Pekin Eylem Platformu’nun 25. Yıl dönümünün kutlandığı 2020 yılında cinsiyet eşitliği için çığır açılması amaçlandı. Fakat, Covid-19 salgınının yayılmasıyla, son yıllarda elde edilen sınırlı kazanımlar bile geri alınma riski altında. Pandemi, önceden var olan eşitsizlikleri derinleştiriyor, sosyal, politik ve ekonomik sistemlerdeki kırılganlıkları ortaya çıkarıyor ve bu da pandeminin etkilerini artırıyor. Sağlıktan ekonomiye, güvenlikten sosyal korumaya kadar her alanda, Covid-19'un etkileri kadınlar için sadece cinsiyetleri nedeniyle şiddetleniyor:
>Ekonomik etkiler, özellikle, genellikle daha az kazanan, daha az tasarruf eden, güvensiz işlerde çalışan veya yoksulluğa yakın yaşayan kadınlar tarafından hissediliyor.
> İlk raporlar; Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden erkek sayısının daha fazla olduğunu koyarken, kadınların sağlığı, cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetleri de dahil olmak üzere kaynakların ve önceliklerin yeniden dağıtımı dolayısıyla genellikle olumsuz etkileniyor.
> Covid-19 salgını, kısıtlı hareket ve sosyal izolasyon önlemleriyle birlikte ekonomik ve sosyal stresi derinleştirdikçe, cinsiyete dayalı şiddet katlanarak artıyor. Birçok kadın, istismarcılarıyla birlikte evde 'kilitlenmeye' zorlanıyor, aynı zamanda hayatta kalma mücadelesi veren kadınlara destek olan hizmetlerin kesintiye uğraması da söz konusu oluyor.
Covid-19 yalnızca küresel sağlık sistemlerine karşı bir meydan okuma değil, aynı zamanda insan ruhunun sınanması anlamına geliyor. Salgının etkisini kaybetmesinden sonra gerçekleşecek iyileşme aşaması, bizi gelecekteki krizlere daha dayanıklı, daha eşit bir dünyaya götürmelidir. Covid-19’un etkilerini azaltmak adına birçok ülkede halk sağlığı açıklarını gidermek için mali teşvik paketleri ve acil durum önlemleri uygulamaya kondu. Gerekli etkilere sahip olmak istiyorlarsa, tüm ulusal tepkilerin, kadınları dahil ve temsil edilmelerini, sosyal ve ekonomik haklarını, eşitliklerini ve güvenliklerini garanti altına alarak- merkezlerine yerleştirmesi çok önemlidir. Bu salgından en çok etkilenenler kadınlar olacak ama aynı zamanda toplumlar da iyileşmenin bel kemiği olacaklardır. Bunu başarmak için uygulanması gereken politikanın özeti, üç kesişen önceliği vurgulamaktadır:
- Tüm Covid-19 Politikası Planlaması Ve Karar Aşamasında Kadınların Eşit Şekilde Temsil Edilmesi
Ekonomik planlama ve acil durum müdahalesi dahil olmak üzere sektörler arası kanıtlar, karar aşamasında kadınlara danışılmayan ve kadınları kapsamayan politikaların daha az etkili olduğunu hatta kadınlara zarar verebileceğini göstermekte. Kadınları bireysel olarak ele almanın ötesinde, genellikle toplumda ön safhalarda yer alan kadın kuruluşları temsil edilmeli ve desteklenmelidir.
- Eşitlik İçin Bakım Ekonomisinde Dönüştürücü Değişimin Sağlanması
Öğretmenlerden hemşirelere kadar, bakım sektöründeki işler diğer sektörlere göre daha düşük ücretlidir. Kadınların çoğu, evde onlarca ücretsiz ve görünmez iş yapıyor. Her ikisi de günlük yaşamın ve ekonominin temelini oluşturuyor ancak cinsiyete dayalı normlar ve eşitsizlikler üzerine kurulu.
- Covid-19’un Sosyo-Ekonomik Etkisinde Değişiklik için Tüm Çalışmalarda Kadınları Hedefleme
Daha fazla eşitlik, fırsat ve sosyal koruma sağlamak için mali teşvik paketleri ve sosyal yardım programlarının tasarımına kasıtlı bir toplumsal cinsiyet merceği uygulamak önemli olacaktır.
Bu üç kesişen politika, takip edilmesi halinde kadın ve kız çocuklarının hakları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olacak önlemleri belirleyen son İnsan Hakları Eylem Çağrısını yansıtıyor. Bu önlemler, pandemi bağlamında daha hayati hale geldi.
Kaynak: UN Secretary-General’s policy brief: The impact of COVID-19 on women