''Rahatsız düşüncelerin akışını durdurmadıkça aklımı kaybettiğimi açıkça hissediyorum. Önemsiz meseleler beni sıkıyor ve bunlardan kurtulmak çoğunlukla saatlerimi, hatta günlerimi alıyor.''

(Kuntze, 1892, Balance ve Bringmann' dan alıntı, 1987: 42 Aktaran Schultz ve Schultz, 2007: 121)

     Yaşamının ve çalışma hayatının büyük bir bölümünü ağır depresyon öyküsü ile geçiren, fizikçi, fizyolog, deneysel estetikçi, filozof; aynı zamanda deneysel psikoloji alanındaki öncü duruşunu psikofizik alanında yaptığı çalışmalarla elde eden bir bilim insanı: Gustav Theodor Fechner.

 

Hayat Öyküsü

    1801 Almanya doğumlu Fechner henüz 16 yaşında iken Leipzig Üniversitesinde tıp okumaya başlamıştır. Tıbbı bitirdikten sonra ise kariyer hayatını fizik ve matematik alanlarına yönlendirmiş ve bu süreçte çeşitli defalar fizik ve kimya alanındaki el kitaplarını Almancaya tercüme etmiştir. 1824 yılında fizik alanında dersler vermeye başlamıştır. 1833 yılına gelindiğinde ise Profesör ünvanını kazanmasının ardından ciddi bir depresyon öyküsü ile yaşamının geri kalanına devam etmek zorunda kalmıştır. Öyle ki atakların gerçekleştiği dönemlerde açlık hissetmeme durumuna gelip, açlıktan ölme sınırına yaklaşmıştır. Fechner hastalığından kurtulmak için pek çok uğraş yaratmışsa da (sargılar ve ipler yaptım, mumları kısalttım...Havuçları ve şalgamların kabuklarını soydum ve dilimledim...) 1844 yılında resmen hasta kabul edilip emekli maaşı bağlanmıştır ve geri kalan yaşamında bilime pek bir katkı sağlayamadan yaşamına veda etmiştir (Schultz ve Schultz, 2007). Çalışma hayatının büyük çoğunluğunu yaşadığı psikolojik rahatsızlıkla geçirmiş olsa da  psikofizik alanındaki çalışmaları ve geliştirdiği metotlar ile fizyoloji çalışmalarını psikoloji araştırmalarına harmanlayarak büyük katkı sağlamış, özellikle deneysel psikolojinin bilinen fakat çoğunluk tarafından aşina olunmayan yüzü ve öncüsü olmuştur.

 

Psikoloji Alanındaki Katkıları ve Çalışmaları

     Korkman (2019)' a göre Johannes Müller, Helmholtz, Weber ve Fechner gibi bilim insanlarının çalışmalarının psikolojinin bilim olmasında çok önemli katkıları vardır. Bu insanların amacı Newton fiziğini fizyolojiye uygulamaktı ve temel soru ise şuydu: Eğer evren fizik ilkelerine dayanarak açıklanabiliyorsa, insan bedeni ve zihni de bu şekilde açıklanamaz mı?

   Fechner fizik alanındaki birikimi ile zihnin madde dünyasından olan beden ile ilişki içinde olduğunu, daha detaylı bir ifade ile zihin – beden arasında işlevsel ve niceliksel (sayılabilen, ölçülebilen) bir ilişki olduğunu ve birbirlerini etkilediklerini ifade etmiştir. Bir nevi bu ilişkinin matematiğini hesaplamaya çalışmıştır ve bunda da başarılı olmuştur: Weber – Fechner yasası. Weber de tıpkı Fechner gibi zihnin deneysel olarak incelenmesini desteklemiştir ve ağırlıklar arasındaki ayırt edilebilir en küçük farkları, yani ancak fark edilebilir farkları belirleme üzerine çalışmalar yapmıştır. Fechner de bu çalışmaya paralel bir çalışma yürütmüş ve ikisinin de çalışmalarındaki bulguların uyuşması nedeni ile Weber – Fechner yasası ortaya çıkmıştır. Bu yasa, duyuların şiddetinin, uyaran şiddetinin algoritması ile orantılı olduğunu göstermektedir. Böylece Fechner, psikofizik terimini kullandığı bu çalışması ile ruh (zihin) – beden etkileşimini deneysel olarak göstermeyi başarmıştır (Fancher, 1997; Schultz ve Schultz, 2007 Aktaran Korkman, 2019: 352). Ayrıca bugün hala kullanılmakta olan üç temel metot geliştirmiştir: ortalama hata metodu, sabit uyarıcı metodu ve limitler metodudur. Psikoloji biliminin gelişiminde ve diğer bilim insanlarının çalışmalarına katkı sağlamış en önemli ve bilinen kitabı ise  Psikofiziğin Elemanları' dır.

   Gustav Theodor Fechner, zihin – beden ilişkisini anlamaya çalışan ve matematiğini geliştiren, psikolojinin bilim olarak kabul edilmesinde önemli başarılara imza atmış bir bilim insanıdır. Çalışmaları ise modern psikolojinin kurucusu olan Wilhelm Wundt' un deneysel psikoloji alanındaki çalışmalarının esin kaynağı olarak gösterilebilecek niteliktedir.

 

Kaynakça:

Fancher, R. E. (1997). Ruhbilimin Öncüleri. (Çev. Yardımlı, A.). İstanbul: İdea Yayınevi.

Korkman, H. (2019). Pozitif bir bilim olarak psikoloji. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 21(1), 345-357.

https://bit.ly/2Nzdm9d

Schultz, D. P. ve Schultz, S. E. (2007). Modern Psikoloji Tarihi. 1. baskı (Çev. Aslay, Y.). İstanbul: Kaknüs Yayınları.