Yeni bir kimlik doğurmak, bir bebek doğurmak kadar zor olabilir. Psikiyatrist Daniel Stern, anne olmanın fiziksel ve psikolojik değişimler ile gelen bir kimlik kazanımı olduğunu ifade eder. Kendi psikolojisinin farkındalığına sahip anneler, davranışlarını kontrol edebilir ve dünyaya getirdikleri çocuklarının duygularına empatik yaklaşabilir. Bu süreçte Dr. Stern’in vurguladığı beş önemli özelliği şu şekilde açıklayabiliriz:
Değişen Aile Dinamikleri
Bebek sahibi olmak bir yaratılış eylemidir. Hamilelik sürecinde kadınlar, bir insan dünyaya getirmekten daha fazlasını, bir aileyi oluşturmaktır. Bebek, kadının en yakın ilişkisindeki olacak kişilerle artacak yeni streslerin yanında samimi bağlantılar kurmasını sağlayacak bir pozisyondadır. Kadının annelik kimliği kendi annesinden izler taşır. Çocukluğundaki iyi durumlar, çatışmalar, çözülenler ve çözülmeyenler kimliğini oluşturmaya katkı sunar. Anne, kendi çatışmalarını onarmaya çalışabilir ve çocuğuna daha farklı davranışlar sergileyebilir ancak bu durum her zaman olumlu bir sonuç ortaya koymaz.
İkirciklik
İkirciklik, verme-alma arasındaki döngü ile bireyin rollerini şekillendiren ve ilişkilerde ortaya çıkan bir duygudur. İkirciklikle başa çıkmakta zorlanmaların nedeni, aynı anda iki karşıt şey hissetmenin rahatsız edici olmasıdır. Annelik deneyimi ya iyi ya kötü değil, hem iyi hem kötüdür. Tolere etmeyi öğrenmek ve bununla rahat olmaya alışmak önemlidir.
Fantezi ve Gerçeklik
Hamilelik sürecindeki kadın, hayalindeki bebeğe dair hisler oluşturur ve onun hikayesini kurgulamaya başlar. Hamilelik ve annelik fantezilerinde kendi annesinin, akrabalarının ve yakınlarının deneyimleri hakkında bilgi sahibi olur, gözlemler. Kurguladığı fantezi, gerçeklikle uyuşmadığında anne için büyük bir hayal kırıklığı oluşabilir.
Suçluluk, Utanç ve Yeterince İyi Anne
Her kadının zihninde bir anne temsili vardır. Bu anne her zaman mutlu, çocuğun ihtiyaçlarını önde tutan bir yapıdadır. Kendisini bununla karşılaştırdığında temsilin gerçekdışı olduğunu fark edemeyebilir ve yetersiz görebilir. Mükemmel anneliğe ulaşma çabası, utanç ve suçluluk duygularını ortaya koyabilir. Proje anneye dönüşme, dışarıdan bilgi alma çılgınlığı ve sosyal medyada görünme yerine anneliğini kendini keşfederek, içsel dinamiklerinin farkında olarak yaşayabilir.
Doğum Sonrası Depresyon
Doğum sonrası depresyon annelerin %10-15’ini etkileyen, buna rağmen çoğu zaman farkına varılmadığı için tanı konul(a)mayan ve tedavi edil(e)meyen bir halk sağlığı konusudur. Buna bağlı olarak anneliğe geçiş zorluk doğurabilir. Gerginliğin nedenlerini fark edip anlamak, konuşmak ve genç annelere rehberlik etmek kimliğin sahiplenilmesinde olumlu katkılar sunabilir.
Dr. Stern’ün ifadesi ile; “Çocukları olan kadınların hayatlarında geriye baktıklarında en çok neden gurur duydukları sorulduğu zaman geniş bir çoğunluk, ‘çocuklarım, çocuklarımın annesi olmak’ diye cevap vermektedir. Annelik zihin yapınızın doğuşu, kaçınılmaz olarak bir gün bu soruya aynı şekilde cevap vermenize neden olacaktır.”
Doğmuş ve doğmayı bekleyen annelerin günü kutlu olsun!
Kaynak:
Stern, D. , Bruschweiler-Stern, N. & Freeland, A. (1999). Bir Annenin Doğuşu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Sacks, A. (2017). The Birth of a Mother. New York Times.
Altındaş, A.C., Torun, C. Anneler Günü’ne Özel: Bir Annenin Doğuşu. Pavlov’s Partner.
Bedirhan Avcı