Daha önce Filler ve Çimen, Neredesin Firuze, 7 Kocalı Hürmüz gibi filmlerin yönetmenliğini yapmış olan Ezel Akay’ın Netflix’te yayınlanan son uzun metrajlı filmi 9 Kere Leyla hakkında konuşacağız bugün. Ezop ismiyle de anılan Ezel Akay’ın genel olarak filmlerinde kullandığı dil ve anlatı, rengarenk ve abartılı kostümler, keyifli müzikler izleyenleri masalsı bir hikayenin içine çekiyor. Kendisinin yönetmenliği ile ilgili söylenecek çok şey vardır fakat biz 10 yıllık aradan sonra Ezel Akay’ı tekrar yönetmen koltuğunda gördüğümüz 9 Kere Leyla filmini sinematik açıdan değil psikoterapideki etik ihlaller üzerinden analiz edeceğiz.

Öncelikle filmden kısaca bahsedelim. Film, kadın ve erkek çatışmalarını ele alırken Lilith (yaratılan ilk kadın) kültü üzerinden ilerliyor fikir güzel fakat filmde birçok sahnede psikoterapi seansları görüyoruz. Bu sahnelerin toplumun psikoterapi üzerindeki algısını zedeleyeceğini düşünüyorum zira baş karakter Nergis bir aile danışmanı olarak karşımıza çıkıyor ve danışanlarıyla çarpık ilişkiler geliştirmiş, aslında fantezi sayılabilecek düzeyde bir ilişki kurmuş durumda. 

Gelelim Adem ve Leyla’ya. Adem ve Leyla evliliklerinde problem yaşayan bir çift, evliliklerini kurtartmak adına Aile Danışmanı olan Nergis’in psikoterapi seansına katılırlar fakat beklenen psikoterapi seansı aslında hiç de sanıldığı gibi değildir. 

Film Nergis’in “İçinizdeki en derin arzuyu bulmalısınız… Terapistiniz değil aynı zamanda dostunuz olarak da söylüyorum,” cümlesiyle başlıyor. İlk dakikadan itibaren ilk etik ihlal aslında yapılmış oluyor ve bu da bize filmin gidişatı hakkında ipucu veriyor. Psikoterapist, psikoterapisttir. Dost, anne, baba, kardeş gibi rollere giremez. Psikoterapinin ilk anından itibaren ilişki danışan terapist zemininde kurulmalıdır zira sonrasında çoklu ilişkilere yönelim olabilir bu da hem psikoterapiden alınan yararı minimuma indirir hem de TPD Etik Yönetmeliğinin, Yararlı olmak ve Zarar vermemek ilkesinin, Çoklu İlişkiler maddesinin ihlaline sebebiyet verir. 


Nergis karakteri Adem karakteri ile apaçık flört etmektedir ve bu flört durumu cinsel birliktelikle sonuçlanmıştır. Psikoterapistler özel ilgi gerektiren gruplarla çalışmaktadırlar, bu gruplar bu özelliklerinden dolayı kötüye kullanıma açık hale gelmektedirler, Adem karakteri de kötüye kullanıma açık olmasından dolayı Nergis karakterinin kollarında bulmuştur kendini. Cinsel kötüye kullanım çok ciddi bir etik ihlaldir, hizmet verilenle ilişkiyi zedeler aynı zamanda hizmet verilene zarar verir, böyle bir durumda aslında durum psikoterapi olmaktan çıkar, burada Yararlı olmak ve Zarar Vermemek İlkesinin, Cinsel Kötüye Kullanımdan Kaçınmak maddesinin ihlali söz konusudur. 


Bir başka sahneden söz edecek olursak, danışanlardan hediye kabul edilmez, hediye talep edilmez. Filmde gördüğümüz üzere Nergis, Adem’in finansal durumunu kullanarak saat aldırmış, aynı zamanda burun estetiği de yaptırmış. Bu da yine Yararlı Olmak ve Zarar Vermemek ilkesinin, Diğer Kötüye Kullanımlar maddesinin ihlali anlamına geliyor. Bu maddeyi şu şekilde açıklayabiliriz; psikolog sahip olduğu bilgiyi, statüyü, sahip olduğu gücü kullanarak danışanların finans kaynaklarını veya emeklerini sömürmemesi gerektiği anlamına gelmektedir. 

Bir başka ihlalle devam edelim. Bir psikoterapi seansında psikoterapistin ağzından kesin yargılar dökülmez, danışana direkt olarak ne yapacağı söylenmemeli, danışana içgörü kazandırarak onun hangi yolda daha iyi olacağını bulması amaçlanır. Oysa filmde psikoterapiye gelen farklı bir çifte şöyle bir cümle kuruluyor: “Boşanın siz bence! Bakın kocanızın bana olan bakışlarını gördünüz mü?” Bir psikoterapi seansında böyle bir cümle kurulması doğru ve etik değildir. Psikoterapist daha sonrasında ağzından dökülen kesin yargıların olumsuz sonuç doğurması halinde, zan altında kalır ve durumu çözmesi daha da zorlaşır. 


Filmin sonlarına doğru terapi seansının bitirildiği bir sahne çıkıyor karşımıza fakat o da maalesef aşırı yüzeysel ve etik ihlallerle dolu bir bitirme seansı… Şöyle ki; terapi sonunda evliliklerinin gidişatını daha çözememiş çifte, “ihtiyacınız kalmadı, siz benim için mükemmel bir çiftsiniz,” gibi bir cümle sarf ediliyor. Bu da yanlış bilgi, kişisel düşüncelere yer verme gibi ihlallerle karşımıza çıkıyor. Peki bu nasıl bir sorun ve hangi maddenin ihlali söz konusu? Öncelikle terapinin başlangıcında danışanlara bilgilendirilmiş onam dediğimiz bir form okutulur ve imzalatılır. Danışan terapinin gidişatı ile ilgili her maddeyi kabul etmiş ve bilgilenmiş olur. Bu maddeler arasında terapistin terapiyi yarar durumuna göre bitirme hakkının olduğu da yazılıdır. Terapist danışanlarına iyi gelmiyorsa, terapinin gidişatı kötü etkileniyorsa danışan bilgilendirilerek terapi sonlandırılır ve danışan başka bir terapiste yönlendirilebilir. Burada aslında birçok etik sorumluluk yerine getirilmiş olur fakat filmde bunun tam tersi görülmektedir. Dürüstlük ilkesinin Doğru Bilgilendirme maddesi; Sorumluluk ilkesinin Doğru Bilgilendirilme Sorumluluğu ve Etik Zorunluluk maddeleri ihlal edilmiştir. 


Görünen o ki, aslında filmdeki psikoterapi seansının gerçekte uygulanan seanslarla bir alakası yok. Zira gerçek bir psikoterapi seansının zemini kurallar üzerine kuruludur. Bu da danışanın ve psikoterapistin zarar görmemesi için maksimum yararı gözetme ilkesine göre hareket eder. Gerçek bir psikoterapi seansı daha profesyonel ve sanıldığından daha komplike ilerler. 

Kaynak:

Akay, E. (Yöneten). (2020). 9 KERE LEYLA [Sinema Filmi].

Dağ, İ. (2007). ABD’de Psikologların Çalışmalarında Etik Sorun Yaşanmış Vaka Örnekleri*. Türk Psikoloji Bülteni , 33-50.

Derneği, T. P. (2004). Türk Psikologlar Derneği Etik Yönetmeliği . İstanbul: TPD .

Köse, B. (2007). Panel: Sinemada Psikoterapistler ve Psikoterapi Etiği. Türk Psikoloji Bülteni, 1-15.