Yapılan kötü bir davranışın sorumluluğunu üstlenmek çoğumuz için pek de kolay değildir. Bu sorumluluğun yarattığı psikolojik yükü sırtlamak yerine bazen istenmeyen davranışları başka bir yere atfetmeye çabalarız. Halihazırda “bütün kötülüklerin anası” olarak etiketlenen alkol de mazeret gösterilebilecek seçeneklerden biridir. Kişi bu yolla, bir nevi “Suçlu olan ben değilim, alkol.” mesajı verir. Peki bu mazeret ne ölçüde geçerlidir?

     İstatistiklere bakıldığında gerçekten de İngiltere’de işlenen suçların yaklaşık %50’sinde, ABD’de ise üçte birinde alkol kullanımına rastlanır. Türkiye’de de şiddet olayları için bu oran 2016 yılında %50 olarak belirtilmiştir. Alkol ve şiddet suçlarıyla ilgili yapılan çalışmaların büyük çoğunluğu da yine alkol kullanımı ile suçun birlikte görüldüğü konusunda aynı sonuca varmıştır. Şiddet davranışı ile alkol arasında bir ilişki olduğunu biliyor olsak da bu ilişkinin “nedenselliği” konusunda bazı şüpheler mevcuttur. Alkol şiddetin nedeni midir, yoksa bahanesi mi?

     Öncelikle, çevresel, sosyal, durumsal ve kültürel bağlamlar dikkate alınmadan alkolün şiddet üzerindeki etkisinin anlaşılamayacağını belirtmek durumundayız. Alkol kullanma davranışı sosyo ekonomik nedenlere bağlı olabileceği gibi, alkol kullanımının sonucunda ne tür davranışlarla karşılaşılacağı da bu faktörlerle yakından ilişkilidir. Alkol, insanları fizyolojilerine, psikolojilerine, cinsiyetlerine ve diğer kişisel ve kültürel faktörlere bağlı olarak farklı şekillerde etkiler. Şiddet eyleminden önce alkol tüketilmiş olması, alkolün davranışları etkilediğini varsaymak için yeterli değildir.

     Alkolün davranışlar üzerinde yarattığı etki, alkolün olası sonuçlarına yönelik toplumsal beklentilerden de etkilenir. Farklı kültürlerde alkol kullanımına yönelik farklı beklentiler, farklı davranışsal sonuçlarla karşılaşılmasına yol açar. On üç farklı ülkeden ergenlik çağındaki katılımcılardan veri toplayan bir çalışmaya göre, sarhoşluk ve içki kullanımının bir kültürde normlarla ne ölçüde uyuştuğu, aynı zamanda problemlerin alkole ne ölçüde atfedildiği ile de ilişkidir. 

     Alkol kullanımının nasıl sonuçlara yol açtığı konusunda beklentilerin ne kadar önemli olduğunu anlamak için bu konuda yapılan iki laboratuvar deneyine bakabiliriz. İlk deney doksan altı erkek katılımcı ile yapıldı. Katılımcıların yarısına votka-tonik, diğer yarısına ise yalnızca tonik verileceği söylendi. Her iki gruptaki insanların yarısına gerçekten alkol verilirken diğer yarısına sadece tonik verildi. Ardından, araştırmacılar katılımcıların saldırgan davranış sergilemesine neden olacak bir durum yaratmaya çalıştılar. Gerçekten alkol alıp almama durumlarından bağımsız olarak, bazıları sadece tonik içmiş olsa da, alkol aldığını düşünen grup daha fazla saldırganlık davranışında bulundu. Benzer bir deneyde ise katılımcılara erotik filmler izletilmiş, kendisine verilen içecekte alkol olup olmamasından bağımsız olarak alkol içtiğini düşünen katılımcılar daha çok uyarılmıştır.

     Beklentilerin önemi, spor seyircileri arasındaki şiddetle alkol ilişkisini psikolojik boyutta ele alan bir çalışmada da vurgulanmıştır. Alkolün şiddet davranışına neden olacağını düşünen kişilerde alkol kullanımının ardından daha çok şiddet davranışı gerçekleştirilmiştir.

