Anne ve çocuk arasında kurulan bağ, çocuğun yaşamının ileriki yıllarında nasıl bir birey olacağını şekillendirir. Onun, duygusal, bilişsel ve sosyal gelişimini etkiler. Bowlby anne ve çocuk arasındaki bağlanmayı tanımlayan kişidir. (Feldman, 2014). Ona göre, bir çocuğun zihinsel olarak sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için anne ve çocuk arasında karşılıklı, sıcak ve samimi bir iletişim olmalıdır. (Feldman, 2014).
Anne ve bebek arasındaki bağ henüz doğumdan önce başlar. Örneğin, gebelik sürecine dikkat eden, sağlıklı beslenen, kontrollerine düzenli giden bir annenin, bebeği ile doğum sonrasında da daha güvenli bir bağlanma gerçekleştirdiği görülmüştür. (Alhusen vd., 2012).
Bebekler, hayatlarının ilk anlarından itibaren çevresinde olup bitenlere duyarlıdır. Anne, yüz ifadeleriyle ve konuşarak çocuğun ihtiyaçlarına uygun ve sağlıklı bir şekilde karşılarsa, çocuk ile arasında güvenli bağlanmayı oluşturmuş olur. Bu sayede de bebekler, gelişim düzeylerine uygun olarak çevreyi keşfeder ve öğrenirler. (Feldman, 2014).
Annenin, bebeğe karşı gösterdiği sıcak tavır, ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde cevap verme, kabullenme ve müdahalesiz yaklaşımı çocuğun ruhsal gelişimi açısından oldukça önemlidir. Yaşamın ilk yıllarındaki anne-bebek bağlanmasının sağlıklı bir şekilde gelişmesi, ileriki yıllarda ortaya çıkabilecek psikolojik problemlerin önüne geçmektedir. (Feldman, 2014).
Buradan şu sonucu çıkarmamalıyız: ‘’Bir anne veya ebeveyn, çocuğuna sınırsız ilgi, sevgi ve kabul verirse, ileriki yıllarda sağlıklı bir gelişim gösterir.’’ Maalesef HAYIR, durum bu şekilde değildir… Çocuğa yeterli ilgi, sevgi ve kabul gösterildiğinden emin olduktan sonra, gerektiğinde sınırlar da çizilmelidir. Aslında güvenli ve sağlıklı bağlanmadan da bahsettiğimiz zaten budur. Yoksa ne yazık ki, bağımsızlığını kazanamayan, sorumsuz ve düşük benlik saygılı çocuklar yetiştirmek kaçınılmazdır.
Tüm bunlara ek olarak, ebeveyn bağlanma örüntüsüne bakıldığında, kendi annesi ile güvenli bir bağlanma gerçekleştiren annelerin, yine çocukları ile güvenli ve sağlıklı bir bağlanma örüntüsü geliştirdiği görülmüştür. (Crugnola vd., 2013).
Anne ve bebek arasında oluşan sağlıklı iletişimin ve bağlanmanın, bebeğin gelişimini nasıl etkilediğini ve ileriki yıllarda bir birey olduğundaki önemini biliyoruz. Ancak durum yine yanlış anlaşılmamalıdır. Çocuk yetiştirmenin, onunla ilgilenmenin yalnızca annelerin görevi olmadığını da eklemek gerek. Çocukların sağlıklı gelişimi için anneye olduğu kadar, babaya da ihtiyaçları vardır. Yani çocuk, her iki ebeveyninden de eşit derecede ilgi ve sevgi görmelidir.
Ayrıca kadınların, annelik kimlikleri ile sıklıkla bir arada anıldığını ve bağımsız bir birey olarak tanınmadığını sıklıkla görmekte ve günlük hayatta da bu şekilde kullanıldığına şahit olmaktayız. Ne yazık ki bu kişinin benliğe zarar verici bir harekettir. Ayrıca her kadın anne olmayı tercih etmeyebilir.
Tüm bunların ışığında, annelerin sadece anne kimliğinden ibaret görülmediği, benliklerine de saygı duyulduğu, bebeklerinin ihtiyaçlarını karşılarken onların ihtiyaçlarının unutulmadığı, saygı dolu nice Anneler Günü'ne ☺
Kaynak:
Alhusen, J. L., Gross, D., Hayat, M. J., Woods, A. B., & Sharps, P.W. (2012). The influence of maternal-fetal attachment and health practices on neonatal outcomes in low-income, urban women. Res Nurs Health, 35(2):112–120.
Crugnola, C.R., Gazzotti, S., Spinelli, M., Lerardi, E., Caprin, C., & Albizzat, A. (2013). Maternal attachment influences mother–infant styles of regulation and play with objects at nine months. Attach Hum Dev, 15(2), 107-131.
Feldman, R. S., (2014). Development Across the Life Span. (7th ed.). Pearson Education Limited.