Niloya örneği. Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi, 5(2), 96-111. DOI: 10.14689/issn.2148-2624.1.5c2s5m

Yüksel, N.A. (1999). Toplumsal cinsiyet olgusu ve Türkiye’deki toplumsal cinsiyet kalıplarının televizyon dizilerindeki yansımaları. Kurgu Dergisi, 16, 67-81.