İnsan, diğer canlı yavrusundan farklı olarak bakıma muhtaç şekilde dünyaya gelmiştir. Öyle ki; bir ceylan yavrusu doğumundan sadece saatler sonra ayaklarının üzerinde durmaya başlar... Muhtaç olma durumu genel bir çerçeveden bakıldığında insanın yaşamı boyunca sürmektedir. Bu durum sadece fiziksel ihtiyaçların karşılanması konusunda değil; zihinsel, duygusal ve sosyal ihtiyaçların karşılanmasını da beraberinde getirir. Çünkü insanın diğer canlılardan farkı sadece düşünebilmesi değil aynı zamanda biyo-psiko-sosyal bir canlı olmasıdır. Bu sebeple her insanın kendini her defasında deneyimlediği, duygusal ve sosyal anlamda doyum sağladığı özel bir alanı vardır. Gelişim basamağının ilk adımlarında kendini ve de çevresini tanımaya, anlamaya ve ilişki geliştirmeye çalışan okul öncesi dönem çocukları için ise bu alan bir nevi hayatının provasını yaptığı oyun alanıdır. Oyunun ve özellikle sembolik oyunun özüne inmek öncelikle insan yavrusunun duygusal, sosyal ihtiyaçlarını ve sonrasında gelişimine katkısındaki rolünü anlamayı beraberinde getirecektir.

 

Oyunun Okul Öncesi Dönemdeki Yeri

Okul öncesi dönem (0-72 ay) kritik kazanımların elde edildiği (konuşma, okuma-yazma gibi) ve fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal gelişim alanlarının iç içe geçmiş bir örüntü halinde birbirlerini etkilediği önemli bir basamaktır. Örneğin; psiko-motor gelişiminde bir sorun yaşayan çocuğun sosyal gelişimi de etkilenmektedir çünkü akranlarının rahatlıkla gerçekleştirdiği bir eylemi gerçekleştiremiyor olmak sosyal çevresinden geri çekilmesine sebebiyet verecektir. Gelişim alanlarının desteklenmesi gereken bu süreçte oyunun rolü büyüktür.

İçinde duyguların, düşüncelerin, davranışların ve sosyal ilişkilerin her seferinde yeniden düzenlendiği ve geliştirildiği; aynı zamanda deşarj olunabilen bir rahatlama alanıdır. Poyraz’ a (1999) göre oyun, çocuğun hayatına deneyim, üretim, akranları ile ilişki kurabilme, duygularını ifade etme ve mutluluk sağlama gibi hem eğlendiren hem de gelişimine katkısı olan çok yönlü etkinliklerin tümüdür (Aktaran Hürtürk, 2017). Çok kapsamlı etkinlik alanı olan oyunun birçok türü vardır. Bu türlerden biri özellikle Piaget’nin üzerinde durduğu ve önemsediği, -mış gibi yapma sanatı olarak da nitelendirilebilinecek sembolik oyundur.

Sembolik Oyunun Okul Öncesinde Sosyal-Duygusal Gelişime Katkısı

Sembolik oyun, bir diğer ifadesi ile imgesel oyun Piaget’ in bilişsel gelişim evrelerinden işlem öncesi dönem için önemini vurguladığı oyun türüdür. Çünkü bu dönem sembollerin kullanılmaya başlandığı dönemdir. Sembol demek dile girmek demektir, dil ise beraberinde diğerleri ile ilişkiye geçmeyi getirmektedir. Aynı zamanda bu yaş aralığının başlangıcında görülen benmerkezciliğin sonlara gelindiğinde yerini sosyalleşmeye bıraktığı görülmektedir. Çocuk bu gelişim sürecini oyuna da yansıtmaktadır. Piaget, sembolik oyunu 3 evrede şekillendirmiştir. İlk evre çocuğun kendi davranışlarını taklit ettiği, 2. evre başkalarının davranışlarını taklit etmeye başladığı ve son evrede ise oyunların artık bir plan çerçevesinde geliştiği evredir (Johnson ve diğerleri, 1999 ; aktaran Hürtürk, 2017).

Sembolik oyun ile duygularını tanımaya başlayan çocuk bir süre sonra etkileşim halinde olduğu sosyal çevresinde duygularını düzenlemeye ve uyum geliştirmeye de başlamaktadır. Bir anaokulunda çocuk oyunlarının içeriği ve oyun davranışlarının incelenmesi üzerine serbest oyun zamanlarında olan çocuklar ile yapılan araştırmaya göre oyun türlerinden en fazla tercih edilenin imgesel oyun olduğu, bunu tercih eden çocuklar gözlemlendiğinde ise anlık duygularını ve sıkıntılarını daha rahat ifade ettikleri ve çocukların bu ortamda keşfedildiği sonucu elde edilmiştir (Hürtürk, 2017). 

Oyun, sadece çocukların dünyasında var olan ve yetişkinlikte kaybolan bir etkinlik değildir. Sembolik oyunun izleri tiyatro sahnelerindedir. Oyun, duyguların ifade edilişindedir. Oyun, insan ilişkilerindedir. Oyun, hayat boyu bizimledir…

Psikolog Laçin SEVİN

Kaynak :

Hürtürk, Ç. (2017). Okul Öncesi Dönemdeki Çocukların Oyunlarının İçeriği ve Oyun

Davranışlarının İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Kuzey Kıbrıs.

http://i-rep.emu.edu.tr:8080/jspui/handle/11129/4201

Johnson, L., Bruhn, R., Winek, J., Krepps, J. & Wiley, K. (1999), The Use Of Child Centered Play Therapy And Filial Therapy With Head Start Families: A Brief Report, Journal of marital and family therapy, 25(2),169-176.

Poyraz, H. (1999). Okul Öncesi Dönemde Oyun ve Oyuncak. Ankara: Anı Yayıncılık.