Kadınlara karşı kullanılan cinsiyetçilik üzerine 

     

     Günlük hayatımızda şu cümleleri bir şekilde duymuş olabiliriz; “Kesin kadın sürücü.”,  “Kadınlar futboldan ne anlar.” Veya bir iş görüşmesinde karşınıza şu soru çıkmış olabilir; “Çalışırken ev işlerini de nasıl yürüteceksiniz ya da yürütebilecek misiniz? Hatta fark etmeden dilimize yerleşmiş kelimeler de kadınlar üzerinden yapılan cinsiyetçiliği destekler nitelikte. Örneğin; Kadın kısmısı, kız başına, kız almak veya kız vermek gibi..

     Cinsiyetçilik konusuna tamamen giriş yapmadan önce toplumsal cinsiyet ve cinsiyet nedir ve farkları nelerdir? tanımlarına değinmek istiyorum. Toplumsal cinsiyet, bireylerin beklentilerini, değer yargılarını davranış ve tutumlarını, rollerini hatta inanç sistemlerini kapsayan düşüncelerin yapılanması olarak tanımlanır. Kültürlere göre çeşitlenen toplumsal cinsiyet rolleri kadın ve erkekler için hangi davranışın uygun olduğunu veya olmadığı konusu üzerinde fikirlere sahiptir. Cinsiyet ise erkekler ve kadınlar arasında biyolojik farklılıkları içerir. Farklılıklar sabit olabilirken biyolojik farklılıklar çeşitlilik gösterir. Toplumsal cinsiyette ise toplumun beklentilerine göre belirlenir ve yine basta değindiğim gibi kültürden kültüre değişir. Toplumda kadın ve erkeklere uygun olarak kabul gören özellikler olarak ele alınır ( Eagly, & Mladinic,1989).

     Türk Dil Kurumuna göre cinsiyetçilik diğer ismi ile seksizm, eğitim iş veya sosyal hayatta bir erkeğe veya bir kadına kadın olduğu için yapılan negatif ayrımcılık olarak tanımlanıyor. Sosyal psikologlara göre cinsiyetçilik çoğunlukla kadınlar üzerine yapılan olumsuz davranışı ve tutumları içermektedir. Cinsiyetçilik üzerine yapılan çalışmalar cinsiyetçiliğin de türlere ayrıldığını bulmuştur. Cinsiyetçilik açık, içselleştirilmiş cinsiyetçilik, hayırsever cinsiyetçilik son olarak düşmanca ve korumacı cinsiyetçilik olarak literatürde yerini almıştır. Örneğin, açık cinsiyetçilik, kadının alenen erkek tarafından halk arasında küçük düşürülmesine yol açacak söylem ve tavırlarda bulunmasıdır.(Davidson, 1979)

     İçselleştirilmişi cinsiyetçilik, cinsiyetçi toplumda yetişmiş bir bireyin kadın olmak ile alakalı önyargıların ve toplumda dile getirilen mitlerden etkilenerek doğru olduğuna inanmak olarak tanımlanır. Kadınların kendi yetenek ve yetkinliklerinden şüphe duyması, erkeklerin önderliğinde olan bir işe güven duyması, erkeklerin kılık kıyafetleri hakkında yaptıkları yorumları veya karışmasını göz ardı etmesi, kadınların fark etmeden durumu içselleştirmesi bu kavramın içinde yer alır. (Ayan & Gökkaya, 2016)

     Hayırsever cinsiyetçilik ise, kadınlara karşı olumlu davranışlara sahip olsalar da kadınları çaresiz ve savunmasız olarak görürler ve bu düşünce doğrultusunda hareket ederler. 

     Düşmanca cinsiyetçilik, kadınların erkeklerden daha zayıf gösterilmesi üzerinde durur ve kadınların erkeklere bağımlı olarak algılanmasını bununla birlikte kendilerinden aşağı bir seviyede görülmesini tanımlar (Glick &Fiske 1996).

     Korumacı cinsiyetçilikte ise, erkek egemenliğini yücelten basmakalıp yargıları destekleyen ve kadına psikolojik zarar verecek şekilde oluşan söylemlerden oluşur (Glick &Fiske 1996).