     Alkolün farklı cinsiyetleri farklı etkilediğine dair bilimsel bir kanıt olmamasına rağmen alkol kullanımı kadın ve erkeklerde farklı sonuçlara neden olur. Bu farkın kaynağı sosyal bir inşa olan toplumsal cinsiyetin ve alkol kullanımının farklı kültürlerde farklı beklentiler ve anlamlarla ilişkili olmasında aranabilir. Alkol kullanımı, toplum tarafından çizilen toplumsal cinsiyet normlarının dışına çıkılması için yaygın kullanılan bir bahanedir. Kadınlar genelde alkol kullandıktan sonra kendilerini pasif bir konuma iten cinsiyet normlarının dışına çıkar, daha özgüvenli olurlar. Erkekler ise duygusal ifadeler kullanır, şiir yazar, dans eder ya da uygunsuz görülen partnerlerle cinsel birliktelik yaşarlar. 

     Alkol ve uyuşturucu kullanımı tecavüzcülerin ardına saklandıkları yaygın bahanelerdendir. Bilimsel gerçeklerle uyuşmuyor olsa da cinsel saldırı suçu işleyenler alkolü suçlarına bahane olarak göstermeye daha eğilimlidir. Alkol ve uyuşturucu bahane edilerek tecavüzcüler eylemlerinden daha az sorumlu tutulur, hatta zaman zaman saldırıya maruz kalanlar da suçlu görülür. Tecavüzcüler de bunun farkındadır. Bu algıyı kendi çıkarlarına uygun kullanmayı öğrenmişlerdir. 

     Araştırmalar, cinsel saldırı sırasında kullanılan alkolün saldırganların alışık oldukları miktardan fazla olmadığını gösterir. Buna ek olarak alkolün cinsel isteği ya da saldırganlığı arttırdığı söylentisi de bilimsel bir temelden yoksundur. Aksine, fazla miktarda alkol almanın cinsel isteği ve orgazm yoğunluğunu azalttığı, saldırganlığa ise neden olmadığı bulunmuştur. Araştırmalar, aile içi şiddette alkol kullanımının değil, erkeklerin şiddete karşı tutumunun ve partnerlere yönelik kontrolün en güçlü belirleyici faktörler olduğunu göstermektedir.

Elbette bazı içecekleri zarar verecek miktarlarda tüketmemek ya da bağımlılığa neden olan maddelerden kaçınmak önemlidir ancak nedeni sadece burada ararsak şiddetin öncelikli sebeplerine bakamaz, körleşiriz. İşlenen suçlara, dünyadaki şiddete bir neden arıyorsak etrafımıza daha detaylı bakmamız yeterli. Her gün hareketlerimizde, dilimizde, güldüklerimizde ve onayladıklarımızda saklanan şiddet kültürü, biz şiddete kılıflar uydurdukça, kendimize dönüp neyi yanlış yaptığımıza bakmadıkça, alkolü özellikle de cinsel saldırılar konusunda hafifletici bir sebep olarak ele aldıkça büyüyor. Çözüm ise belki de her birimizin içinde yaşadığımız topluma karşı ortak sorumluluklarımız olduğunu bilmekte yatıyor.

 

Kaynak:

Bye, E. K., & Rossow, I. (2009). The impact of drinking pattern on alcohol-related violence among adolescents: An international comparative analysis. Drug and Alcohol Review, 29(2), 131–137. doi:10.1111/j.1465-3362.2009.00117.x 

Horvath, M. A. H., & LeBoutillier, N. (2013). Alcohol Use and Crime. The Encyclopedia of Criminology and Criminal Justice, 1–7. doi:10.1002/9781118517383.wbeccj078

 Peralta, R. L. (2008). “Alcohol Allows You to Not Be Yourself”: Toward a Structured Understanding of Alcohol Use and Gender Difference among Gay, Lesbian, and Heterosexual Youth. Journal of Drug Issues, 38(2), 373–399. doi:10.1177/002204260803800201 

Santos-Longhurst, A. Here’s What Happens When You Mix Booze with Sex. “https://www.healthline.com/health/alcohol-and-sex 23.05.2021“ 

Yeşilay, Yeşilay yılbaşında alkol kullanımı için uyarıyor: “Kaza, cinayet ve şiddetin baş sorumlusu alkol” “https://www.yesilay.org.tr/tr/haberler/yesilay-yilbasinda-alkol-kullanimi-icin-uyariyor-kaza-cinayet-ve-siddetin-bas-sorumlusu-alkol 24.05.2021”

Scully, D. (2017) Cinsel Şiddeti Anlamak: Tutuklu Tecavüzcü Erkekler Üzerine Bir İnceleme. Metis Yayınları: İstanbul.

Ostrowsky, M. K. (2014). The social psychology of alcohol use and violent behavior among sports spectators. Aggression and Violent Behavior, 19(4), 303–310. doi:10.1016/j.avb.2014.05.001