1925 yılında Kanada’da doğan Albert Bandura, önceleri mühendislik öğrencisi iken aldığı bir kurstan sonra psikoloji bölümüne yönelir ve 1949 yılında psikoloji lisans bölümünden mezun olur. Klinik Psikoloji alanındaki yüksek lisans ve doktora derecelerini de Iowa Üniversitesi’nde tamamlar. Ardından, 1953 yılında Stanford Üniversitesi’nde psikoloji kariyerini sürdürmeye başlar. 1979 yılında Amerikan Psikoloji Birliği (APA)’nın başkanlığını yapmış ve 1980 yılında da APA’dan Seçkin Bilimsel Katkı Ödülü’nü almıştır. Sosyal Bilişsel Teori ve Öz-yeterlilik kavramlarını geliştirmiş ve önemli çalışmalarda bulunmuştur. 

Bandura, Sosyal-Bilişsel Teorisi’nde, insanları ve onların davranışlarının sonuçlarını gözlemleyerek, yani dolaylı pekiştirmeler (vicarious reinforcement) yoluyla da öğrenmenin gerçekleşebileceğini öne sürmüştür. (Schultz & Schultz, 2011, s. 253). Bir davranışı öğrenmenin tek yolu, doğrudan tecrübe etmemiz değildir. Henüz denenmemiş davranışlarımızın sonuçlarını bir başkasında görerek, hayal edip, gözümüzde canlandırmaya çalışarak ve o şekilde davranmaya karar vererek de davranışlarımızı düzenleyebiliriz. 

Model alma, öğrenmenin çok önemli bir parçasını oluşturur. Bandura’nın yaptığı araştırmalara göre, bizimle aynı cinsiyette ve yaşta olan ve yüksek statülü insanların davranışlarından daha büyük ölçüde etkileniyoruz. (Schultz & Schultz, 2011, s. 253).  Ayrıca, saldırgan ve düşmanca davranışlar, özellikle çocuklar tarafından, daha fazla model alınan davranışlar arasındadır. (Bandura, 1986). Bu yüzden de hangi durumlara şahit olduğumuz davranışlarımızı etkileyebilir.

Bunlarla birlikte Bandura, eğer öğrenmeyi, başka insanların davranışlarını gözlemleyerek gerçekleştirebiliyorsak, davranış değişikliklerinin de aynı yolla yapmanın mümkün olabileceğini söylemiştir. Örneğin köpek fobisi olan bir çocuk, köpeğe yaklaşan, köpeği seven bir başka çocuğu aşama aşama gözlemleme şansı bulduğunda, yaşadığı köpek korkusunda azalma olacaktır. (Schultz & Schultz, 2011, s. 255). Bandura’nın bu davranış terapisi günümüzde de sıklıkla kullanılmaktadır. Özellikle, OKB, bazı anksiyete türleri ve cinsel işlev bozukluklarında yararlı olduğu görülmüştür. (Schultz & Schultz, 2011, s. 255).  

Öz-yeterlilik (self-efficacy) de Bandura’nın ele aldığı önemli bir kavramdır. Öz-yeterlilik, yaşam ile mücadele sırasında hissettiğimiz yeterlik ve beceriye değinen, kişinin kendine duyduğu saygıyı veya kendilik değeri duygusunu ifade eden bir kavramdır. Bu içsel durum insan davranışlarını bir çok yönden etkilemektedir. Öz-yeterliliği yüksek insanlar hayatlarında karşılaştıkları zorluklar ile daha iyi bir şekilde başa çıkabilmektedirler ve başarılı olacaklarına dair kendilerine güvenirler. Kendilerini daha sağlıklı hissederler, hayattan aldıkları doyum daha fazladır ve stresten daha az etkilenirler. İş ve okul performansları daha yüksektir. Bunun aksine, öz-yeterliliği düşük insanlar karşılaşılan zorluklarla baş etmede güçlük çekerler, kendilerini mutsuz ve umutsuz hissederler. Karşılaştıkları ilk başarısızlık karşısında pes etmeye yatkındırlar ve sonucu değiştirmenin bir yolu olmadığına inanırlar. Öz-yeterlilik duygusunun yüksek olmasının, insan hayatına, bir çok alanda olumlu etki sağladığı açıktır. Ayrıca, Bandura, grup çalışmalarında ortak bir öz-yeterlilik duygusunun, performansı etkileyeceğini bulmuştur. Spor takımları, askeri birimler ve politik hareket grupları üzerinde yapılan çalışmalarda, güçlü bir ortak öz-yeterlilik seviyesinin, grup tutkusunu yüksek tuttuğu, stres seviyesinin aza indirgediği ve daha başarılı performanslar getirdiği görülmüştür. (Bandura, 2001).

Albert Bandura, yaptığı bu değerli araştırmalar ile psikolojiye oldukça fazla katkı sağlamıştır. Davranışı, laboratuvar ve klinik ortama taşıma ve değiştirme konusunda çağdaş psikolojiye katkıları yadsınamaz. Özellikle teori ve model alma terapisi, psikolojinin pratik amaçlarına hizmet etmeye devam etmektedir. 

 

Kaynaklar:

Bandura, A. (1986). Social foundations of thought and action: A social cognitive theory. Englewood Cliffs, NJ: Prentice-Hall.

Bandura, A. (2001). Social cognitive theory: An agentic perspective. Annual Review of Psychology, 52, 1–26.

Schultz, D. P., & Schultz, S. E. (2011). A History of Modern Psychology. (10th ed.). Cengage Learning.