     Bu tanımlara ek olarak dilin kültürel kullanımını değiştirmek her ne kadar zor olsa da farkındalığımızı ve bilincimizi yönlendirmemizde fayda var.  Örneğin, dilimize yerleşmiş olan diğer sözcüklerden devam edelim. “Adamakıllı, iş adamı, atasözü, bilim adamı, erkek sözü vb.” bu gibi sözcükler dilimize yerleşmiş kadının varlığını görmezlikten gelebilecek kelimeler olarak ele alınıyor. Ayrıca, cinsiyetçiliğin bir başka silahı da günlük hayatta kullanılan küfürler olarak ele alınabilir. Dünya dillerinde kullanılan yaygın küfürlerin birçoğu kadınlar ve kadınların bedenine karşı yapılan sözlerden oluşuyor. Eğer cinsiyet eşitsizliğine katkı sağlanmak isteniyorsa bu tarz ifadelere yer verilmemesinde fayda var.

 

Bunları biliyor muydunuz?

Araştırmalara göre kadınların% 80'i işyerinde “mansplaing” (erkek tarafından kadına karşı, küçümseyici ve büyüklük taslanan bir biçimde bir şeyler anlatması  ) olgusuyla karşı karşıya kaldıklarını belirtmiştir.

Kadınlar ev işlerinde erkeklerden neredeyse iki kat daha fazla zaman harcıyor özellikle OECD ülkelerinde.

Birleşik Krallık'ta, ankete katılan 16-18 yaşındaki kızların% 66'sı okulda cinsiyetçi dil kullanımına kalıp bu duruma tanık olduğu bulunmuştur.

Fransa'da, ankete katılan genç kadınların % 50'si son zamanlarda kadın oldukları için adaletsizlik veya aşağılanma yaşadıklarını belirtmişlerdir.

Sırbistan'da yapılan araştırmalar, iş dünyasındaki kadınların% 76'sının erkekler kadar ciddiye alınmadığını gösteriyor.

Amsterdam'da yasayan kadınların % 59'u sokak tacizinin bir biçimini yaşadığını bildirmiştir. (Human Rights Channel)

Görüldüğü üzere cinsiyetçilik özellikle kadınların günlük işlerinde karşı karşıya kaldığı önemli problemlerden sadece biri. Bu yazımda erkeklere karşı yapılan cinsiyetçilik üzerinde her ne kadar değinmesem de  erkekler üzerinde yapılan cinsiyetçiliği göz ardı edemeyiz. Bu konuya da bir başka yazımda değinmek isterim. Bilinçlenmek ve bilinçlendirmek, durumun farkında olmak kendimize yapacağımız önemli katkılarımızdan olabilir.

Sözler karşımızdaki kişi ile iletişim kurmadaki en etkili araçlardan. Seçtiğimiz kelimeler kimi zaman bizleri bulutların üstünde hissedebilir kimi zaman da seçtiğimiz kelimelerin ağırlığının altında ezilebiliriz. Başta bir kadın olarak, kadına karşı yapılan psikolojik ve fiziksel şiddetin olmadığı bir yaşam, gerek ev, iş ve sosyal hayattaki farkındalığının artmasını ve kadın haklarının ve  emeklerinin göz ardı edilmediği daha aydınlık bir dünyaya kucak açmayı diliyorum ve tüm kadınların 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Gününü kutluyorum. 

 

Referanslar:

Ayan, Sezer & Gökkaya, Veda. (2016). The Testing of Ambivalent Sexism Theory. Cumhuriyet Medical Journal. 38. 88. 10.7197/cmj.v38i2.5000169319.

Davidson L. The Sociology of Gender, Chicago 1979.

Eagly A  H, Mladinic  A. Gender  Stereotypes and Attitudes toward  Women and Men. Pesonality and Social Psychology Bulletin 1989; 15: 543-58. 

 Glick P, Fiske S T. The Ambivalent Sexism Inventory: Differentiating hostile and benevolent sexism. J Pers Soc Psychol 1996; 70: 491-512.

Human Rights Channel. Sexism:See it.Name it.Stop it. Council of Europe, Avenue de l'Europe F-67075 Strasbourg Cedex, France. https://www.coe.int/en/web/human-rights-channel/stop-sexism