Psikoz kişiyi gerçeklikten koparan, konuşma, düşünce içeriği ve davranışlarda ciddi bozulmaların olduğu semptoma verilen genel addır. Psikotik bozukluk psikozla yani psikotik belirtilerle seyreden hastalıklara denir. Paylaşılmış psikotik bozukluk ise birbiriyle yakın ilişkide olan iki yada daha fazla kişinin etkileyen/ler ve etkilenen/ler olarak sanrıyı paylaşmalarıdır. Bu güçlü inançları birbirlerine aktarırlar ve yaşamlarını bu inanışlara göre düzenlerler.  Paylaşılmış psikotik bozuklukta en sık karşılaşılan psikotik belirti sanrılardır. Sanrı (hezeyan), toplumun inandığının aksine mantıklı olmayan, değiştirilmesi çok güç, gerçekliğe uymayan, abartılı düşüncelerdir (APA, 2013).
      

      Araştırmalar gösteriyor ki, sosyal olarak daha izole olan aileler paylaşılmış psikotik bozukluk açısından daha riskli bulunmaktadır (Kocabıyık ve diğerleri, 2004).

       2018 yılında Hindistan’ın Delhi kentinin Burari bölgesinde 11 üyeye sahip bir ailenin dükkanlarını açmaması, köpeklerinin sürekli olarak havlaması ile komşular şüphelenerek polise haber veriyor. Polisler içeriye girdiklerinde tavanda aile bireylerinden 10unu boyunlarından tavana asılı halde, en yaşlı bireyin ise yerde cesedini buluyor. Bu olay tüm ülke olmak üzere dünyada çok konuşulan olay haline geliyor. Soruşturma başlatılıyor. Başta cinayetten şüphelenilirken, evin içerisindeki eşyalardan çıkan deliller önemli noktaları aydınlatıyor.

       Ailenin tüm üyelerinin beraber yaşadığı ev araştırılıyor. Evde 11 adet günlük bulunuyor. Günlükleri kimin yazdığı bilinmiyor fakat ailenin yıllar önce ölen babasının cümleleriymiş gibi yazıldığı farkediliyor. Bu günlükler emir veren bir dille, her bireyin hayatının işleyişi hakkında yazıyor. Aileyi yakından tanıyanlara nasıl bir yaşamları olduğu sorulduktan sonra vaka biraz daha farklı bir hal almaya başlıyor.

       Ailenin oğlu Lalit babasının ölümünden sonra motosiklet kazası geçirerek başına sert bir darbe alıyor, ardından bir saldırıya uğruyor. Tüm bunlara rağmen Lalit ruhsal muayeneden geçmiyor. Bir depresif dönem ve içe kapanma süreci yaşıyor, kimseyle konuşmuyor. Herkes başına aldığı darbe sebebiyle konuşamadığını düşünüyor fakat doktorlar bu darbenin böyle bir duruma kesinlikle sebep olmayacağını söylüyor.
Günlüklerden ve aile yakınlarının anlattıklarından farkediliyor ki Lalit babasının yerini doldurma çabasıyla adeta babasının kimliğine bürünmüş. Uzun süredir konuşmadığı bilindiği halde, babasının ruhunun onda vücut bulduğu iddiasıyla babasının ses tonuyla zaman zaman aileyle konuştuğu biliniyor.  Özetle Lalit uzun süredir bir psikoz dönemi yaşıyor. Lalit’in bu durumu vakanın en can alıcı noktası oluyor. 
     

     Anlaşılan o ki, psikotik süreçteki Lalit, ailenin tümünü etkileyen olmuş. Günlükleri babasının dilinden yazan Lalit, bir ritüel yapacaklarını ve 11 aile üyesinin aynı anda ruhlarını teslim edip huzura kavuşacaklarını belirtmiş. Aile bu ritüeli yaparken ya ölmek zorunda kaldı  ya da her biri kendi isteğiyle huzura kavuşacakları amacıyla kendilerini öldürdü. Bu ailenin paylaşılmış psikotik bozukluktan muzdarip olma ihtimali çok yüksek. Ancak tabii ki ailenin her üyesi öldüğü için kesin olarak bir sonuca varamıyoruz. 

Kaynak:
APA (American Psychiatric Association) (2013) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders-5th Edition (DSM-5). Washington DC, American Psychiatric Association.

KOCABIYIK, A., KARŞIDAĞ, Ç., CİĞERLİ, G., KÜKÜRT, R., & ALPAY, N. (2004). Bir olgu nedeniyle folie a deux. Düsünen Adam: Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi, 17, 228-233.